Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Elbette Türkiye vatandaşları ve kurumları dolar alabilirler. Her şeyden önce nette ithalatçı bir ülkeyiz. Dışarıdan mal almak için dolar lazım, euro lazım. Ancak memlekette tutulan her 2 liralık mevduatın yaklaşık 1 lirasının döviz cinsinden olmasının açıklaması net: Dolarizasyon.

        Bu iştah nasıl doyurulur? Yurtdışından döviz cinsi kredi temin ederek, içeriye portföy akışı sağlayarak, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın dövizlerinin girmesiyle, doğrudan net yabancı yatırım çekerek, ticaret fazlası vererek. Olmadı bilançomuzda olan dövizi talep edene vererek.

        Ne var ki dövizi bizim Merkez Bankamız basmadıkça bu zararlı bir trend.

        Peki neden döviz alıyoruz? Cevabı basit. Dövizin değer kazanacağını düşünüyor tasarruf sahipleri. Böylece TL’den vazgeçip yerine neredeyse 10 puan daha düşük faiz ödeyen bu para birimlerine geçiş yaşanıyor.

        Nasıl kırarız bu eğilimi?

        Enflasyon beklentilerini törpüleyerek. Böylece ulusal paranın sürekli değer yitireceği beklentisi biter. Türk Lirası tarihi düşük seviyesinden geri tırmanabilir.

        GÜNEY AFRİKA’YA ZENGİN DOKUNUŞU

        Güney Afrika’nın para birimi Rand, Türk Lirası’na en yakın işlem gören kurlardan biri. Bunun bazı sebepleri var elbette. Cari açık, enflasyon, yüksek işsizlik bunlardan bazıları. Bu sebeple ülkede neler olup bittiğini finans profesyonelleri izlemeye çalışırlar. Bugün ben de kısaca olup biteni aktarmak istedim.

        Ülkeye yönelik iyimserlik 3 dalgada geldi. İlk dalgada iktidar partisi (ANC) lideri ve Cumhurbaşkanı Zuma’nın parti kongresinde aday olmayacağı beklentisi fiyatlandı. Ramaphosa, Zuma’nın eşine karşı yarışı kazandı. Bu ikinci olumlu gelişmeydi. Son beklenti ise Başkan Zuma’nın istifa edeceğiydi. Bu da gerçekleşti... Yeni cumhurbaşkanı böylece apar topar Ramaphosa oldu.

        Ülkenin en zengini olan yeni başkandan beklentiler büyük. Bugünlerin hikâyesi ve belli ki orta ve uzun vadenin havucu da bu. ANC, yeni lideriyle reform ajandasına hız verecek ve önce kısa vadeli, ardından ise yapısal problemleri giderecek.

        Yatırımcıları ülkeden kaçıran büyük sorunlardan biri bütçe açığı. Milli hasılanın % 5’ine koşan açığın popülist politikalar, yolsuzluk ve verimsizlik sebebiyle artışı hem ülkenin ulusal para birimi hem de faizler üzerinde yukarı yönde baskı kurduğunu görüyoruz. Bunu gören yeni yönetim, 3 yıl boyunca harcamaları kısacak ve apartheid bittiğinden bu yana ilk kez bir vergi artışı planlıyor. Yeni bütçe açığı beklentisi böylece % 3’lü rakamlara dönmüş durumda.

        Ülkenin gösterge borsa endeksi hazirandan bu yana % 25 yükseldi. Rand yılbaşından bu yana en çok kıymetlenen gelişen ülke para birimi (% 6) ve 10 yıllık yerel para cinsinden tahvil faizi 1 ayda 1 tam puan düşüşle % 8.30’a geriledi.

        Şimdi hedef % 27’ye varan işsizliği aşağı çekmek, % 60’a varacağı tahmin edilen borç/milli hasılayı düşürmek, kamu finansmanında sürdürülebilir açıklara erişmek ve ülkenin büyüme profilini yükseltmek, keza büyüme % 2’nin de altına sarkmış durumda.

        Yatırımcıların en sevdiği hikâye bitmemiş hikâyedir. Sözler, planlar ve onlara uyma yönündeki istek bol bol para çeker. Bu, ülke varlıklarına ilginin süreceği anlamına geliyor. Diğer yandan, derecelendirme kuruluşlarının, notunu yatırım yapılabilir seviyenin altına çektikleri ülkeye karşı yeniden tozpembe bakma ihtimalleri güçlenecek.

        Diğer Yazılar