Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BAŞLANGIÇTA galiba fark edilmemişti; şimdilerde 7 Haziran seçiminin bayağı kritik olduğu herkes tarafından anlaşılıyor...

        Anlaşılıyor ki, bütün partiler var güçleriyle çalışıyor ve daha önce abartılı bulunabilecek beklentiler içerisine girilebiliyor.

        CHP sözgelimi; en ileri tahminde bulunanlar yüzde 30 oy almayı büyük başarı gibi görürken ve partinin söylemi de bunu yansıtırken, seçime az kala, iktidar rüyası gören CHP’liler çıkabildi.

        Koalisyonla belki, ama sonuçta iktidar rüyası işte...

        Öyle sanıyorum ki, aynı rüyayı görenler, MHP ve HDP’de de vardır...

        Muhalefet partilerinde iktidar rüyası görülmeye başlanması iktidarı da etkilemişe benziyor. Başlangıçta “Aman ha, oyunuzu heba ederseniz koalisyon kapıyı çalar, 2002 öncesine dönülür” söylemiyle, koalisyon, kaçabilecek sempati oylarını AK Parti’de tutma amaçlı bir “taktik” olarak tasarlanmıştı; bugün ise, “Yoksa, koalisyon mu?” tedirginliği iktidar saflarında da hissediliyor.

        HDP barajı aşamazsa, çıkarabileceği önemli miktarda milletvekilinin çoğu yerlerini adaylarına bırakacağı için, AK Parti referandum çoğunluğuna (330) bile erişebiliyor.

        Sorun HDP’nin barajı aşması halinde başlıyor: Eski oy başarısını tekrarlasa bile AK Parti’nin çıkaracağı milletvekili sayısı azalıyor çünkü...

        Peki ya HDP barajı aşar, AK Parti ise önceki seçimden daha düşük oy alırsa?

        Yüzde 45 mesela? Veya yüzde 44... 43... Ya yüzde 40’a kadar gerilerse AK Parti’nin oyu?

        Olmaz ya, siyasi hayatımızda böyle bir geriye gidişi ilk yaşayacak iktidar partisi AKP olmayacak... 1983 seçimiyle iktidara gelen ANAP, 10. yılını bile göremeden, 1991 yılında, muhalefete geçmesini getiren bir “büyük şok” yaşamıştı. 2 dönem üst üste elinde tuttuğu İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehir belediyelerini 1989’da kaybettikten sadece 2 yıl sonra...

        Geçmişte öyle oldu, ANAP’ın başına bu geldi diye, elbette AK Parti de aynı akıbeti yaşayacak değil. Bugünün şartları o günden farklı; AK Parti de ANAP’tan çok farklı.

        Ancak yine de fikir cimnastiği yapmakta yarar var.

        Sebebi çok basit: Yüzde 42’nin altına düşerse AK Parti’nin oyu, önceleri mütereddit seçmeni yanlarında tutmak için kendilerinin taktik olarak ortaya attıkları o meş’um sözcük, yani “koalisyon”, ciddi ciddi gündeme gelebilir...

        İyi mi olur, kötü mü, bir başka yazı konusu; ancak bu kadar asıldığı ve bütün imkânları seferber ettiği bir seçimde iktidardaki partinin başarısızlığı tatmasının çok yönlü sonuçlar doğurması kaçınılmaz...

        Biliyorum, seçime iki haftadan az kala başarısızlık ihtimali üzerinde düşünmek ürkütücüdür; eminim iktidar partisinin hiçbir kademesinde bu yönde bir fikir cimnastiği de yapılmıyordur. Bu yönde yazılar ve yorumlar taraflı, hatta kasıtlı olarak değerlendiriliyordur.

        Muhalefet rüya görür, iktidarlar ise sürekli gözlerini açık tuttukları için rüya (veya kâbus) da görmezler.

        AK Parti iktidarında, Türkiye, pek çok olumlu gelişmeye sahne oldu. Birçok alanda çağımızla ve çağdaşlıkla ahenk içerisine girdi ülkemiz; kendimize güvenimiz arttı, içeride ve dışarıda ülkemizle övünç duyar olduk.

        Bu gerçeğe rağmen, insanlar, birdenbire “Koalisyon olursa olsun” noktasına gelir ve oylarını bu sonucu ortaya çıkaracak biçimde kullanır mı?

        Kullanmaması gerekir, ama ya kullanırsa?

        Diğer Yazılar