Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hemen her gelişen merkez bankası ‘güvercindir’. Yani büyümeyi, enflasyona tercih eder. Eğer iktisaden böyle bir tercih varsa...

        Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bu bankalar içinde de en güvercinlerden biridir. Ancak öyle zamanlar var ki bu güvercinlik yani düşük faiz ödemek milli paranızı çok sarsabilir. İşte böyle bir dönemdeydik biz de.

        TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında bu sebeple ‘bildik’ politika faizini 200 baz puan / 2 tam puan artırdı. Banka’nın birçok kanaldan sağladığı yaklaşık 250 milyar TL’nin ortalama faizi bir gün önceye kadar yüzde 10,50’nin azıcık üstündeydi. Böylece hem bilinen faizi artırarak güçlü bir mesaj vermek istedi TCMB hem de faizi gerçekten artırma iradesi ortaya koydu.

        Deli değilsek neden seviniyoruz bu faiz artışına?

        Çok basit.

        Bugüne gelene kadar rezervlerimizi epeyce zorlayacak kadar sattık. Rezervin seviyesi değil, gidişatı baskı yapmaya başladı para birimimizin değerine. PPK’nin ocak toplantısında 5,85 olan Dolar / TL bu toplantıda 7,85’e dayandı. Bu, ithalat fiyatlarını ve enflasyon beklentilerini yükseltti. Bunlar sora dönüp tekrar TL’ye baskı yaptı. Oldukça zararlı bir negatif döngü. Vatandaşlar döviz tercih etmeye devam ettiler. Milli paraya güven zayıfladı. Sonra milli para yine zayıfladı...

        REKLAM

        Milli paramız aşırı şekilde ve kısa sürede değer yitiriyorsa, faizler yükseliyorsa aslında finansal koşullar sıkılaşıyor demektir.

        Yani?

        Enflasyon yükseliyor, ev ve araba almanın maliyeti artıyor, işletmeler için maliyetler yükseliyor demektir. Bilançolarda yükümlülükler artıyor demektir.

        Faiz artışı yaparak kur geriliyor, piyasa faizleri düşüyorsa o zaman finansal koşullar gevşemiştir; sıkılaşmamıştır!

        Her zamanki ironiyi tekrarlamak isterim: Faizleri artırarak düşürmüş olduk!

        Faiz artış kararı vermeseydik faizler artacaktı!

        Karar alındıktan sonra Dolar yüzde 1 değer kaybetti. 10 yıllık tahvilimizin faizi 70 baz puan geriledi. Faizleri artırarak oldu bunlar...

        Bakın son toplantıda faizi artırmayarak neye sebep olmuştuk?

        Temmuzda yüzde 12 civarında olan 10 yıllık faizimiz yüzde 15’e dayanmış ve Dolar kuruna 6,80’lerden 7,70’e giden yol açılmıştı. Bugün faiz artırarak bu hareketi kısmen geri alabilmek için adım atmış olduk.

        TCMB böylelikle 2 önemli mesaj verdi bana göre.

        1/ Faiz artışı yapabilirim. Elim bağlı değil

        2/ Enflasyon beklentilerini dizginlemek istiyorum (çünkü son 2 ayda 2 puan arttı beklentiler)

        Gel gelelim her şey birden bire olmayacak. Mevcut politika faizi zaten uyguladığımız ortalama faizin altında. Şimdi yine çeşitli piyasa oyunları ile bu faizin yükselmesini bekleyeceğiz. Bu biraz zaman alacak. Yani uygulama önemli. Tam da bu yüzden döviz kuru bir anda 30-40 kuruş düşmüyor.

        Mesela geçen toplantıda faiz artırmak gerekirken artırmadığımız için kur buraya kadar yükseldi. Şimdi bu artışla birlikte o seviyeye dönmesi için uğraş veriyoruz. Arada eriyen döviz rezervlerimiz de cabası.

        Bunca zaman hırpalanan TL için şimdi bir umut doğdu ancak uygulama esas. Herkes TCMB’yi takip edecek. Enflasyon beklentilerini çıpalamak için çaba sürerse döviz irtifa kaybedecek.

        Diğer Yazılar