Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Terörün en fazla sarstığı ülkelerdeniz; hem de tam 30 yıldır... Terörün başını her kaldırışında ülkemiz “iç savaşa” maruz ülke görüntüleri veriyor.

        Evet, terör 30 yıllık kaderimiz, ancak bu belayla baş etme konusunda acemiliğimiz hâlâ sürüyor.

        Devlet terör konusunda hazır bir “mücadele paket programa” sahip: F-16’lar, F-4’ler ile dağlar taşlar bombalanıyor... İsyan kalkışması olarak gördüğü yerlere göz açtırmıyor; binlerce mermiye yüz binlerce mermiyle mukabele ediyor... Terörist ile masum vatandaşı ayırmanın tek yolu olarak sokağa çıkma yasağına başvuruyor devlet... Teröriste geçiş imkânı ve ikmal desteği sağladığı düşünülen yerleşim yerlerinden henüz zorla göç ettirme tedbirine başvurulmadı; ama onun da eli kulağındadır...

        Sonuç?

        Bugüne kadar 40 binin üzerinde can kaybı, yüz milyarlarca dolar maddi zarar bilançosuna yeni kayıplar ve zararlar eklenmesi... Moral bozukluğu ve onun getireceği sıkıntılar da cabası...

        Teröre karşı devletin mücadelesi yalnızca askeri ve polisiye tedbirlerle sınırlı kalmıyor; ister istemez sivil hayatı ilgilendiren uygulamalar da gündeme geliyor. Siyasilerin (HDP’liler) sokağa çıkma yasağı uygulanan ilçeye girme girişimleri geri püskürtüldü...

        Küçümsediğim sanılmasın, tam tersine, çözümü devlete bırakılan sorunların üzerine her devlet üç aşağı beş yukarı bizdeki gibi mukabele eder. Başarılı olur veya olamaz, o başka bir meseledir; ancak “devlet” dediğinin kullanabileceği unsurlar meşru kolluk kuvvetleridir ve onlar da teröristlere karşı bizde alınana benzer tedbirlerden başkasını bilmez.

        Önemli olan, sorunların şiddet kullanılarak belli edilmesinin önüne geçmek, teröre sapılmışsa bunu durdurmanın farklı yöntemlerini aramaktır.

        Herhalde bunu devletten bekleyecek değiliz; görevi sivil toplum unsurlarının üstlenmesi beklenir.

        Ülkemizin en kalabalık üyeye sahip sivil toplum kuruluşu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) öncülüğünde buluşan, 13 işçi ve işveren sendikası, odalar, işadamı dernekleri ve Barolar Birliği’nin “teröre karşı ortak cephe” oluşturma kararı, önemli bir ilk girişimdir.

        Ankara’da toplanacak üyeleriyle terörü lanetleyecekler... Herkesin evleri ve işyerlerine Türk bayrakları asması çağrısında da bulundu katılımcı örgütler adına TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu...

        Sivil toplum da “terör” başını çıkardığında geleneksel olarak böyle bir tepki verir...

        Vermeli de. Ancak bununla yetinmemeli, terörün yeniden boy göstermesine yol açan zemini ortadan kaldırmak için başka girişimler de üstlenmeli.

        Barışı ve çatışmasızlığın sürekliliğini sağlayacak süreç neden beklenen sonucu doğurmadı? Demokratik bir ülkede sorunların dile getirilmesinin yolları bellidir; o yollar kullanılarak sorunun çözümünde bayağı mesafeler alındı da, neden son anda yeniden silaha sarılındı? Sürecin önemli yönlerinden biri, tarafların ilgili yerel unsurlar aracılığıyla görüşlerini birbirleriyle ve gerektiği oranda kamuoyuyla paylaşmasıydı; bu yön nisan ayından bu yana neden çalıştırılmıyor?

        Cephede buluşan 13 sivil toplum örgütünün temsilcileri, soğutulan süreci canlandırmak üzere bu ve benzer soruların sağlıklı cevaplarını arayabilir, terörü yeniden devre dışı bırakma yolunda ciddi adımlar atılmasını sağlayabilir.

        Yükselen şoven duyguları biraz daha yükseltmeye yarayacak girişimlerden kaçınmalı, sürece biraz daha şans tanıyacak formüller peşinden gidip kalıcı barışı zorlamalıyız.

        Hisarcıklıoğlu ve arkadaşları bunu yapabilir.

        Diğer Yazılar