Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dünkü “Talat Atilla doğru mu söylüyordu?” yazımdan sonra Muharrem İnce aradı.

        Cep telefonunun ekranında Muharrem İnce ismini görünce hemen açtım.

        “Merhaba Fatih bey, yazıyı görünce arama ihtiyacı hissettim. Size bilgi vermem lazım. Çünkü sizin dürüst gazeteciliğinize, her konuya bilimsel yaklaşımınıza güveniyorum ve size gerekli verileri verebilirsem doğruyu göreceğinize inanıyorum” diye girdi söze.

        Öncelikle Talat Atilla’nın iddiasını bir kez daha yalanlayarak başladı.

        “O gazeteciyi kullandılar. Kimin kullandığını da biliyorum. Bana asıl dokunan Kemal Bey’in Fox TV’deki sabah programına çıkıp ‘Kimin gittiğini biliyorum’ diyerek beni ima etmesi oldu. Kemal Bey’i aradım hemen. ‘Biliyorsanız çıkıp açıklayın. Yoksa ben çıkıp sert konuşurum’ dedim.

        Açıklamadı.”

        SARAY’A GİDEN BİR GENEL BAŞKAN YARDIMCISI

        Bakın Fatih Bey, Beştepe’ye Cumhurbaşkanlığı Sarayına giden bir CHP’li var ama o ben değilim. Gidenin kim olduğunu da biliyorum. Bir genel başkan yardımcısı gitti Saray’a, Tayyip Erdoğan’a. Görüştü.”

        Burada lafa giriyorum.

        “Niye adını açıklamıyorsunuz o zaman?” diye soruyorum.

        “Yüzde 100 emin olsam açıklayacağım ama yüzde 99 eminim ve vicdanım o yüzde 1’den ötürü açıklamamı engelliyor. Ama söylüyorum işte bir genel başkan yardımcısı.”

        “Hala genel başkan yardımcısı mı?” diye soruyorum.

        “Yok artık değil” diyor Muharrem İnce.

        Sonra biraz gerilere, Cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyor.

        “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adayı kesinlikle Abdullah Gül’dü. CHP’den birini asla düşünmüyordu. Bütün arzusu Abdullah Bey’i aday göstermekti. Ama onun bu planını Meral Akşener bozdu. Açık söylüyorum ben Akşener sayesinde aday oldum.”

        REKLAM

        DÜNYA SİYASET TARİHİNDE REKOR KIRDIM

        “Genel Başkan beni davet etti, anket yaptırmış yüzde 70’le ben önde çıkmışım. ‘Adayımız sizsiniz’ dedi. Başarılar diledi.

        Hiçbir hazırlık yoktu. 50 günde 107 miting yaptım. Bu dünya siyasi tarihinde bir rekordur. Kazanmaya gidiyordum. Kabinem bile hazırdı kafamda. O kadar emindim. Kampanya sırasında tek bir hata yaptım. O da İstanbul mitingiydi. O mitingin başarısı AK Parti’de panik yarattı ve müthiş bir şekilde son gün çalışması yaptılar. İstanbul mitingi olmasaydı kesinlikle ikinci tura gidecekti iş.”

        İnce'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı sırasındaki İstanbul mitingi.
        İnce'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı sırasındaki İstanbul mitingi.

        KAMPANYAYI İYİ, YENİLGİYİ KÖTÜ YÖNETTİM

        Ben araya girip kendisine seçim gecesini hatırlatıyorum. “O gece ortadan kaybolmanız, İsmail Küçükkaya’ya mesaj atmanız ve ‘Adam kazandı’ demeniz çok tepki topladı. Milyonları hayal kırıklığına uğrattınız.”

        “Doğru. Haklısınız. Uğrattım. Ben seçim kampanyasını çok iyi götürdüm ama yenilgiyi kötü yönettim. Çok kötü yönettim.”

        Muharrem İnce, CHP’de kendisine yönelik tavrın Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından başladığına inanıyor.

        SARHOŞTU LAFINI TUNCAY ÖZKAN ÇIKARTTI

        “Tuncay Özkan seçim gecesi ile ilgili olarak Levent Gültekin’e ‘Muharrem İnce o gece sarhoştu’ diyor. O da bunu yayıyor. Yahu o gece yanımda birçok partili var. Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay var. Bekledim ki, biri de çıksın ‘Değildi. Beraberdik’ desin. Hiçbiri çıkmadı.” Belli ki, kırgınlık seçim gecesi başlamış.

        Ve giderek büyümüş.

        “Bana destek olan kim varsa partiden ya atıldı ya pasifize edildi ya küstürüldü. Sanki vebalı hale getirildim” diyor İnce ve devam ediyor:

        “Ardından bu Saray’a gitme meselesini birileri kurguladı. Ben de bu iftiraya dava açtım. Genel Başkanımıza da dedim ki, ‘Parti de dava açsın’ ama açmadılar. Niye açmadılar sormak lazım. Ben Beştepe’ye Saray’a gitsem gizli gitmem. Açık açık giderim. Twitter’dan duyurur giderim. Çünkü bugünkü sisteme göre ben ana muhalefetim. Tayyip Erdoğan’ın rakibi Kemal Kılıçdaroğlu değildi, bendim. Bu yüzden isteseydim açık açık gider görüşürdüm. Gitmedim. O da yetmedi şimdi bir de bölücülük meselesi çıktı.”

        REKLAM

        BU SİSTEMDE BÖLÜCÜLÜK MÜMKÜN DEĞİL

        “Bölmüyor musunuz?” diye sordum hemen.

        “Yahu bugünkü sistemde bölmek mümkün değil ki! Ben bir parti kurup gidip bunu Cumhur İttifakı’na mı eklemleyeceğim. Mümkün mü?”

        “Muharrem Bey, CHP’de size yapılan haksızlıkların herkes farkında. Cumhurbaşkanı olmaya layık görülen bir partilinin parti yönetiminde yer almaya layık görülmemesi kimsenin dikkatinden kaçmıyor, son Kurultay’da en arkalara oturtulmanız da kabul edilir bir şey değil ama yine de bunlara kızıp parti kurmaya kalkışmanız pek makul bulunmuyor CHP tabanında” diyorum.

        “Fatih Bey, elbette kırgınım. Genel Başkan’ın maaşlı danışmanı Kurultay’da Genel Başkan’ın yanında oturtulurken benim gibi Cumhurbaşkanı adayı olmuş bir CHP’linin, 14 yaşından beri bu partiye her kademede hizmet etmiş birinin milletvekili olduğu kent Y harfinde diye en arkaya oturtulması tabii kırdı beni. Ama arkaya oturtulmaya kızıp parti kuracak kadar çocukça bir iş yapacak adam da değilim.”

        Kılıçdaroğlu'nun İnce'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan ettiği günden...
        Kılıçdaroğlu'nun İnce'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan ettiği günden...

        CHP’DE ATATÜRK DÜŞMANLARI VAR

        “Neye kırıldınız peki?”

        “Birçok şey sayarım kırıldığım ama asıl mesele şu. CHP’de Atatürk düşmanları yer bulabiliyorsa ben asıl buna kızarım. AK Parti’de Atatürk düşmanlarına alışkınız ama CHP’de de oldu mu bak işte onu kabul etmem mümkün değil.”

        “CHP’de Atatürk düşmanları mı var diyorsunuz?”

        “Evet var. Açıkça söylüyorum. Beni asıl öfkelendiren bu zaten.”

        “Bu nedenle mi yeni bir parti kuruyorsunuz?”

        “Fatih Bey, bakın az önce lafım yarım kaldı. Bu sistemde bir bölen olmak mümkün değil. Yüzde 51 lazım. Ben gidip AK Parti’ye, Cumhur İttifakı’na katılmayacağıma göre demek ki bir şeyi bölmüyorum. Zaten akıl var, izan var. De ki ben gittim Cumhur İttifakı’na. Yahu 1 tek taraftarımı, bir tek kişiyi oraya götürebilir miyim? Ben AK Parti karşıtı olarak bir anlam ifade ediyorum. AK Parti’ye bir kişi bile götüremem ki.”

        REKLAM

        ERDOĞAN BENDEN RAHATSIZ OLMALI

        “Ama AK Parti’ye yakın medya ve kalemler çok destekliyor sizi.”

        “Vallahi o onların hatası. Bence tedirgin olmaları lazım. Çünkü ben Tayyip Erdoğan’ın oyundan da alacağım belki de. Belki onların da umudu olacağım. Asıl onlar tedirgin olmalı.”

        “Yani bir parti kuruyorsunuz!”

        “Bakın ben parti kuruyorum falan demedim hiç. Anket şirketlerinin patronları arıyor. Yüzde 9 şimdiden var diyorlar. Dün arayan biri yüzde 12 olduğumu söylüyor. Bakın bunların hiçbir önemi yok. Ya yüzde 50 artı 1 olacaksın ya da olmayacaksın. Artık bu iş futbol maçı değil, basketbol maçı. Beraberlik yok. Bir taraftan biri kazanacak. Bu sistemde bölücülük mümkün değil.”

        “Yani parti kurmuyor musunuz, kuruyor musunuz?” diye ısrar ediyorum.

        Muharrem İnce, eşi Ülkü İnce ile mitingde.
        Muharrem İnce, eşi Ülkü İnce ile mitingde.

        YÜZDE 51 İÇİN YOLA ÇIKIYORUM

        “Ben bir parti kurmuyorum. Ben yola çıkıyorum. Yüzde 31’le bıraktım. Şimdi onu yüzde 51’e çıkarmak için yola çıkıyorum.”

        “Nereye, yeni bir partiye doğru mu bu yol?”

        “Bu yol Diyarbakır’da karpuz tarlasına gidiyor. Diyarbakır’da kardeşlerimle karpuz toplayacağım, Sümbül Deresi’nde işçilerle olacağım, Rize’de çay toplayacağım. Yollara çıkıyorum, halka emanet edeceğim kendimi. Parti kurmuyorum. Halkla beraber yola çıkıyorum. Harekete geçiyorum. Bir hareket başlatıyorum. Halkla beraber. ”

        “Anladığım kadarı ile Fransa’da Macron örneği gibi. Partisiz bir liderlik...”

        “Evet. Niye olmasın. Macron gibi de diyebiliriz. Bu hareket yarın bir partiye dönüşür mü, yoksa partiler o hareketin arkasına mı takılır bilmem. Ben yola çıkıyorum. Ben yüzde 9, yüzde 10, yüzde 12 ya da yüzde 49 için çıkmıyorum yola. Yüzde 51 için çıkıyorum.”

        Diğer Yazılar