Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son yıllarda gelişen Türkiye-Rusya ilişkilerinin başlangıç noktasında 10 yıl önce 24 Şubat 2008’de ihalesi yapılan Akkuyu Nükleer Santralı yer alıyordu, ama çeşitli nedenlerden temeli atılamamıştı. İki ülke arasında özellikle Rusya’ya daha fazla katkı sunan projelerlerde hızla ilerlemeler olmasına rağmen, Türkiye’nin bir an önce devreye girmesini istediği nükleer santralda aynı hız yakalanamamıştı. Halbuki nükleer santral yatırımı, son günlerin tartışma konusu olan S-400’ler başta olmak üzere Rusya ile birçok işbirliğine kapı açan proje olarak dikkat çekmişti.

        Aslında Türkiye, nükleer santral ihalesi sonrası Batı ile olan ilişkilerinde epeyce hususu gözden geçirme şansı yakalamıştı, ama böyle bir sorgulama yapacak, neden, niçin sorularına cevap arayacak zaman bile olmadı. Zira Batılı müttefiklerimiz son yıllarda hava savunma sisteminde gösterdikleri tavrı, 10 yıl önce nükleer santral ihalesinde de ortaya koymuşlardı. Mesela nükleer ihalesi için toplam 13 grup ihale şartnamesi almış, incelemiş, ancak ihaleye katılan 6 şirketin 5’i teklif yerine teşekkür mektubu sunmuştu. Batılı müttefiklerimiz, yeterli süre olmadığı için ihaleye hazırlanamamışlardı. Bahaneleri ortaktı.

        ***********

        AKKUYU NÜKLEER SANTRALI VE CİNER GRUBU

        Batılı müttefiklerimizin, Türkiye’nin açmış olduğu “Nükleer Santral İhalesi”ne ilgi göstermediği, teknoloji transferi gibi hususlara da sıcak bakmadıkları bir dönemde nükleer ihalesine tek teklif Rusya’dan gelmişti. Rusya ile birlikte tek teklifin sahibi ise Ciner Grubu şirketlerinden Park Teknik’ti. Dolayısıyla bugün temeli atılacak Mersin Akkuyu Nükleer Santralı’nda Ciner Grubu’nun da önemli katkısı olduğu unutulmamalı. Türkiye’nin ilk nükleer santral inşaatı ve işletimi için açılan ihaleye teklif veren Park Teknik ve Rus Atomstroyexport konsorsiyumu aynı zamanda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın önemli bir projesinin de yerde kalmamasını sağlamıştı. Ciner Grubu’nun daha sonra hisselerin tamamını devrederek çekildiği bu proje için kamu santralı kuracak ve işletecek şirkete 15 yılı aşmamak şartıyla ürettiği elektriğe alım garantisi vermek üzere yola çıkılmıştı. Lakin Batı’nın ilgisini çekememişti. Buna sıradan bir ilgisizlik gözüyle kesinlikle bakılmamalı.

        Netice itibariyle Akkuyu Nükleer Santralı, Türkiye’yi bir üst lige çıkaracak, iki ülke arasındaki ilişkilerin etkili şekilde daha yukarı taşınmasına vesile olurken, Rusya da ülkemizde önemli bir yatırım için zor günlerinde elini taşın altına koymuş olacak. Rusya adına projeyi yürüten Rosatom, Haziran 2017’de sürpriz bir kararla % 49 hissesini Cengiz Holding, Kalyon İnşaat ve Kolin İnşaat konsorsiyumuna satacağını açıklamasına rağmen bu hisse devri gerçekleşmedi. Şu an projede tek Türk ortak olarak Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) görünüyor. Temel atıldıktan sonra Türkiye’den başka şirketlerin sürpriz iştiraki olabilir mi? Zaman gösterecek.

        Özetle, bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin, sadece Türkiye’nin ilk nükleer santralının temelini atmış olmayacak, içinde epeyce dersler barındıran bir projeye de hayat vermiş olacaklar.

        ***********

        ÇILGIN TÜRKLER KARAYİPLER’DE!

        Hafta sonu Karayip Adaları’ndan Hollanda’ya ait olan Curaçao’ya yaptığım seyahati uzun uzun anlattım, işin ekonomik boyutunu da bugüne sakladım. Yazının başlığındaki ifadelerin altına rahatlıkla imza atacak bir başarı hikâyesine şahit oldum. Corendon Havayolları Kurumsal İletişim Müdürü Tuğba Güner’in güzel bir organizasyonuyla uzun bir seyahat sonrasında Corendon Turizm Grubu’nun adada satın aldığı Livingstone Jan Thiel Resort Oteli gördüm, ancak grubun adaya yönelik Avrupa’dan düzenlediği tur organizasyonları da dikkatimi çekti. Türkiye’ye çeşitli Avrupa ülkelerinden turist gönderen grup, Hollanda’dan Türkiye’ye yönelik turizmde 1 numaralı tur operatörü, Hollanda’nın toplam turizminde en etkin 3 numaralı oyuncu. Dolayısıyla Hollandalılar nereye ilgi gösteriyorlarsa, nerede etkinlerse Corendon da şirketleriyle o bölgelerde Hollandalılara hizmet veriyor. Grup 17 uçaklık filosu olan havayoluyla, tur operatörlüğü, incoming ve 9 oteli oluşturan diğer grup şirketleriyle yılda 1 milyar Euro ciro yapıyor. Yaklaşık 3 bin personel istihdam ediyor. Hollanda merkezli grubun, Belçika, İspanya, Karayipler ve Türkiye’de yatırımları bulunuyor. Son sürpriz: Mayıs 2018’de 676 odası ve yaşam alanlarıyla Benelux’ün en büyük tesisi olacak Amsterdam’daki Corendon Village Hotel’i hizmete açacak. Bu “çılgın Türkler” alkışlanmaz mı?

        ***********

        BARDA SİNEK AVLAYAN GARSON ROBOT!

        Curaçao’da Kunuku Aqua Resort Oteli’ni gezerken, barda bir robotun elinde sineklikle sinek avına çıkmış olması dikkatimi çekti. Gerisini otelin müdürü anlattı. Otelin sahibi daha önce ABB ismiyle maruf teknoloji şirketinde çalışıyormuş. Şirketten ayrılıp bu tesisi kurunca, merakından robot garsonun hizmet vereceği bir barı ve Knoki ismini verdiği robotu Hollanda’da tasarlatıp tesise yerleştirmiş. Bildiğiniz barda garson robot Knoki, otel müşterilerinin ekran üzerinden verdikleri siparişlerini alıp ikramlarını sunuyor. 1 saatte 120-150 bardak veya şişe servis edebilen Knoki, boş zamanlarında ise ya eline sineklik alıp ava çıkıyor ya da kampanyalı ürünleri tanıtıyor. Dünyada ikinci bir örneği olmayan robot Knoki’nin barında ise ondan başkası çalışmıyor.

        Diğer Yazılar