Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Japonya, Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda, İngiltere, AB, ABD...

        Her biri kendi kapasitelerine göre yaptırımlar açıkladılar. Konunun muhatapları dahi tam olarak ne oluyor, kim neye dikkat etmeli bilemiyorlar.

        Peki bu karışıklıkta, neyi nasıl okumak gerek?

        Ben kolay olsun diye üçe ayırıyorum bu yaptırımları.

        İlk kompartımanda Rusya’yı pek de zora sokmayacak olan yaptırımlar var. Daha önce yaptırıma tabi tutulmuş bankalara tekrar ceza vermek, bireylere çeşitli engellemeler uygulamak gibi.

        İkinci kompartıman ise daha acıtıcı tedbirlerden oluşuyor ve etkileri orta vadede hissedilmeye başlanacak. Hassas sektörlere ticaret yasakları gibi.

        Örneğin Rusya’nın telekom sektörüne, yazılım sektörüne gelecek olan kısıtlamalar bu sektörleri oldukça geri bırakabilir. Bu yaptırımların etkileri zaman içerisinde daha hissedilir olacak.

        Bu kompartımanın son koltuğunda ise bu turda açılmasını beklemediğim ve şu ana kadar özenle kaçınılan bir paket var.

        O da Rusların SWIFT sisteminden atılmaları.

        Yani dünyada günlük yaklaşık 50 milyon işlemi onaylayan, yılda sadece Rusların tahmini 800 milyar dolarlık işlem yapmalarına yarayan ve 11 bin küresel ortağı olan ödeme haberleşme sistemi.

        REKLAM

        Eğer bu devreye girerse tam bir kaos olacaktır. Şimdilik bunu hesaba katmıyoruz.

        Bu ne zaman devreye girebilir?

        Bilmek güç ancak eğer Kiev’e çok kanlı bir saldırı olur ya da tüm ülkeyi işgale kalkışırsa Ruslar...

        Son kompartımanda ise enerji yasakları var. Bu herkes için nükleer opsiyon.

        Gaz akışına kota koymak mümkün değil ancak kömür ve petrol satışlarına kota konabilir. Aynen İran’a yapıldığı gibi.

        Gel gelelim bu pek çok şeyi değiştireceği için zannediyorum ki kimse telaffuz dahi etmeyecektir. Keza buradan itibaren zararın herkese pay edileceği nokta geliyor.

        *

        Yukarıda anlatmaya çalıştığım gibi şu ana kadar gelen yaptırımlar tek tek ne olduklarından bağımsız olarak, ilk iki kompartımana denk geliyorlar.

        SWIFT hariç olmak üzere.

        Bu hali ile Rusya’nın ekonomik büyüme tahminlerini düşürmesi ve enflasyon beklentilerini yükseltmesi gerekecek.

        Elbette bu adımların Avrupa’ya da etkileri olacak.

        İşgalin enerji fiyatları üzerinden fazlaca enflasyon getireceğini ve Rus ekonomisindeki beklenen yavaşlamanın AB’den de 0.2-0.3 puan kadar büyümeyi tıraşlayacağını söylemek yanlış olmaz.

        İşte bu noktada İran ile olası bir anlaşma ve stratejik rezervler üzerinden ABD eşgüdümünde satışları beklenebilir. Petrol ne kadar düşük olursa bu kriz o kadar kolay atlatılacak.

        REKLAM

        Ancak kabul edelim tüm enerji kompleksi artık yıl başına göre daha yüksek seviyelerden alıcı bulacak.

        Halihazırda Brent petrolde 15 dolara yakın risk primi / köpük olduğunu hesaplıyorum.

        Sağlam bir çaba ile fiyatlar hiç olmazsa 90 dolar / varil’e indirilmek zorunda. Bu olabilir...

        Ülkemize gelince, bahsettiğim olası yavaşlama ve risk iştahındaki düşüş ile ticaret kaynaklı bir yavaşlamadan nasibimizi ister istemez alacağız. Turizm açısından da riskler mevcut. Fakat hesaplamak zor.

        Sanırım biraz daha yaşayarak görmek gerekecek.

        Asıl etkiyi enerji maliyetlerinden göreceğiz.

        Benim iyimser senaryoma göre bile enerjiden çoktan 10 milyar dolarlık bir yıllık gol yemiş durumdayız.

        Enflasyonun seyri bakımından da haberler iç açıcı değil. Yılı yüzde 40’a yakın kapamak zorunda kalacağı gibi. Yıllık TÜFE ortalamamız ise yüzde 50’lere yakın olacak. Enflasyonda henüz zirveyi görmedik.

        Enflasyonda zirveyi görmediğimiz gibi işletmelerin de yıl boyu yüzde 80’e yakın maliyetler ile yaşamak zorunda oldukları gerçeğini bir kez daha dile getirmek isterim.

        Ukrayna krizinin bize faturasının ana kanalı fiyatların yüksekliği olacak.

        *

        REKLAM

        Piyasalara gelince, şu ana kadar olanlardan sonra belirsizliğin önemli bölümü ortadan kalktı piyasacı mantığa göre.

        Acı ama gerçek olan piyasa varsayımı şöyle: İşgal başladı, istikameti belli. Bundan sonra sürpriz olmaz. Yaptırımlar belli, artık fiyatlamak mümkün olacak.

        Rusların karşı karşıya kaldıkları finansal yükler çok olacak. 640 milyar dolarlık rezerv yeterli olmayacaktır. Çünkü asıl kaybedilen güven oldu. Bunu telafi edebilecek bir para yok.

        Bu sebeple önümüzdeki günlerde ani ve gün içi sert hareketler görmek mümkün.

        Fakat savaşın Amerikan Merkez Bankası (Fed) için uyarıcı etkisi olacak. Artık Mart ayında 50 baz puanlık faiz artışı masadan kalktı gibi. Bunun getireceği moral, belirsizliklerin azalması ve ucuz fiyatlar şimdi bir süre risk iştahını destekleyecektir.

        Ana senaryo böyle.

        Elbette o kadar özel bir zamandayız ki bu yazı yayına girmeden anlamını bile yitirmiş olabilir. Buna uygun bir bilinç ve risk algısı ile hareket etmekte fayda var.

        Diğer Yazılar