Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İşteş fiil, fiildeki işin birden fazla kişi tarafından karşılıklı ya da birlikte yapıldığını anlatıyor. Bu halde, küreselleşiyorsak karşılıklı olarak küreselleşiyor olmamız gerekiyor.

        İkinci Dünya Savaşı sonrası, “postaltın standardı” döneminde kurlar yerli yerine oturdu. Berlin Duvarı yıkıldı, Çin dünyaya döndü, gelişen ticaret Asya’yı global topluma kazandırdı, AB para birliğine adım attı ve sermaye akımları hızlandı. 90’ların yükselişiyle birlikte ekonomik krizlere karşı dirençli gelişen ülkeler ortaya çıktı.

        Yaşlanan Avrupa ve sürekli tüketen Amerika, ucuza emeğini kiralayan gelişen ülkelerle ticarete girdiler. Ucuza emeğini satan ülkelerin işçilerinin çocukları, Batı okullarında okuyup yeni teknolojiler geliştirdiler. Refaha erişebildiler mi? Hayır. Ancak oyuna dahil oldular.

        İletişim ve enformasyon devrimiyle birlikte gelişmiş ülkeler küresel liderliğin tadını çıkarmaya devam ettiler. İnternet, her ferdi ve ülkeyi birbirine bağladı. Ortaya “bugün” çıktı. Kural bazlı ticaret, Küresel Para Fonu, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü son halleriyle bu dönemin kurumları. Liberal ticaret ve serbest sermaye akımları, yatırımın ve entelektüel sermayenin korunması, dönemin hukukunun ruhu.

        Bu zamana kadar olanın adı belki de “küreselletme” olabilir. Şimdi geride kalanlar zorlu 50 yılın eğitimi ve birikimiyle davetli oldukları partiye geliyorlar ve ev sahibi komşuya gidiyor. İşteş fiili beraber işleyecekken kurallar değişiyor. İşte Davos’ta yaşanan bunun kavgası.

        ***

        Globalleşme mesajı taşınırken, en büyük hayallerden biri fakirliğin silinmesi ve eşitsizliğin azalmasıydı. Ne ülkeler kendi içlerinde bunu başardılar ne de uluslararası ölçekte istenilen düzelme yaşandı. Dünya tarihi için bir ara dönem olan bu yıllar bir nesil için gözlerindeki yaşam ışığının parlayıp sönmesi demek. Bu yüzden kızgın insanlar var. Bu ortam uç fikirlerin yeşermesi için ne yazık ki oldukça bereketli. Terörizm, bugün üniversite mezunu ve hali vakti yerinde militanlar da bulabiliyorsa biraz da arka planını buralarda aramak lazım gelmez mi?

        Irak’ta aradığınız kimyasala ulaşılamıyor ama arkada milyonlar kalıyorsa, terör örgütleri zamana ve mekâna göre yorumlanıyorsa, Chomsky’nin dediği gibi Rıza’nın imalatının tadı iyice kaçmışsa yeniden hesap yapmak gerekmez mi?

        Davos’un ikinci mesajı bu damardan geliyor. Duymamak olmaz.

        ***********

        MÜLTECİLER HER GÜN TARTIŞILIYOR

        Davos’ta 4 gün boyunca mültecilerle ilgili 13 faaliyet yapıldı. Bunlardan hiçbirinde bir Türk yetkili almadı. Bu, düzenleyenler için bir garabet, bizim içinse bir eksiklik. En çok konuşması gereken ülke Türkiye değil midir?..

        ***********

        POLİTİKANIN -E HALİ

        Brezilya Başkanı Temer reform sözü veriyor, Alman Şansölye Merkel daha fazla AB, Fransa Başkanı Macron “Katılıyorum” diyor. Çin, hava kirliliğiyle mücadele mesajı yayınlayıp “kaliteli” büyüme kompozisyonu vaat ediyor. İtalya ve İspanya bir arada kalıp rekabetçi olmanın peşinde.

        Ülkeler ayrı, ancak politika hep aynı. Ya -e hali ya da -de hali. Ancak özü değişmiyor. Daha fazla insana daha fazla refah. Tüm bunlar olurken teknolojiye meydan oku, adapte ol ve istihdam yaratmaya devam et. Kolay mı? Sanırım zor olduğu için 22 bin kişi bu hafta burada toplandı ve tartışıyor.

        Diğer Yazılar