Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, çeşitli gıda ürünlerinde taklit ve tağşiş yapıldığı kesinleşen 173 firmaya ait 282 parti ürünü kamuoyuna açıklayarak topu vatandaşa atmaya devam etti. Bu ürünleri yediyseniz, geçmiş olsun! Eğer damağınızda bir tat, lezzet bıraktıysa ve yeniden tercih etmeyi de düşünürseniz, o markalar,normal”> bir hatırlatma kabilinden, bakanlığın sitesinde yer alıyor. 2012’de gerçekleşen bir yasal düzenlemeyle, tüketiciler kanalıyla, üreticiler üzerinde denetim kurulması maksadıyla bu uygulama yapılıyormuş. 2012’den bu yana da 769 firmanın, 1605 parti, taklit ve tağşiş ürünü ifşa edilmiş. Bakanlığımıza ve emeği geçenlere teşekkür ederiz. Fakat son partide açıklanan şirket sayısı ortada olduğuna göre bu iş, bu şekilde nereye kadar yürüyebilir?

        Daha önce burada birkaç defa ilgili bakanların bile yediklerine, içtiklerine ve ikram ettiklerine dikkat etmediğini örnekleriyle yazmıştım. İfşa edilen sucuklar, denetimi yapan bürokrat ve misafirlerine ikram edilmişti. Dolayısıyla tağşiş listeleri yayınlamak yerine, bu kadar sahtekârlık olayının ardı arkası kesilmeden nasıl gelişip büyüdüğüne, azalmak yerine giderek çoğaldığına odaklanılmasına, mevcut yasal düzenlemelerin, yaptırımların gözden geçirilmesine ciddi anlamda ihtiyaç var.

        Taklit ve tağşiş yapan şirket sayısı bu uygulamayla azalmadığı gibi bazen iş çorbaya dönüştürülüyor. Markasına önem veren, taklit ve tağşişe primi vermeyen kaliteli şirketler bile bu oyuna alet edilebiliyor.

        Daha önce açıklanan listelerde, piyasada kalitesiyle öne çıkmış bir markanın, “Keçi peyniridir” ibareli ürünü de taklit ve tağşiş yapılanlar arasında yer almıştı. İçindekiler bölümünde, “% 90 keçi sütü, % 10 ise inek ve koyun sütü içermektedir” yazan bu ürün de ifşa edilmişti. Çeşitli iyi markaların tercih ettiği üzere tat, kıvam gibi sebeplerle % 10 inek ve koyun sütü kullanılmış, ama Tarım Bakanlığı’nın denetçilerinden bu durum kaçmamıştı!

        Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, artık bir anlam ifade etmeyen, gıdada taklit ve tağşiş yapan firmaları ifşa etme uygulaması yerine yaptırımları artırarak kime ne ceza verdiğini açıklarsa daha iyi olur. Zira açıklanan listeler, sadece bakılıp eğlenilen araca dönmüş durumda. Bu ifşa işiyle bir yere varılacağı yok. Yeni yasal düzenlemeler, caydırıcı müeyyideler şart.

        ***********

        2 TIR OYUNCAK HER ŞEYİ ALTÜST ETTİ

        Oyuncak sektörünün uzun yıllar ihmal edildiğini, ithalat lobisi sebebiyle Türkiye’ye sokulan ürünlerin kontrol edilmediğini defalarca bu köşeye taşıdım. Diğer ithal ürünlerde yaşanan, sağlık, teknik destek, ücret performansı, iç piyasaya etkisi gibi çeşitli açılardan yeterli kontrol ve denetim olmadan ülkeye giren oyuncaklarda sıkıntı oluşturdu. Son yıllarda bu sorunların önüne geçilmesi için adım atılıyor, ama ne kadar kifayetli tartışılır. Geçen hafta İstanbul’da Oyuncak Fuarı’nın açılışında, 2017 yılında yapılan denetimlerde 53 bin 379 oyuncaktan sadece 443’ünün güvensiz çıktığı bilgisi paylaşıldı. Fakat dün Habertürk’te yer alan acar muhabirimiz Nihat Uludağ’ın haberi, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın işinin ne kadar zor olduğunu ortaya koydu. Ve tüm verileri altüst etti.

        Gümrük Bakanlığı bir yılda sadece 443 ürünün güvensiz çıktığına dikkat çekiyordu, ama Gaziosmanpaşa’da 2 TIR’da 25 bin adet kaçak kanserojen oyuncak ele geçirilmişti. Yani bakanlığın bir yılda denetlediğinin yarısı kadar zararlı oyuncak yakalanmıştı. Ve daha yılın 3’üncü ayını bitirmiş değiliz. Bu durumda geçen yıl yakayı ele vermeden, sağlıksız binlerce oyuncak taşıyan çok sayıda TIR’ın ülkemize girmediğini kim garanti edebilir? İthalat lobisi iyi çalışıyor! Duy bunları ey rakipsiz Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve Ekonomi Bakanlığı.

        Hâsılı, denetim ve kontrol konusunda çok zayıf kalıyoruz. Ama halkla ilişkiler çalışması adına, bakanlıklar iyi çalıştığını rakamlarla izah etme zaafına düşerek yanlış ve abartılı bilgiler veriyorlar. Halbuki denetim ve kontrollerin maliyetleri, ilgili çevrelere kesilecek cezalarla fazlasıyla karşılanabilir. Ama ne hikmetse birçok kurumda mevzuatlara uygunluğu denetletmede, müeyyide uygulamada ciddi zaaflar oluşuyor.

        ***********

        KÜRESEL OYUNCAK LİGİNDE 43’ÜNCÜYÜZ

        2016 yılında küresel oyuncak sektörü 148.6 milyar dolar olmuş. Artışı hızı % 3 oranında gerçekleşmiş. Türkiye, küresel oyuncak pazarında ihracatıyla 43’üncü sırada yer almış. Ülkemizde 2017’de oyuncak üretimi 165 milyon dolar olarak gerçekleşmiş. İç pazar hacmi 555 milyon dolar civarına ulaşmış. Türkiye oyuncak sektörü 2012-2016 yılları arasında yılda ortalama % 0.6 oranında büyümüş. Oyuncakçılar Derneği (OYDER) verilerine göre 2017’de 50 ülkeye oyuncak ihraç etmişiz. Ama net bir rakam yok. Oyuncak için ABD’de 500 dolar, Avrupa’da 400 dolar civarında yıllık harcama yapılırken, Türkiye’de 35 dolar seviyesine yeni gelmişiz.

        ***********

        AFRİN BAŞARISI, TÜRKİYE VE SAVUNMA ŞİRKETLERİMİZİ FARKLI LİGE ÇIKARDI

        Birçok askeri uzman Afrin Harekâtı’nı harp okulları literatürüne girecek bir başarı olarak tanımlıyor, ama Türkiye bu operasyonda kullandığı milli savunma sanayii ürünlerimizle elde ettiği başarıyla bir yıl önceki konumundan çok daha farklı bir yere yükseldi. Artık Aselsan, TAI, Baykarmakine, TEI, Roketsan, BMC, Nurol gibi savunma sanayii şirketlerimizin ürünleri dünya pazarlarında hem daha fazla tercih edilecek, hem de maddi değerleri yükselecektir. Kısa süre önce Katar’da tek kalemde 800 milyon dolarlık savunma ihracat anlaşması yapılması bunun en güzel işareti ve bu sene başka gelişmeler de olacak. Stratejik tarafta ise ABD ve Avrupa Birliği üzerinde bir yıl önceye göre çok daha derin etkileri olacaktır. Batı medyasının bu başarı karşısında, şaşkınlıktan suskunluğu tercih etmesini iyi okumak gerekir.

        Diğer Yazılar