Ayıkla pirincin taşını...

Futbolun kitabı der ki: Yakaladığını atacaksın... Karabük deplasmanındasınız ve net gol pozisyonları yakalayıp atamıyorsanız yenilmeye mahkumsunuz demektir. Bu kadar net... Karabük maçı, Trabzon’un Alanya’ya 3-0 kaybettiği maçın kopyası gibiydi. İlk yarı harika oynamış ama ikinci yarıda goller yiyince dağılmışlardı. Aynı senaryo Karabük’te kendini gösterdi. İlk yarıda Mehmet Ekici ve Suk net pozisyonları değerlendiremediler. İkinci yarının hemen başında da eski futbolcusu Yatabare’nin şık golüyle 1-0 mağlup duruma düştüler. Fazla lafa gerek yok.

Trabzon’un en büyük sorunu aslında geriye düştüğü maçlarda toparlanamamasıdır. Oynadığı maçlara bakın, ilk yarılar harikalar. Fakat golü buldular buldular yoksa yiyorlar, sonra gel de ayıkla pirincin taşını! Yazık... Biz, Yatabare’den bahsedelim. Trabzon’un canını aldı ve müthiş golü dışında ikinci goldeki payı da büyüktü, şutu direkten döndü, arkadaşına tamamlattı. Diyeceğim şu, sanki gidenlerin ahı tutuyor Trabzon’a. Tıpkı Alanya maçında Sefa Yılmaz’ın Trabzon’a attığı gol gibi. Traore’yi de unutmadık. Adam sanki Trabzonspor’a gol atmak için yaratılmış. 7’nci golünü attı.

Başka söyleyeceklerimiz de var; Ersun Yanal’ın Konya maçından kalma iki maçlık cezasını da çok acımasız buluyorum. Trabzon bir şekilde sürekli cezalandırılıyor, bu sanki artık bilinçli yapılıyor diye düşünmeye başladım! Umarım yanılıyorumdur. Bir de Karabük’teki Bordo-Mavili taraftarların, “Sabrımız taşıyor adam gibi oynayın!” tezahüratını da sakın kimse yabana atmasın derim ben. Çünkü 4-0’ın izahı yok...