Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Davos toplantıları bugün itibariyle son buluyor. Pek çok konu ele alındı. Konuşuldu.

        REKLAM

        Küresel ekonomi ve finans çevreleri için en heyecanlı konular ticaret savaşları ve Çin ekonomisindeki yavaşlama oldu. Aslına bakılırsa ikincisinin müsebbiplerinden biri ilki. Ekonomik dönüşüm sancıları var Çin’in. Üstelik bunları yüksek borçluluk oranlarına sahip bir ekonomi olarak atlatmaya çalışıyorlar. Tam burada Amerika devreye giriyor.

        Sonuç Davos’a katılan herkes için endişe kaynağı. Çin yavaşlaması epey zorlayıcı olacak. Küresel ticaret ve büyüme ölçüsüzce etkilenecek. Emtia fiyatları çoktan kaybettikleri pırıltılarını iyice arar olacaklar.

        Geçen sene Davos’taki olumlu hava yerini kara bulutlara bırakmış durumda. Korumacı politikalar ve onların şampiyonluğunu yapan Başkan Trump 12 ay içinde oyunu kökten değiştirdi. Bakalım kendi faydalanabilecek mi bu değişimden...

        ***

        Son yılların en dokunaklı Davos’u oluyor buna şüphe yok. Bir salonda robot etiği ve teknoloji ile değişen ahlak konuşulurken diğer salonda 180 bin kişilik sığınmacı kampında doğup büyüyen bir üniversite mezunu geleceğin ne kadar karanlık olduğunu anlatıyor.

        Küreselleşme ve küreselcilik ayrışması belirgin hale geliyor. Dünya vatandaşı olanlar, dünyayı bir ülke ve içindeki insanları kendi gibi görenler ile onları yöneten hükümetler ayrışıyor. Sermayenin zeki kısmı sürdürülemez olandan en çok kâr üretmeyi artık akıllıca bulmuyor. Sanırım sorun bu.

        Çevre kirliliği, küresel ısınma gibi sorunlar Çin’in büyüme modelini sorgulatıyor. Sorgulatıyor sorgulatmasına ama çevreci özel yatırımın beşiği ABD Başkanı ve yönetimi Paris Anlaşmasından çekiliyor. Global eşgüdüm olmadan herkesi ilgilendiren ve ortak efor isteyen bu sorunun çözülmesi mümkün mü?

        Oryantalist bakış açısı ile Orta Doğu’daki her ‘demokrasi açığına’ bombalayarak müdahale eden ve bir araya gelen grupların terörist olup olmadıklarına bakmadan onları kullanan Batı şimdi bölgeden kaçan göçmenlere kapısını kapalı tutabilmek adına elinden geleni ardına koymuyor.

        Brezilya böyle başlamadı mı? Batı’nın son yıllardaki en iyi yönetilen ülkesi Almanya’nın Şansölyesi koltuğunu böyle kaybetmedi mi? Türkiye ve AB’yi yakınlaştıran temel faktörlerden biri bu değil mi?

        ***

        Teknoloji gelişmeye devam edecek. Şimdiden gelecek 20 yılda meslekleri çöp olacak kitleler yetiştirmek, üstelik bunu bile bile ne kadar adil? Çalışan kesimlerin sorunlarını onların lehine nasıl çözeceğiz? Sosyal kontratımız nasıl olacak da korunacak?

        Teknolojideki gelişmeler doğal olarak mekanik bir şekilde ilerliyor. İlerlemesi de gerek. Ne var ki faydalarından küçük bir kesim mutlu olurken, zararları belki de daha fazla insanı işsiz bırakacak. Buna nasıl biz çözüm bulacağız?

        Eğitim sistemleri değişiyor ve daha radikal şekilde de değişmek zorunda. Buna şüphe yok.

        Bunca yapısal sorun içinde Türkiye’yi, ülkemizi düşündüm. Hazırlık yapmak gereken çok konu var. Çok...

        Diğer Yazılar