Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Reel efektif döviz kuru, geldiği seviyeler itibarıyla 90’lara döndü. Türkiye’nin ticaret yaptığı 36 ülke ile enflasyondan arındırarak baktığımız kur karşılaştırması bu. 10 yıllık faiz rekor kırıyor. CDS neredeyse 300 baz puana dayandı.

        Fitch ve Moody’s eminim not değişikliği için harıl harıl çalışıyordur.

        Yatırımcılar, açıklamasından sonra Merkez Bankası’nın harekete geçmesini bekliyorlar. Ne yapabilir TCMB? Politika yoğunlaşması, sadeleşme ve yönlendirme. Bugün yarın olabilir mi? Pekâlâ olabilir. Kurlar çakılabilir ve faiz düşebilir. Çare mi?

        Banka 2 yıldır faiz artırıyor zaten. O sıralarda 10 yıllık faiz % 9’un başında ve sepet kur 3’tü. Şimdi bu figürler 15 ve 5 oldular. Demek ki başka bir şey gerekiyor. Merkez üstüne düşeni yapmalı, Türk Lirası’nı açığa satmanın maliyetini artıracak yegâne kurum TCMB.

        Milli paramızı satma isteğini uyandıran dürtüyü halletmemiz gerek. Kalıcı çözüm ancak bu olur. Demek ki bir hikâye gerek.

        İlkokulda hikâye yazma yarışmalarına katılırdım; orta okulda Türkçe öğretmenim özendirirdi. Unutmuşum, dönüp baktım; kuralları neydi bu işin? İyi hikâye nasıl yazılır?

        Küçük bir araştırma yapınca birkaç kurala rastladım:

        - Olayın gerçek ya da gerçeğe yakın olması,

        - Kahramanlarının olması,

        - Belli bir zaman ve mekânda geçmesi,

        - Bir olay örgüsü olması gerekiyor.

        İşte bu kadar.

        OVP örneğin, enflasyon hedefleri bu yıl ve önümüzdeki yıllarda 7-6-5. Topla, 18 yapıyor. Sadece bu yıl sonu tahminleri ne yazık ki şimdiden 11’i geçti. O yüzden olaylar gerçeğe yakın olmalı. Kurun bu kadar gideceğini tahmin etmek güç elbette, ama bunu söyleyip çekilemeyiz. Mesele de bu zaten. Türkiye’nin makro şartlarında değişen bir şeyler var. Artık döngü değişti. Faiz artışına kur tepki verip içeri para yağmıyor eskisi gibi ve bu seviye şirketleri tehdit ediyor.

        220 milyar dolardan fazla uzun vadeli borcu olan şirketlerin yıl başından bu yana durduk yere borçları 160 milyar TL artmış oldu. Dolar cinsi borçlanma maliyetleri de vadeden bağımsız söylüyorum, 1 puandan fazla arttı.

        Bu durumda, başı sonu belli bir plan lazım memleketimize. Ekonomimiz hızla büyürken yüksek cari açık ve hızlı enflasyon sarmalından bizi çıkaracak bir formül... Eldeki kaynakları doğru dağıtıp, yeniden dağıtım ve bölüşüm mekanizmalarını tekrar tanzim edecek bir formül. Böylece özel sektörün, sürekli döviz biriktirerek fonladığı ama kurdaki her yükselişte şöyle bir yerinden doğrulup “ne olacak acaba” demediği bir yapıya terfi etmeliyiz. Bunun yanına eğitim reformu, kamu kesimi reformu gibi harcı sağlamlaştıracak malzeme dökmeliyiz ki dayanıklı olsun. Kuru bunlar düşürecek, Merkez Bankası değil.

        Diğer Yazılar