Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Açıklanan verilere göre memleketin ekonomisinde soğuma devam ediyor. Sanayi üretimi geriliyor ve cari açığımız kapanıyor. Önümüzdeki aylarda milli hasılanın neredeyse yüzde 2.5'ine kadar inecek belki de önümüzdeki aylarda. Bunca soğumanın elbet iyi bir tarafı olacak. Kırılganlıklarımız azalıyor. Risk primimiz düşüyor.

        Benim konum ise başka.

        Bu soğumanın ödülü olan cari açık 2018 yılında 27.6 milyar dolara indi. Peki biz bu açığı nasıl finanse ettik? Cari açığın finansmanında ana kalem nedir?

        Ana kalem 21.2 milyar dolar ile net hata & noksan kalemi oldu. Bu, hangi ölçü ile bakarsanız bakın normal görünmüyor. Ülkemizde net hata & noksan kalemi her zaman yüksek montanlı ve oynak bir kalem olagelmiştir. Ancak bu çok fazla.

        Neye göre fazla?

        Veri bulup küresel bir kıyaslama yapmak epey güç ancak ben genişçe bir vakit ayırarak dünyanın hemen her ülkesindeki net hata kalemlerini şöyle bir alt alta yazdım. Türkiye 21 milyar dolarlık kalemi ile her zaman olduğu gibi Top 5'e giriyor.

        Toplam açığın finansmanındaki payı ve net hatanın milli hasılaya oranla payı olarak bakınca ise dünya şampiyonu oluyoruz benim derlemelerime göre.

        Yeri gelmişken, net hata nedir ve nereden kaynaklanır çok kısaca belirtmek isterim. TCMB'den okuyalım:

        ''Ödemeler dengesinin her işlemi iki ayrı işaretle kaydedilir (alacak ve borç olarak). (...) Böylece 'cari işlemler hesabı' ve 'sermaye hesabı'nın toplamının her zaman 'finans hesabı' kalemine eşit olması gerekir.''

        İşte bu eşitsizliği bozan kalemler bütünü net hata ve noksan kalemidir. Eşitsizlik neden bozulur; bunun makul bir açıklaması var:

        Kayıt altına alınmamış işlemler / gümrük beyanında eksiklikler / dış ticarette teslimat ve ödemelerde uyumsuzluk / borç ve alacakların farklı dönemler için raporlanması.

        Japonya'da örneğin 35 milyar dolara varan net hata görüyoruz. Başka ülkelerde de var. Ne var ki bizim gibi milli hasılaya oranı yüzde 2.5 olan bir OECD ülkesi yok. Ya da cari açığını neredeyse yüzde 70 oranla net hata olarak raporlayıp fonlayan bir ülke de yok.

        Belli ki bu iş düzelmeli ve iyileştirilmeli. Data 2019 ve ötesine damgasını vuracaksa biz kendi verimizi tam tutamıyoruz demek doğru olmuyor.

        Merkez'den sıkı duruş vurgusu?

        Dün öğlen saatlerinde Ajans'tan TMCB Başkanı Çetinkaya'ya ait bir röportaj geçti. Özet olarak, Banka enflasyondaki iyileşmenin niteliğine bakacağını ve istatistiki toparlamanın kendisini sıkı duruşundan döndürmeyeceği mesajını verdi.

        Likidite adımları olabileceği, bunlarınsa para politikasında değişiklik anlamına gelmeyeceği ifade edildi. Türkçesi, bankalar kredi vermek için yüzde 24'le TCMB'den borçlanmasın. Çünkü bu maliyetleri yukarı çekiyor. Krediler bir parça ucuzlayabilsin ki reel sektör nefes alabilsin diye zorunlu karşılık vs gibi adımlarla zaten bankaların olan parayı onlara ücretsizce geri döndürebiliriz anlamına gelebilir.

        TCMB sıkı duruşunu koruyacak içerikli haberin ardından ise Türk Lirası Dolar'a karşı 5 kuruş değer yitirdi. 10 yıllık tahvil faizimiz yaklaşık 20 baz puan yükseldi!

        Bu mesaj gevşeme midir yoksa sıkı duruş mudur tartışılır ama 2019 yılında yazılı metinler ile kamu oyu yönlendirmesi yapmak sanırım pek çalışmıyor. Buradan almamız gereken mesaj bu.

        Diğer Yazılar