Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Anadolu’nun coğrafi avantajlarıyla, jeostratejik konumuyla bölgesinin özellikle ulaşım ve lojistik sektörlerinde merkezi olma durumunun hepimizi heyecanlandırması lazım. Konunun sadece siyasi partilerin proje açıklama gündemiyle ilgisini bir kenara bırakıp, ülkemizin elindeki bu altın fırsatı, nasıl değerlendireceğimize topyekûn kafa yormamızda fayda var. Aslında AK Parti iktidarının ilk döneminde, bu mevzu çeşitli açılardan ele alınmış, ‘lojistik köyler ve lojistik merkezler’ bağlamında da açıklamalar yapılmıştı. Başta eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım olmak üzere siyasiler bu konuya eğilmiş, özellikle demiryollarına yapılan yatırımlara paralel olarak, limanların, karayolları ve havayollarının birbiriyle entegrasyonu sağlanarak Türkiye’nin bölgenin lojistik merkezi olacağı yönünde heyecanlandıran haberler de medyada yer almıştı.

        CHP’nin ‘Merkez Türkiye Projesi’ ise aslında yukarıda zikrettiğim yaklaşımların ve devam etmekte olan ulaşım yatırımlarının yeni kurulacak bir kente entegre edilmiş hali ve mütemmim cüzü gibi bir şey. Hatta ‘Lojistik Şehir Merkezi’ de denebilir. Bir yönüyle AK Parti’nin daha önce gündeme getirip, daha sonra üzerinde fazla durmadığı projeyi CHP yönetiminin, ‘Lojistik köy veya merkezler’ yerine, ‘Lojistik kent veya merkez’ olarak üzerinde çalışıp, kamuoyunun gündemine sunduğunu söyleyebilirim.

        Seçim atmosferinde, bu tarz projeler siyasi bir yarış, rol kapma havasında ele alındığından sağlıklı tartışma imkânı da olmuyor. Ancak daha önce AK Parti’nin yaptığı açıklamalar ve CHP’nin projesinin de doğru olduğunu tahlil etmeye bile gerek yok. Türkiye’nin konumu için bu yaklaşımlar çok yerinde.

        Fakat halen daha ana konteyner gemileri ağırlayacak limanlarımız, limanlarda konteyner parklarımız eksik. Demiryolu ağının Asya ve Avrupa ayaklarında entegrasyonu meselesi de henüz çözülmüş değil. Ulaşımın altyapı tarafına havalimanı anlamında bakıldığında, mevcut yatırımlarla Türkiye’nin son 12 yılda bu konuyu bitirmek üzere olduğu ortada. Duble yollar ve demiryolu yatırımlarında önemli mesafe kat edildi. Ana konteyner gemilerini ağırlayacak derinliklere sahip (draft) ve arka planda modern elleçleme imkânları olan limanlara kavuştuğumuzda tüm bunları verimli değerlendirmek için AK Parti’nin lojistik köyleri veya CHP’nin ‘Merkez Türkiye Projesi’ gibi yatırımlara ihtiyacımız olacak.

        Mesela geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu’nun katılımıyla açılan Ordu-Giresun Havalimanı gibi yatırımlar bahsedilen projelerin altyapısını hazırlamış oluyor. Öte yandan Türk Hava Yolları’nı (THY) bugün başarıya taşıyan en önemli unsur da bulunduğu coğrafi avantajı en iyi şekilde değerlendirmesidir. Türkiye elinde ulaşımın tüm modlarında altyapısı hazır bir imkân olduktan sonra sağlıklı bir şekilde planlanacak her projenin karşılığını verecektir.

        Özetle, bu projelerin muhalefet tarafından da gündeme getirilmesi, tartışılmasına sebep olunması ülkemizin geleceği açısından kesinlikle faydalı olmaktadır.

        'YERLİ BÖLGESEL UÇAK' YARIN AÇIKLANACAK

        Daha önce bu köşede çeşitli yönleriyle ele aldığım ‘Yerli Bölgesel Uçak Projesi’ni yarın İstanbul’da, Haliç Kongre Merkezi’nde Başbakan Ahmet Davutoğlu kamuoyuna açıklayacak. Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) toplantısında görüşülen ve bölgesel yolcu uçağı projesi için ABD’de yaşayan Fatih-Eren Özmen çiftinin Sierra Nevada Corporation Holdings LTD adına şubat ayında fikri ve sınai mülkiyet haklarını (IP) satın aldığı Alman Dornier 328 modelinde karar kılındığı biliniyor. Ancak konuyla ilgili henüz SSİK kararı açıklanmadı. Özmen çifti, Türkiye’de bu uçağın 32 kişilik mevcut modeliyle birlikte bir de 7 kişilik 628 modelini sıfırdan geliştirecek. Devlet 1.5 milyar dolarlık yatırım yapacağı proje kapsamında, Özmen çiftinden 50 adet uçakla birlikte, bu uçağın tüm IP haklarını satın alacak.

        Diğer Yazılar