Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye’nin en önemli sorunlarından birisi çöp. Yeni adıyla atık. Adına atık, çöp ne denirse densin her ülke için servet, değer konumunda. Gelişmiş ülkelerde çöp kaynağında ayrıştırılmış olarak toplanıp, çok iyi değerlendirilmektedir. Ama ülkemizde çöpün toplanması bile mesele. Değerlendirmesini ise zaten beceremiyoruz. Bu işe layıkıyla kafa yormadığımızdan, “milli servet” çöpleri çevreyi kirletmek için kullanıyoruz. Daha vahimi ise “çöp” hususundaki mevzuat ve yasalarımızın sorunlu olması.

        Mesela çöpleri kaynağında ayrıştırıp toplamayı zorunlu kılacak, bunu denetleyecek bir düzenleme, kanun yok.

        Ama her şeye rağmen son birkaç yıldır ciddi farkındalık oluşturmaya başlayan, yasaya, müeyyideye ihtiyaç duymayan bir Sıfır Atık Projesi var. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülüyor. Çöpü, atık olarak tanımlayıp işe başlamışlar. Sonra atma, değerlendir yaklaşımını geliştirmişler. Değerlendirilemeyen, ama rastgele atıldığında çevreye zararı olan pil, bitkisel atık yağ vs. için maddelerin alınması için iletişim kanalları kurulması için çaba sarf edilmiş.

        Bazı belediyeler “Sıfır Atık Projesi” sonrasında 1,2 kg olan kişi başına düşen günlük atık ortalamasını 700 gr seviyesine düşürmüşler! Projeye destek verdiklerini göstermek için bu şekilde açıklayan da var, gerçekten başarılı olan da…

        REKLAM

        Mesela İstanbul’da Başakşehir Belediyesi’ne bağlı Bahçeşehir’de oturuyorum. Proje açıklandığından bu yana bir tane öneri, uyarı almadım. Bunun için belediye kanalıyla yaptığım hiçbir şey de yok. Evden çıkan atık oranı da artıyor. Azalmıyor. Belediye de envai türdeki çöpleri aynı kamyona istifleyip gidiyor. Baktım Başakşehir de proje çerçevesinde atık oranını bir kg altına düşürdüğünü açıklayanlardan. Nasıl inanacağız?

        Bir başka örnek; Evin bahçesinden çıkan çim vs. organik çöpün alınması için zabıtayı arıyoruz. Başakşehir Belediyesi de bu atıkların alınması karşılığında yüksek rakam istiyor. Yani teşvik etmiyor, cezalandırıyor. Öyle ki aynı ağırlıkta bir ticari yükü (seramik) 75 km öteden, Anadolu yakasından daha ucuza taşıttığımı söyleyeyim, gerisini siz düşünün. Bu durumda Sazlıdere Barajı’nın etrafı çöp yığınına dönmez mi?

        Anlaşılacağı üzere “Atık” meselesini tam denetleyen olmadığı için yerel idareler gözlerine kestirdikleri bir rakamı açıklayabiliyor. Çöplerin bir servet olarak değerlendirilmesine yönelik de bir eylem planı maalesef söz konusu bile değil. Dolayısıyla tüm sorumluluk mahalli idarelere düşüyor.

        Öte yandan Sıfır Atık Projesi’nde başarılı olanlar, somut proje ortaya koyanlar, gerçekten çöp oranını düşürerek, mali açıdan verimlilik sağlayan belediyeler de var. İşte onlardan birisine, “Evsel Atıklardan Akıllı Çiftliğe” projesiyle dikkat çeken, iki yıl üst üste ödül alan Ankara Sincan Belediye Başkanı Murat Mercan’a ulaştım. Nasıl başardıklarını konuştum.

        Başkan Mercan, bu projeyi hayata geçirmek için ana okulu ve ilk okullarda eğitimle işe başladıklarını söyledi. Paydaşlarla birlikte 2 yılda 100 bin kişiye bu eğitimi götürdüklerini söyledi. Öğrencilerle aileye ulaşmış, onları eğitmişler. Çöplerin evde, kaynağında ayrıştırılmasını sağlamışlar. Böylece çöp/atık oranını üçte bir oranında azaltmışlar. Ancak Kovid-19 salgın sürecinde atık oranı bir miktar artmış. Atıkların yerinde ayrıştırılıp, toplanması için de bir mahalleyi pilot bölge seçmişler. Hurdalar ve bitkisel yağla ilgili çalışmalara da devam ediyorlarmış.

        REKLAM

        Ayrıca evdeki organik atıkları değerlendirerek yerel kompost sistemi kurmuşlar. Yaklaşık 40 okulda da kompost sistemini hareket geçirmişler. Organik gübre üretmeye başlamışlar. Sokak hayvanları için mama üretiminde önemli mesafe kat etmişler. Yeni bir ekolojik sistem kurmuşlar. Müze havasında ekolojik çiftlik oluşturmuşlar. 3 bin ağaç dikmişler, gölet yapıp, alabalık yetiştirmeye başlamışlar. Solucan, kurtçuk üretmişler. Biyogaz üretiyorlar. Hedef elektrik santrali kurmak.

        Şimdi gelelim Sıfır Atık Projesi ile karşılaştığımız Türkiye’nin çöp gerçeğine ve bu konudaki eksikliklerimize. Murat Mercan, çöplerin ayrıştırılıp, değerlendirilmesi konusunda yasalarda ciddi anlamda boşluklar olduğuna dikkat çekti. Atığın toplanmasından ilçe belediyeleri sorumlu, ama ayrıştırılıp, işlenmesi işi büyükşehir belediyelerine tevdi edilmiş. Net ifadesiyle hamallık ilçelerde, geliri büyükşehirlerde olduğu için anladığım kadarıyla sistem sağlıklı işlemiyor.

        Endüstriyel atıkların toplanmasından ise bazı özel şirketlerin sorumlu olduğunu biliniyor. Ama bu alanında iyi bir atık yönetimi için düzenlenmesi gerektiğini öğrendim. Riskli atıkların değerlendirilmesi için de belli prosedürler ve görevli/lisanslı şirketler var. Ama belediyelere bu konuda yetki verilmiyor. Halbuki belli şartlar ve lisanslar ile ilçe belediyelerine yetki verilebilir veya mahalli idarelerin içinde olacağı başka formüller de geliştirilebilir.

        Ayrıca atık/çöp toplama işinde en önemli figür olan ilçe belediyelerinin bu işten gelir elde etmesinin, kazanç sağlamasının da yasal düzenlemelerle önü açılmadıktan sonra milli servet çöpün değerlendirilmesinde başarılı olma şansı olabilir mi?

        İlçe belediye sınırları içinde sanayi tesisleri olacak, ama onların atıklarını dönüştürme işini bu belediyeler yapamayacak! Geri dönüşüm malzemelerinden elektrik üretmek için santral kurabilirler, fakat ilgili belediyenin sarfiyatı kadar elektrik üretebilirler.

        Sanayi atıkları ve tehlikeli atıklar en başta ilgili ilçeler için ciddi sorun. Sorunu mahallinde yani kaynağında çözmek için mahalli idarelere kanunlarla sorumluluk verilmesi elzem. Sadece atıkları toplayıp, teslim etme sorumluluğu olan ilçe belediyeleri, neden bunları kaynağında ayrıştırıp, farklı araç ve yöntemlerle taşınması için uğraşsın? Maddi kaynak sarf etmesi ve iş gücü ayırması için hiçbir motive edici unsur yok. Çöpü toplayarak sadece sosyal sorumluluk görevini yerine getirmekle de ancak bu kadar oluyor. “Milli Servet” çöpler/atıklar değer görmeyince harbiden çöp oluyor.

        Madem atıklar doğru düzgün toplanıp, değerlendirilemiyor, o zaman olabildiğince az çöp çıkarın, değerlendirebildiğinizi evde, işte, kısaca yerinde değerlendirin. Aksi halde bu çöplükte daha çok oyalanabiliriz.

        Diğer Yazılar