Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        ABD liderliğinde, tüm dünyada uzun vadeli faizler yükseliyor. ABD’de geçen yıl yüzde yarımın altına inen 10 yıllık tahvil faizi bugün yüzde 1.60’ta.

        Faizler neden yükseliyor?

        Hastalık sonrasında verilen bol likidite harcamaya dönecek, ABD ekonomisi düştüğü yerden kalkacak. Bu da ister istemez enflasyon yaratacak.

        Amerikan Merkez Bankası (Fed), ‘sorun yok’ dese de yükseliş sürüyor. Neden böyle? Çünkü dünya üstünde, sermaye akımları serbestken hiçbir merkez bankasının uzun vadeli faizler üstünde kalıcı olarak etkisi olamaz.

        Kaldı ki aylık 120 milyar dolarlık tahvil alan, faizi sıfıra indiren Fed bizatihi bu faizlerdeki yükselişin faillerinden. Bu sebeple, ekonomik durgunluk sonrasında ciddi bir canlanma olacağı ve bunun enflasyon yaratacağı beklentisi / korkusu var. Ayrıca, Fed’in uyguladığı politikaların sonuç verdiğini ve piyasanın büyüme beklentilerini değiştirdiğini görmekten mutlu olduğu kanaatindeyim.

        Burada, faizlerdeki yükselişin reel faizlerdeki yükseliş kaynaklı geliyor olması önemli. Ne demek bu?

        REKLAM

        ABD’de 5 yıllık bir bono faizi ile enflasyona endeksli aynı vadedeki bir bononun getirileri arasındaki fark büyüyor. Aşağıda, piyasanın 5 yıl boyunca ortalama yüzde 2.5 enflasyon fiyatladığını görüyoruz. Bu, kriz öncesine göre de epeyce yüksek bir seviye.

        Krizden önce bile bu kadar enflasyon yoksa piyasa neden uçuyor?

        ABD’de devamlı olarak gündeme gelen kurtarma paketlerinden ötürü elbette. Aşılamanın hızlanması, vakaların düşüş eğilimine girmesi de önemli. Onlar olmadan canlandırma paketleri işe yaramazdı. ABD dünyada en çok vaka ve ölüm raporlayan ülke. Bu yüzden her şeyi uçlarda yaşamak durumunda kalıyor.

        Senato’dan geçen son 1,9 trilyon dolarlık paket bir iki siyasi sürecin ardından yasalaşacak. Böylece toplamda 5.5 paket (Biri diğeri ile bağlantılı olduğu için yarım saydım) sonunda 5 trilyon dolara yakın harcama ile ekonomiye destek verilmiş olacak. Milli hasılanın yüzde 25’ini aşan bu kamu harcaması sayesinde 2021 yılında ABD büyümesinin yüzde 6’ya yakınsayabileceği tahmin ediliyor!

        Enflasyon kalıcı olacak mı? 40 yıldır enflasyonun ve faizlerin düştüğü ABD’de bu neredeyse hayal gibi. Ne var ki bu görülmemiş harcama, korkunç bütçe açığı ve normale dönüşün bir enflasyonist etki yaratması kaçınılmaz. Üstelik son paketin gereğinden fazla büyük olduğu ve yararlı mı zararlı mı olduğu gerçekten tartışmalı bir konu.

        Şu haliyle, faizlerdeki yükseliş çok hızlı ve yaralayıcı oldu. Ne var ki seviye olarak yanlış bir patikaya oturduğunu söylemek güç. Bundan sonra, şu ana kadar dağıtılmış çeklerin mevduat olarak tasarruf mu edileceği yoksa harcanıp ekonomiye mi gireceği çok önemli olacak.

        REKLAM

        Bakın, tedbiren çekilen krediler, gezemedikleri için harcayamayanlar ve korktukları için biriktirenlerin desteği ile ABD’de tasarruf oranı nereye vardı!

        Kaynak: St. Louis Fed

        Milli hasılanın yüzde 20’lerinde geziyor. Doğal olarak, krediler kapanacak vs ve bu oran düşecek. Kimi borsada spekülasyona gidecek. Ancak ne kadar harcanacak, nerelere harcanacak; bunları da izleyeceğiz. Yine de kalıcı bir enflasyon artışı oldukça zor görünüyor.

        Peki piyasalar için faizlerdeki artış ne ifade ediyor?

        Şirketlerde nakit akımlarını indirerek modelleyip değer bulduğumuz için yükselen faizler ileri dönük uyguladığımız ceza puanını artırıyor. Sonuç, daha düşük şirket değerleri. Bu kez yüksekten fiyatlanan teknoloji hisseleri gibi uçanlar yer çekimine yenik düşüyorlar. Sıralarını yavaşça ekonomik döngünün ruhuna uygun sektörlere ‘rotasyona’ bırakıyorlar.

        Emtia cephesinde küçük satışlar görsek de ekonomik faaliyetin canlanması onları besliyor.

        Geriye gelişen ülkeler kalıyor. Şu ana kadar özellikle kurlarda ve hisse senetlerinde baskılar gördük. JP Morgan Gelişen Ülkeler Kur Sepeti yüzde 5’e yakın geriledi. MSCI Gelişen Ülkeler Endeksi yüzde 9 düştü. Barclays/Bloomberg Gelişen Ülkeler (EM) Bono Getirileri Endeksi ise yerel paralar cinsinden 30 baz puan yükseldi.

        REKLAM

        Buradaki tuzak 2 türlü.

        Toparlanma varsa EM bundan nasıl zarar görebilir? EM için önemli olan kısa vadeli faizler değil midir? Çünkü büyümeleri için gereken kredilerin maliyetleri artacak mı yoksa artmayacak mı buraya bakıp bulacaklar. Kısa vadeli faiz artışı demek, Fed faizi artıracak demektir. Bu hem fon bulmayı zorlaştırır hem de daha pahalı hale getirir.

        Yine de faizlerdeki artış gerçek ve gelişenlere zarar veriyor. Daha şimdiden TCMB’den gelecek haftaki toplantı için faiz artış beklentileri oluşturulmaya başlandı bile.

        Diğer Yazılar