Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Günümüzde havayolu veya havalimanlarının uluslararası faaliyet gösterebilmesi için Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü-ICAO’da (International Civil Aviation Organization) tescil edilip kod alması gerekiyor. Tescil için de ilgili havayolu veya havalimanının Birleşmiş Milletler (BM) üyesi bir devlet çatısı altında olması icap ediyor. BM’nin alt organı olarak hizmet veren ve yaptırım gücü de olan ICAO, havacılıkta standardizasyonu sağlamak için 4 harften oluşan kod veriyor. İlk harf havalimanının bulunduğu kıtayı, ikinci harf ülkeyi, geriye kalan 2 harf ise havalimanını ifade ediyor. İstanbul Atatürk’ün LTBA ve Sabiha Gökçen’in LTFJ şeklinde kodlanması gibi. Özetle ICAO, sivil havacılığın uluslararası bağlamda ve küresel ölçekte güvenli ve düzenli gelişimini sağlamak için görev yapıyor.

        Dolayısıyla otonom bölgelerin veya tanınmayan yerlerin uluslararası havacılık faaliyetinde bulunması imkânsız. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ndeki (IKBY) havalimanlarına da merkezi Irak hükümetinin izniyle uçuş yapılabiliyor. Irak izin vermezse uçuşlar da yapılamaz.

        Irak Sivil Havacılık Kurumu, yabancı şirketlerin IKBY’deki havalimanlarına uçuşlarını cuma gününden itibaren askıya alınacağını açıklaması uluslararası meşruiyeti olan önemli bir adımdır. Çünkü halihazırda da IKBY’deki Erbil Havalimanı (ICAO: ORER) ve Süleymaniye Havalimanı (ICAO: ORSU) için ilgili havayollarının Irak Sivil Havacılık Kurumu’ndan izin alması gerekiyor. Zaten iki havalimanı da merkezi Irak hükümetinin kontrolünde faaliyet gösteriyor. Ancak işletmeciliğini IKBY yapıyor. Eğer merkezi Irak yönetimi, bu meydanları, ülkenin yurtdışına açılan kapıları ve gümrük noktaları olduğu için kontrol altına almak istiyorsa, IKBY’nin uluslararası mevzuatlar çerçevesinde fazla itiraz hakkı yok. Aralarında anlaşabilirlerse belki merkezi Irak yönetimi giriş-çıkışları kendi kontrolüne alarak havalimanın işletilmesini IKBY’ye verebilir.

        Bu çerçevede Irak Başbakanı İbadi’nin, Erbil yönetiminden sınır ve havalimanlarının kontrollerinin 3 gün içerisinde Bağdat’a verilmesini talep etmesi şüphesiz gerilimi daha da yukarı çekecek, ama bir yandan da IKBY’yi ciddi olarak köşeye sıkıştıracaktır.

        BAĞDAT, ENERJİ BAKANI YILDIZ’IN ERBİL’E UÇUŞUNA DA İZİN VERMEMİŞTİ

        Uçuş izinleri konusuna ilginç bir örnek. 4 Aralık 2012’de dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın, petrol ve gaz konferansına katılmak üzere yapacağı Erbil ziyareti, Bağdat yönetiminin son dakika engeline takılmıştı. Çünkü merkezi Irak hükümeti, bakanı ve heyetini taşıyan devlet filosunda yer alan GAP uçağına uçuş iznini iptal edince uçağın rotası Kayseri’ye çevrilmişti.

        **************

        ‘BORAJET YIPRATILDIĞI İÇİN DEVRETTİM’

        Bu köşeye Borajet Havayolları’nın son durumu birkaç kez konu oldu. Cevap hakkı kapsamında söz bu defa Borajet’i kuran Yalçın Ayaslı’nın:

        “Borajet’i bölgesel bir havayolu olarak kurduk. Amacımız Anadolu’nun uçulmayan, İstanbul ve Ankara gibi merkezlerle bağlantısı olmayan şehirlerimizle havadan bağlantısını kurmaktı. Yönetmelikleri gereği de bölgesel havayollarının devlet tarafından desteklenmesinin söz konusu olması, özellikle Atatürk Havalimanı’ndan uçuşları için slot sorununun olmayacağından hareketle yola çıktık. Ama daha sonra Atatürk’ten ayrılmak zorunda kaldık. 15 Temmuz sonrasında da şirket çok yıpratıldığı ve THY ile sözleşmesi sonlandırıldığı için devrettim.”

        Borajet’i belli bir para karşılığında satmadım. 260 milyon dolar yatırdığım için bu şekilde kamuoyuna yansıtıldı. Hiçbir para almadan, sadece şirketin yaşatılması için hisse devri ve kâr paylaşım anlaşması yaptım. Banka borçlarını ben üstlendim, piyasa borçlarını ise karşı tarafın yüklendiği bir anlaşma yaptık. Sonrasında çeşitli tatsız gelişmeler oldu.

        ‘İRAN’DA BENİM BİLDİĞİM BİR ŞİRKET KURULMADI’

        Herkes uçtuğu gibi biz de İran’a sefer yapmak istedik. Amerika’da yaşıyorum, gelirlerimi de burada sağlamış, ABD sermayeli bir şirket sahibi olduğum için İran uçuşlarımızı ABD makamlarına sordum. Henüz İran’a ambargo kalkmadığı bir dönemde ‘Sıkıntı olur’ cevabını alınca, İran yapılan yaklaşık 5 seferden sonra uçuşları durdurduk. Ambargo kalkınca da bir süre daha uçuldu. Bu uçuşlar için benim bildiğim İran’da bir şirket kurulmadı. Benden habersiz kurulmuşsa onu da bilmiyorum.”

        Diğer Yazılar