Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Amerika’da hayat tek renk. Konuşulan tek şey Başkan Trump’ın azli.

        Yasaya göre bir başkanın azledilmesi ve görevinden alınması mümkün. Vatana ihanet, rüşvet veya vahim bir suç işlerseniz Temsilciler Meclisi savcı oluyor. Kongre ise jüri rolünü üstleniyor. Başkan, suçunun derecesine ve meclislerdeki siyasi aritmetiğe göre görevinden alınabiliyor.

        Daha önce benzer tahkikat geçiren 3 başkandan ilki olan Johnson Senato’da gerekli olan üçte iki çoğunluk sağlanamayınca görevinde kalırken işlerin ters gideceğini anlayan Nixon soruşturma sırasında istifa etti ve azil sürecinden kurtuldu. Bundan 27 yıl sonra Başkan Clinton ise oylamada beraat etti.

        Şimdilerde Başkan Trump’ın başında bu bela var. 2020 seçimlerinde olası Demokrat rakibi Biden’in oğlunun Ukrayna ve Çin’deki işlerinde babasının nüfuzunu kullandığını düşünüyor Başkan. Ancak iddiaya göre düşünmekle kalmıyor. Ukrayna’ya baskı yapıyor ve ‘size vermem gereken 400 milyon doları vereceğim ancak siz de bana bir iyilik yapın’ diyor. İyilik ise Biden’in mahdumunun Ukrayna’da nasıl iş aldığını ve kocaman bir gaz şirketinin yönetim kuruluna nasıl girdiğinin araştırılması.

        Tam da burada azil süreci devreye giriyor. Acaba Başkan görevi kötüye mi kullanıyor diye Demokratlar süreci başlatmış durumdalar.

        *

        ABD ve Çin arasında ticaret savaşları sürüyor. İki ülke son kertede barış görüşmeleri için alan yaratmış durumdalar. Böylece ABD, Ekim 1’de Çin’e karşı devreye alacağı ekstra 5 puanlık gümrük vergisini 2 hafta erteledi. Ancak son gelen haberler iyi niyetin bozulduğu yönünde.

        ABD’de ekonominin yavaşlaması ve azil sürecinde Başkan Trump’ın günden güne zayıflaması Çin’i de etkilemiş. Duyumlara göre, Çin artık daha küçük bir pakete ABD’ye ikna etmek istiyor. Çünkü, onlara göre Trump kendi derdine düştü. Çin, ABD’yi sanayi politikasına karıştırmak ya da şirketlerine verdikleri teşvikleri belirlenen ülke durumunda kalmak istemiyor.

        Başkan Trump daha önce bu tip blöflere hiç izin vermemişti. Belki yine vermeyecek. Ne var ki bu kez kendi ekonomisi de pek parlak durumda değil. Hem yatırımlar zayıflıyor hem de üretim ve ihracat cephelerinden sert yavaşlama sinyalleri geliyor.

        ABD’nin dış politikadaki sonuçsuz seferlerini unutmamalı. Filistin’de tutmayan barış planı, Suudi Arabistan’ın Orta Doğu’da ortak seçilmesi ancak Kaşıkçı cinayeti ve Yemen’deki sivil katliamların ülkede anlatılmasının zorlukları herkesin malumu. Doğal ortak İsrail’in aşırı şahin lideri Netanyahu’nun her türlü hediyeye rağmen bunu oya dönüştürerek net bir siyasi zafer kazanamaması… Kuzey Kore’nin devamlı olarak nükleer pazarlıklarından kaçması belli başlı ‘sonuçsuz girişimler’.

        Başkan Trump’ın bir başarıya ve satılabilir bir hikayeye ihtiyacı var.

        *

        Birleşik Devletler açısından işler böyle. Ya Çin cephesinden nasıl? Bir sonraki Amerikan Başkanı kim olmalı? Çin’in uzun vadeli çıkarları neyi gerektiriyor? Çin, ABD Başkanı’nı belirleyebilir mi?

        Sanırım evet.

        Kabul etmek lazım ki BaşkanTrump’ın tehdit ettiği süreden daha uzun müddet Çin direnebilir. Bunun sebebi ülkede demokrasi olmaması. Başta Şi iktidarını istediği kadar uzatabilir ve bunu demokratik olarak izah etmek zorunda da değil. Bu işi sorgulayacak bir medya ya da halk baskısı da mevcut değil. Öyleyse ABD her seçim döneminde derin bir nefes almak zorunda olsa da mesele ‘timing / zamanlama’ ise Çin daha şanslı.

        Demokrat adaylardan Warren, Çin söylemini oldukça sertleştirdi. Oysa Biden bu kadar sert değil. BaşkanTrump’ın ise durumu malum. Ayağını gaz pedalından çekmek istemiyor.

        Bu durumda, Çin kimle çalışmak ister? Bunun yanıtını vermek güç. Ancak yanıt söylemlerinden yola çıkarak Biden olacaksa bu durumda 2020’ye kadar işler çirkinleşecek demektir. Çünkü Çin,Trump’ın kampanyasında kullanabileceği bir malzeme vermek istemeyecektir. Oysa bir ara anlaşma ve işlerin yolunda gittiği Amerikan ekonomisi Cumhuriyetçi liderin seçilebilmesi için yeterli olabilecek gibi. Keza başka başarı yok…

        Çin’e karşı bir ticaret savaşı zaferi bir türlü gelmeyen o gol olabilir şu anki ABD yönetimi için. Dış politikada ilk başarı, ekonomik gidişatın bir süreliğine güvence altına alınması ve aynı zamanda harika bir kampanya malzemesi olabilir.

        Mesele Çin’in bunu Donald Trump’a hediye etmek isteyip istemediği. Bir sonraki Amerikan Başkanı ‘made in China’ olacak sanki.

        Diğer Yazılar