Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son haftalarda birçok gelişme var finansal piyasalarda. Takip edebildiniz mi?

        Döviz cinsinden tahvil ihracı, kamu portföy yönetim şirketlerinin birleştirilmesi, bankaların sermayelendirilmesi, varlığa dayalı menkul kıymet (VDMK) ihracı gibi gelişmeler bunların en öne çıkanları.

        Türkiye'de, küresel gelişmelere de uygun olarak, ekonomi ve finans alanında da ne yazık ki görüşler polarize olmaya başladı. Gelen teklifin ne olduğundan çok kimden geldiğine bakar duruma geldik. Bu yüzden, hikayeyi kimden duyduğunuza göre fikirler de değişebiliyor.

        Ben hikayeyi benden duymanızı istedim.

        ***

        Meselelerin çok boyutu var. VDMK ihracına bakalım örneğin*. Batık oranı %1'den düşük olan mortgage kredilerin dayalı ürünlerin 1 yıl içinde geri alım garantileri olmasına rağmen ve %120 teminatlanmış olmalarına rağmen negatif tepki aldığını görüyoruz. Mantıklı mı? Pek değil. Getirinin düşük olması sorun. Kıymetin gizli gizli pazarlanması ayrı bir sorun. Ancak finansal enstrümanlarımızın derinleşmesine katkıda bulunacağı bir gerçek.

        Kimsenin bu ihraç ile konut sektörünü kurtardığı yok. Çünkü ihracın konut sektörüne faydası yok. Olsa olsa banka bilançoları rahatlatılıyor denebilir. Para bankalara geliyor çünkü.

        Sanırım buradaki sorun başta 'Merkez Bankası bu kıymetleri repo için teminata kabul eder' cinsinden bir pazarlama malzemesinin sirküle edilmesi oldu. Normal şartlarda Banka sadece hazine tahvili kabul edebiliyor keza. Bu da başta yaptığımız hatalardan biri.

        Hazine'nin döviz cinsinden ihraç meselesi de ilk kez gibi duyuruldu ve tartışma yarattı. Hazine, dolarizasyonu özendirmek ile eleştirildi. Eğer özel bankalardan daha yüksek faiz ödenecek olsa vatandaşın dövizine ya da büyük bir vergi avantajı ile döviz tevdiat hesaplarına kıyasla çıksaydı bence bu haklı bir kaygı olurdu ancak belli ki DTH daha cazip. Yani birinin dövize ilgisi varsa, sırf bu ihraca bakıp da Türk Lirasından kaçmayacaktır. Bununla birlikte, her 1 birimi 1,2 birimlik krediyi fonlayan mevduatların bankalardan sökülmesi de pek anlamlı olmayacaktı zaten.

        Son olarak, bundan 2 ay önce başlayıp 5 ayrı ihraçta zaten bu ürün piyasa sürülmüş iken ve toplamda sadece 27 milyon dolarlık ihraç yapılmışken neden yeni bir ürün gibi lanse ettik? Kamu portföy yönetim şirketlerinin birleşmesi de biraz buna benziyor. Nasıl bir yararı olacağını, eski bir sektör çalışanı olarak ben göremedim. Belki biraz daha tartışmak lazımdı...

        Erken davranarak banka kurtarma tadında bir plandan bahsetmiştik Ekim ortasındaki Yeni Ekonomi Programı sunumunda. Şimdi ise bu cepheden hiç ses gelmiyor. Oysa iyi haberler var. Fonun nereye kullanıldığından bağımsız olarak söylemek gerekirse, işsizlik fonunun çift haneli milyar TL mertebesinde kamu bankası bonosu alması... Akbank'ın sermaye artışı, Burgan Bank'ın kayıtlı sermaye tavanını yükseltmesi gibi gelişmeler var.

        İtalyan bankaları 20'ye yaklaşan sorunlu alacakları yıllarca sırtında taşımışken, Türk bankalarının beğenilmeyecek tarafı yok. Sorunlu kredilerin artacak olması bankaların bunları yönetemeyeceği anlamına gelmiyor. Sektörün kendini daha iyi anlatması gerekiyor. Diğer yandan, devam eden testlerin ne zaman sonuçlanacağı ve hangi ilave tedbirler alınacağı da hemen açıklanmalı. Türk bankaları şu an gelişen piyasa benzerlerine kıyasla %45 daha ucuza işlem görüyorlar borsada. Güven adımları yardımcı olabilir.

        Son gelişme ise Hazine ihalelerinde oluşan yapay düşük faiz. Piyasa faizlerinin 2 puan kadar altında oluşan faizler sürdürülebilir değil. Hazine, ihalelerde az borçlanıp, sürpriz faizlerle piyasa yapıcı bankalara tahvil satıyor. Uygulama son 2 seferdir bu şekilde. Ancak yüklü ihalelerin olduğu Şubat ayında bunun sürmesi muhtemel değil. Zaten sorunumuz güven olmuşken, ihtiyacımız olan şey de ortodoks & bildik ve kabul görecek patikalar takip etmek gerekir. Faizi düşürecek şey budur.

        Görüldüğü gibi, tek bir yanlış ya da tümden yanlış yok. Ekonomi yönetiminin her yaptığı & yapmadığı doğru da değil, yanlış da değil. Ancak her yapılanı baştan yok saymak ve olumsuzlamak da anlamlı gelmiyor.

        * Bu ihraç için daha detaylı bir yazıyı şurada kaleme aldım

        Diğer Yazılar