Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kabul edelim, 2019 yerel seçimleri oldukça zorlu geçti. Kampanya döneminde kullanılan propaganda metotları ve sosyolojinin aldığı biçimden ötürü yerel değil, genel bir seçim yaptık.

        Rey verme sürecinin genel seçimler havasında geçmesi ve kutuplaşma ortamı yatırımcıların da kötü sonuçlar beklemesine yol açtı. Beklentilerin bozulması partilerle ilgili değil daha çok demokrasi ortamına yönelik endişeler kaynaklıydı. Tam bunlar yaşanırken TCMB’nin rezervlerine ilişkin endişelerin yükselmesi ve endişelere verilen yanıtın kalibresi sebebiyle TL varlıklarda bir baskı da yaşamıştık.

        Seçime, yatırımcıların ve ekonomiyi takip edenlerin indinde türlü zorluklarla girildi.

        REKLAM

        ***

        Sandıkta görülen katılım oranının yüksekliği, siyasi tansiyonun kampanya dönemine göre düşük seyretmesi ilk pozitif gelişmeler olarak kayıtlara geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Lideri Bahçeli’nin seçim sonrasındaki açıklamaları hem vakar içinde hem de ittifakın devamı biçimindeydi. CHP’nin büyük şehir kazanan adaylarının kapsayıcı basın açıklamaları ise hoşgörü iklimine katkıda bulundu.

        Erdoğan’ın kapsayıcı, liberal piyasa koşullarına vurgu yapan ve reformları öne çıkaran sözleri tam olması gereken cümleler olarak okundu.

        REKLAM

        ***

        Seçim sonuçlarının ardından görüldü ki iktidar bloğunda önemli bir çözülme yok. Ancak bu blok temsil bakımından bir dönüşüm yaşıyor. Oy oranı %51,6 ile genel seçimlere kıyasla hemen hemen aynı kalırken içinde barındırdığı sosyolojide kaymalar yaşanıyor. Büyük şehirlerden daha küçük şehirlere bir kayma söz konusu.

        Ak Parti ülke milli hasılasının %70’ten fazlasını temsil ederken seçimin ardından bu oran %30’a inmiş durumda. Vergi ödeyenler ve tarımdan canı yananlar muhalefete yerel yönetimlerini emanet ederek tepkisini ortaya koymuş durumda. Şimdi iktidar için yanıtlanacak soru şu olacak: Yeni sosyolojiyi kaybetmemek için mi politika yapılacak, kaybedilen ekonomik kitle için mi? Ya da en iyisi herkes için ortak ve pozitif bir reçete var mı?

        Kentli, üreten & tüketen, tarımsal hasıla ortaya koyan seçmenden daha fazla kırsal ve daha az çıktı üreten seçmene geçişin ekonomik çıkarımlarını şimdiden yapmak güç.

        REKLAM

        ***

        Seçimlerin bir diğer sonucu belediye çalışanlarına yapılacak zam ve bunun getireceği ücret baskısı olacaktır. Emekçilerin daha fazla kazanması hepimizin ortak arzusu olmakla birlikte kısa vadede, hızlı ve enflasyon üstü ücret artışlarının mevcut enflasyonist süreci beslediği ortada. CHP belediyelerinde ücretin 2.020 TL civarından 2.200 TL civarına çekilecek olması diğer ücretlerde de yukarı yönlü baskıya sebep olur mu izlemek gerekecek.

        Ayrıca merkez – belediye – merkezi hükümet uyumu ile kolaylıkla borçlanan belediyeler için hayat şimdi daha zorlaşmış olacak. Bunun ise orta vadede rasyonel borçlanma ve makul istihdam politikalarına kapıyı açma olasılığı göz ardı edilmemeli.

        REKLAM

        ***

        Seçimlerin yansımalarından biri herhangi bir ilin ya da makamın seçimle kazanılabileceğinin gösterilmesi oldu. Bu tüm dünyada Türk demokrasisinin işlediği yönünde tercüme edilecek ve denge & fren mekanizmaları bundan sonra devrede olacağı için olumlu karşılanacaktır.

        Diğer yandan, sonuçların ani bir iktidar değişikliğine yol açmayacak olması piyasaların kendini hızlıca başka bir gerçekliğe adapte etmeyeceği anlamına gelir. Denetlenen, kaybedilebilen ancak pozisyonunu koruyan yönetim algısı piyasalar tarafından yapılacak ilk yorum olacaktır.

        4 yıllık seçimsiz bir dönem olacağı görüşü, seçim belirsizliğinin geride kalması ve reform ajandası gündemi TL varlıkları pozitif etkileyecektir. Şimdi mesele bu beklentilerin altını doldurmakta yatıyor. Bu da az bir iş değildir.

        Diğer Yazılar