Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstanbul Yeni Havalimanı’nın (İYH) hizmete girdikten sonra Atatürk Havalimanı’nın ne olacağı, nasıl değerlendirileceği 2013’ten bu yana tartışılıyordu. Genel yaklaşım buranın da betona teslim edileceği yönündeydi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta “Millet Bahçesi” olacağını açıklamasıyla, sular duruldu. Ancak bu kadar büyük bir alan sadece bahçeye dönüştürülebilir mi? Veya dönüşmeli mi?

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaret ettiği gibi bir pistle birlikte havalimanının “city airport” konseptiyle tutulması gerekir. Yetmez, uçuş okullarının, eğitim ve bakım merkezlerinin yer alacağı bir havacılık üssü olarak da geliştirilmesi iyi olur. Hatta kamudaki havacılık yetkililerinin, buranın bazı bölümleriyle havalimanı olarak korunmasından yana görüşte olduklarını biliyorum. Ancak Atatürk Havalimanı’nın etrafıyla birlikte ele alınıp fuar ve kongre merkezi şeklinde tasarlanması halinde de Türkiye ve İstanbul’a faydası yüksek düzeyde olacaktır.

        Atatürk Havalimanı, yeni döneminde, profesyonel organizatörlerin katkılarıyla Paris veya Londra Airshow gibi etkinliklere ev sahipliği yapabilir; yanı başındaki fuar alanıyla birlikte yeşiller içinde devasa fuar ve kongre merkezine de dönüşebilir... Dünyanın karada yapılan en büyük tekne ve yat fuarı da denize 1.5 km mesafede Dünya Ticaret Merkezi’nin alanlarında organize edildi, ediliyor. Demiryolu Fuarı (Eurasia Rail), İstanbul Fuar Merkezi’nde (İFM) metro ve demiryoluna 1 km mesafede, raylı sistem bağlantısı olmadan yapılmıştı.

        Atatürk Havalimanı’nın sürdürülebilir bir projeye dönüşmesi için yanı başındaki fuar ve kongre alanlarının da dikkate alınarak havalimanı, deniz limanı ve raylı sistemi olan bir fuar ve kongre merkezi de “Millet Bahçesi”nin mütemmim cüzü olabilir.

        ***********

        FİBER PROTOKOLÜ NE GETİRECEK?

        Başbakan Binali Yıldırım’ın himayesinde imzalanan “Sabit Elektronik Haberleşme Altyapısının Kiralanması Protokolü” ile fiber altyapının kiralanmasıyla birlikte sabit ve mobil internete erişimde ve hızında önemli gelişmeler olmasını bekleyebiliriz. Anlaşması imzalanan fiber protokol ile Türk Telekom (TT), diğer operatörler tarafından talep edilmesi halinde mevcut fiber altyapısını eskisine göre daha uygun şartlarda operatörlere kiralayacak. Birinci husus TT’nin rakamı ucuzlatmış olması. İkinci detay ise ekstra altyapı gerektiği durumlarda operatörlerin işbirliğine gidebilecek olması. Bunun önünü açan da TT.

        Yeni fiber modeliyle, operatörlerin yatırım maliyetleri azalacak. Bir operatör iki nokta arasında altyapı yatırımı yapacağı zaman, sıfırdan yatırıma girmek yerine TT’nin veya herhangi bir operatörün mevcut hattını kullanacak, ekstra gereken bölümün bedeline katlanacak.

        Bu protokolde asıl dikkati çeken husus ise günün sonunda fiber altyapının tek bir operatör (TT) kanalıyla kamuya ait olacağıdır. Çünkü diğer operatörlerin imtiyaz sözleşmesi fiber altyapıyı kapsamıyor. TT’nin imtiyaz sözleşmesinin altyapı üzerindeki haklarının korunması bu açıdan önemli.

        Türk Telekom CEO’su Dr. Paul Doany’nin, “Sabit erişim altyapısının paylaşımı konusunda da sektörün ve ülkemizin menfaatleri doğrultusunda hareket ettik, ediyoruz” sözlerinin açılımında TT bünyesindeki fiber altyapıda devletin olacağına vurgu var. Sabredip izleyelim bakalım yeni modelle fiber altyapı ne kadar gelişecek ve iletişim hizmetleri ne kadar ucuzlayacak?

        Diğer Yazılar