Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Merhaba Fatih Bey,

        Toplumun ortak sorun ve problemlerine olan duyarlığınız ve bunları gündeme getirmenizden dolayı öncelikle çok teşekkür ederim.

        28.08.2020 tarihinde 15 Temmuz Köprüsü'nden Asya- Avrupa yönüne satın aldığım yeni aracım ile geçtim, sonrasında HGS bakiyeme baktığımda ücret olarak 10.50 kuruş kesildiğini gördüm.

        Karayollarının sitesinde ücret tek yönlü olarak alınılır denilmekte ve yıllardır uygulama bu yönde diye biliyoruz. Buna rağmen dönüşte de ücret alındığını görünce şaşırdım.

        Bilgi almak için Karayolları’nı aradığımda aynı günde gidiş ve dönüş gerçekleşmez ise ücret alındığını söylendi.

        Normalde Avrasya Tüneli, Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim köprülerinde iki yönde de ücret alınırken, şimdi artık tek yönlü ücret alındığı zannedilen 15 Temmuz ve Fatih Sultan Mehmet köprülerinden “aynı günde geçilmezse” iki yön geçişinde ayrıca ücretlendirildiği söyleniyor.

        Bu bilgi ne kurumun sitesinde var ne de konu haber oldu. Muhtemelen kimse farkında değil.

        Yıllardır Avrupa’dan Asya’ya geçerken ücret ödenen ama Asya-Avrupa geçişi ücretsiz olan bu köprülerde vatandaşın 2 defa ödeme yapması üstelik de bunun kimseye haber verilmeden, oldubitti şeklinde olması hem kamu vicdanı hem vatandaş için çok ağır bir yük.

        Kurumdan aldığım bu şifahi bilgi dışında ücret tarifesinin ne zamandan beri bu şekilde işletildiği ile ilgili kurumdan bilgi de verilmiyor.

        Konu geniş bir kitleyi ilgilendirdiği için köşenizde yer alması ile belki bu uygulamadan vazgeçilir ya da en azından vatandaş nasıl kandırıldığı ile ilgili bilgilendirilir umudu ile…

        *

        Alkol vergisi, uyuşturucu çetelerine yarıyor

        Merhaba Fatih Bey,

        Pazar günkü yazınızda alkollü içeceklere konulan vergilerin insanları kaçak içki almaya ya da bireysel içki üreticisi olmaya sevk ettiğine, bu yüzden içkilere bağlı ölümler olduğuna değinmişsiniz.

        Fatih Bey, sahte içkiden ölümler olması üzücü olmakla birlikte asıl felaket daha başka.

        İçkilere konulan aşırı vergiler yüzünden bilhassa gençler uyuşturucu maddelere yöneliyor.

        Fiyatlar üzerinden örnek vereyim. Resmi içki fiyatlarıyla başlayayım. 35’lik düşük kalite viski ortalama 100 TL, 50 cc bira ortalama 12 TL, 35’lik rakı ortalama 80 TL.

        Uyuşturucu madde fiyatları maalesef içkiden daha da ucuz. İçki almak eroin almaktan daha lüks bir hale gelmiş...

        İçkiyle mücadele ediyoruz derken, ülke gençleri uyuşturucu müptelası yapıldı.

        Not: Alkol ya da uyuşturucu kullanmıyorum. Fiyatların hepsini internetten buldum.

        Av. C. B.

        *

        Halkın gerçek sorunları dile getirilmiyor

        Fatih Bey merhaba,

        Okur mektuplarınızı okuyunca ben de aslında yardım istemek için değil, ülkede konu edilmeyen bir adaletsizliği anlatmak için yazmak istedim. Atama bekleyen bir öğretmenlik mezunu işsiz gencim. 26 yaşındayım. Babam emekli ve evde annem ablamla beraber 4 kişi yaşıyoruz.

        25 yaşını tamamladığımdan beri, yaklaşık bir buçuk yıldır babamın sağlık sigortasından yararlanamıyorum. Sağlık sigortasından yararlanabilmek için her ay GSS primini yatırmamız gerekiyor. İşsiz kaldığımız yetmezmiş gibi bir de işsiz olduğumuz için vergi ödüyoruz. GSS primlerini ödememek için gelir testi yaptırmak gerekiyor. Benim normalde aylık gelirim 0 TL. Ama ne hikmetse sigortadan yararlanmak istediğimde beni babamdan ayrı bir birey olarak gören sistem, gelir testi yaptırırken beni babamın himayesinde görüyor ve onun gelirinden faydalandığım için yüksek gelirli çıkıyorum. Yüksek gelir dedikleri de 1000 TL.

        O 1000 TL'nin neredeyse %10'unu bana vereceksin diyor devlet.

        Ayrıca evde 4 kişi yaşamamıza rağmen, sistem gelir testi yaparken baba, anne ve çocuk olmak üzere 3 kişi hesaplıyor. Haliyle gelir daha da yüksek görünüyor. Yani bir ailede 15 kişi de yaşasa, geliri 3'e bölüyor.

        Ayrıca babamın gelirinden payıma düşen gelir 1000 TL bile olsa Türkiye şartlarında 1000 TL kimin neyine yetebilir?

        Kaldı ki tekrar ediyorum gelirim 0 TL.

        Bunların yanında, babamın bugüne kadar çalıştıklarıyla kazanıp aldığı bir ev ve bir arabayı da gelire dahil ediyor. İyi de biz onlardan para kazanmıyoruz ki, satıp primleri mi ödeyelim onu mu istiyorlar?

        Tüm bunların yanında ben GSS prim borcumu birkaç ay yatırmama rağmen eczaneye ilaç almaya gittiğimde ekstra muayene parası ödüyorum.

        Hal böyle olunca yatırmayı bıraktım. Şimdi ücretini ödeyerek devlet hastanesinde muayene olabiliyoruz ancak yazılan ilaçları alamıyoruz. Yani her yönüyle adaletsiz bir sistem var ve ne muhalefet partileri ne de başka gruplar bunları dile getiriyor. Varsa yoksa boş tartışmalar. Kimse halkın gerçek gündemiyle ilgilenmiyor.

        Şuan birikmiş 2 bin TL civarında borcum var ve ne zaman sigortalı bir işe girerim veya ne zaman atanırım bilmiyorum. İş sahibi olduğumuzda da binlerce lira eksiyle hayata başlayacağız. O borçları da acaba hangi geçiş garantili köprü ve yollar, hangi hasta garantili şehir hastaneleri için veya hangi adaletsiz döviz harcamaları için ödeyeceğiz kim bilir. Kulüplerin, milyarder müteahhitlerin borçları bile silinirken şu an en zor durumda olan işsizlerin bu duruma düşürülmesi üzücü. Bu durum maalesef ki Türkiye gençliğinin çok önemli bir sorunudur ve benimle birlikte aynı sorunu paylaşan milyonlarca işsiz erkek var.

        İsmim malum sebeplerden ötürü gizli kalsın.

        *

        OGS HGS kargaşası

        Saygıdeğer Fatih Bey,

        Öncelikle, halkın “genelde izlediği” değil de “izlemesi gereken” konularda yaptığınız yayınlar için sizi tebrik ediyorum.

        Bu mesajı yazarken bir yandan da Karayolları Genel Müdürlüğü OGS/KGS ihlal çağrı merkezinde 67. sırada olduğum anonsunu dinliyorum, sanmıyorum ama umarım mesajım bitmeden sıra bana gelir.

        Son dönemde çeşitli kereler “HGS yerine OGS’den geçme” ihlali yaptığıma dair bildirimler aldım. Aldım derken, aslında bana bir bildirim yapılmadı, ilgili web sitesine girerek bildirimi kendim gördüm.

        Düzeltmek için çağrı merkezini her aradığımda en az 20 dk. sıra gelmesini bekledim.

        Sıra gelince ise sorunu basitçe çözdüler!

        “Sorunun basitçe çözülmesi” iyi bir şey gibi gözükebilecek olsa da, ben basitçe çözülecek sorun için bu kadar kaynak tüketilmesini hiç olumlu bulmayanlardanım.

        Boğaz köprüleri gibi HGS/OGS gişe ayrımı olmayan ve otomatik gişelerin altından hızlıca geçilen bir noktada bile HGS yerine OGS’den geçildiğine dair ihlal bilgisi oluşturulabiliyor.

        Yazılımsal bir iyileştirme, iki sistem arasında bir eşgüdüm ya da paralellik sağlanması halinde bu saçma zaman ve kaynak israfı kolayca önlenebilir.

        Çağrı merkezine bu konularda geri bildirim yapıp, KGM’ye de mail attığımdan ve beklediğim üzere bir sonuç alamadığımdan bir de size yazmak istedim.

        Saygılarımla,

        (Bu arada; mesajı yazdım, düzenledim, kısalttım, tekrar okudum derken işim bitti, bekleyenler arasında 30 numaralı sıradayım ve 32 dk’dır bekliyorum!!!)

        Diğer Yazılar