Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Söylediğimiz her şey, söylediğimiz tarihlerde birer birer gerçekleşiyor.

        Corona salgınından bahsediyorum elbette.

        Daha bulaşıcı olan İngiliz mutasyonunun geldiğini ve artık yerli olduğunu söyledik haftalar önce.

        Bunu takip eden günlerde önlemler arttırılacağına, “Kontrollü normalleşme” adı altında önlemsizlik getirildi.

        Barlar hariç her yer açıldı.

        Laf olsun diye konulduğu aşikar, ne olduğu belirsiz bir yüzde 50 kapasite şartı ile.

        Ne bir denetim, ne başka bir şey.

        Yolda maskesini indirmiş teyzelere ceza kesildi ama lebalep kongreler yapıldı.

        Biraz kafası çalışan herkes “Yani bari kırmızı illere bir seyahat yasağı getirin" dedi.

        O da yapılmadı.

        Bilimi bırakın, aklın önerdiği ne varsa hepsinden uzaklaşıldı.

        “Böyle buyurdum” tarzı bir mücadeleye geçildi.

        Sonunda, doktor olmasına gerek yok, biraz izanlı herkesin beklediği oldu.

        Vakalar 30 bini hızla aştı, 35 bine doğru koşar adım gidiyor.

        Hastanelerde yine yer kalmadı.

        Yoğun bakımların full hale gelmesinin eli kulağında.

        Ölüm sayılarının da pek yakında katlanacağından emin olabilirsiniz.

        Vefatlar, sayı artışlarını 15-20 gün geriden takip ediyor sadece.

        Göz göre göre buraya geldik, başa döndük diyemeyeceğim beterine döndük.

        En küçük bir sürpriz yok.

        Çünkü bunun olacağı belliydi!

        Akla, izana dönülmeyince, mecburen geç de olsa önlemlere geri dönüldü.

        Cumartesi yeniden sokağa çıkma yasağı.

        Tam turizm sezonu başlarken, Ramazan’da tam kapanmaya yakın bir kapanma.

        Yazık bu millete vallahi yazık.

        Bir restoranı, bir iş yerini açmak ciddi bir para.

        Adama aç diyorsun, daha yaptığı masrafı çıkarmadan geri kapa diyorsun.

        Sonra bir daha aç, bir daha kapa.

        Bu kadar öngörüsüzlükle devlet mi yönetilir Allah aşkına.

        Salgın gibi işleyişi bu kadar belli, bu kadar net olan bir olayda bile bu kadar öngörüsüz olunca diğer konularda Allah hepimizi korusun diyorum.

        Bilim Kurulu ne yapmalı

        Bilim Kurulu ne yapmalı
        0:00 / 0:00

        Sağlık Bakanlığı Corona Bilim Kurulu'nun saygın üyeleri.

        Tüm olan biteni yani zamansız ve kontrolsüz açılma sonrasında olacakları sizlerin de öngördüğünü tahmin ediyorum.

        Benim bile öngördüğümü, sizin öngörmemiş olmanız imkansız.

        Bu durumda şu ortaya çıkıyor.

        Normalleşme kararı size rağmen alınıyor.

        Sizi dinleyen, biliminizi ciddiye alan yok.

        O zaman yapmanız gereken şu.

        Hemen istifa etmek.

        Yok eğer diyorsanız ki, “Hayır her şeyi bize sordular ve bizim önerilerimiz doğrultusunda yaptılar.”

        O zaman yapmanız gereken yine hemen istifa etmek.

        İstanbul Sözleşmesi ve Kanal İstanbul

        İstanbul Sözleşmesi ve Kanal İstanbul
        0:00 / 0:00

        Cühelaya yönelik yazı yazan ve fikir üretenlere bayılıyorum.

        Ne söyleseler gidiyor.

        İstanbul Sözleşmesi ile ilgili olarak “Batı’nın bize ahlaksızlık dayatması” diyorlar mesela.

        Çünkü muhtemelen ne kendileri ne de yazdıkları kitle bu sözleşmeden tek satır okudu.

        Boşanamamayı da, boşanma sonrası ödenen nafakaları da bu sözleşmeye bağlayanlar var.

        Ki içinde bununla ilgili tek satır olmamasına rağmen.

        Ve üstelik de bu sözleşme, Batı’nın bize dayatması değil, bizim Batı’ya dayatmamız.

        Bu sözleşmeyi hazırlayan, oluşturan Türkiye.

        Hem de AK parti Türkiye’si.

        Dünyaya da “Biz böyle bir metin hazırladık. Gelin birlikte imzalayın” diyen biziz.

        Böyle bir metni hazırlayanlar bizi davet etmediler, biz herkesi davet ettik.

        Zaten adı bu yüzden İstanbul Sözleşmesi.

        Kendi yaptığı kanunları üç gün sonra değiştirmeye çalışan, kendi yapıp halka onaylattığı Anayasa’yı iki sene sonra beğenmeyip değiştirme çağrısı yapanların kendi hazırlayıp dünyaya imzalattıkları sözleşmeden çekilmeleri de çok doğal.

        Benim merak ettiğim bu öngörü ile açacakları Kanal İstanbul’u “Hata ettik kapatalım” demeleri ne kadar sürecek!

        Ve tabii bugün Kanal İstanbul'u yapalım diyen şakşakçıların aynı gün kanalı kapatma kararı alanları alkışlamaları...

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
        0:00 / 0:00

        Bu soru beni güldürmediği zaman.

        Diğer Yazılar