Elektrik 'istasyona' resmen girdi
Otomotiv endüstrisi dönüşüyor. Bunu bizim yollarımızda henüz fark etmesek de dönüşüm başladı ve sürüyor. Rakamlar şimdilik küçük. Türkiye’de 2016 yılında satılan elektrikli otomobil sayısı yaklaşık 2 bin adet. Bu yıl bu rakamın yüzde 50 artışla 3 bin adete ulaşması bekleniyor.
Elektrikli otomobiller sürücüleri tarafından sadece şehir içinde değil, şehirlerarası yollarda kullanılmak isteniyor. Fiyatları henüz herkesin satın almak isteyeceği kadar cazip değil, ancak kullanım maliyeti pazardaki en ucuz otomobilden bile daha ucuz. İstanbul’dan İzmir’e teorik olarak 10-12 TL gibi maliyetle gitmek yeni girişimlerle pratik olarak da mümkün olabilecek.
Elektrikli araçlara burun kıvrılmasının birinci nedeni menzillerinin kısa olmasıydı. Bu sıkıntı, henüz herkesi tatmin edecek seviyede değilse de büyük ölçüde aşıldı. Yeni kuşak elektrikli araçlar 600 kilometreye kadar menziller vaat ediyor. Pek çok marka 2020 yılından itibaren Avrupa pazarına dizel araç üretmeyeceğini açıkladı. Yani yüzyılımızın ilk çeyreği bittiğinde yollardaki dizeller yerini şarj edilebilir hibritlerle, tam elektrikli otomobillere bırakacak. Tahminlere göre 2030 yılında yollardaki elektrikli araçların oranı yüzde 10’u bulacak. Hal böyle olunca da özellikle şehirlerarası yollarda şarj istasyonlarının sayısının artması gerekecek.
Önce ‘benzin’, ardından dizel ve LPG yaygınlaştıkça ‘akaryakıt’ tedarik noktası alan yolüstü istasyonları artık ‘enerji istasyonu’ olarak anılacak. Hatta öyle adlandırılmaya başlandı bile.
Türkiye’de ilk adımı Aytemiz attı bile. Onu kısa bir süre içinde diğerleri de takip edecek. Aytemiz Türkiye’de ilk kez bir akaryakıt istasyonunda “hızlı şarj” üniteleri ile hizmet vermeye başlıyor. Marka istasyon içerisindeki ilk uygulamasını, Bursa’da İstanbul – İzmir Otoyolu üzerinde kurdu. İstasyonda hızlı şarj ünitesi ile hem elektrikli hem de hibrit araçlar şarj edilebiliyor.
Eşarj Elektrikli Araçlar Şarj Sistemleri AŞ işbirliğiyle kurulan ilk enerji İstasyonu aynı anda iki araca birden hizmet verebilecek ve 25 dakikada bir aracın bataryasını yüzde 80 oranında doldurabilecek. Bu şarjın maliyeti de yaklaşık 6-7 TL olacak.
Özel sektör yavaş da olsa üzerine düşeni yapıyor. Eğer kamu da birinci ‘Otomotiv Sanayii Strateji Belgesi’nde söz verdiği gibi köprü ve otoyolları elektrikli araçlara bedava yapmış olsaydı 4 kişilik bir aile iki kaşarlı tost parasına İstanbul’dan İzmir’e rahatlıkla gidebilirdi.
Bu vaat hayata geçmese bile, önümüzdeki seçim döneminde de tıpkı öncekilerde olduğu gibi hayal olarak çok güzel iş yapar orası kesin. Benden siyasilere bedava bir öneri olsun o zaman.
