Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çağımızda ülkelerin gelişmişlik düzeyi; sadece ekonomik gücüyle, alt yapı yatırımlarıyla, yolla, köprüyle, havaalanıyla ve fabrika sayısıyla ölçülmüyor.

        Gelişmişlik düzeyi; kalkınmanın yanında insani gelişmişlikle, refahtan alınan payla, özgürlük alanının genişliğiyle, demokrasinin kalitesiyle, eğitim seviyesiyle ve bunlarla beraber edebiyatta, sanatta, kültürde kazandığı ivme ve dünyada elde ettiği yerle ölçülüyor.

        ÖNEMLİ ETKENDİR

        Edebiyat, müzik, resim sanatı; aynı zamanda ülkelerin tanıtımında ve politikanın, politikacının “estetik” görünüm kazanmasında, güler yüzün, hoşgörünün, uzlaşmanın ve gerçekliliğin egemen olmasında önemli etkendir.

        Atatürk’ün, “sanat ve sanatkârdan mahrum bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir”sözü; tüm sanat dallarının etkileyici, yönlendirici ve şekillendirici gücünü anlatmaktadır.

        Unutmayalım; dünyayı sanat ve sanatçılar şekillendirir.

        15 Aralık’ta, Ekol Hastaneleri ve Ekol Sanat Galerisi Yönetim Kurulu Başkanı Opr.Dr.Mehmet Baz ve eşi Figen Baz’ın Ekol Sanat Galerisi’nin 27.sergisinde “Baba Oğul Balaban”ın 1950-2017 arasındaki 108 seçkin resminin sanatseverlerle buluştuğu birlikteliğe eşimle birlikte davetliydik.

        Bu arada; Ekol Sanat Galerisi sorumlusu E.Ü.Sanat Tarihi Fakültesi mezunu Öyküm Saydere’nin sanatseverleri heyecanla karşılamasından, resim sanatına ve sanatçıya ilişkin soruları da bilgiyle ve güler yüzle cevaplamasından çok etkilendim.

        BABA-OĞUL

        Ayrıca; Opr.Dr.Mehmet Baz’ın İzmir’deki başarılı ve özverili sağlık hizmetlerinin yanında, son derece gelişmiş imkanlara sahip Ekol Sanat Galerisi’yle Türkiye’nin tanınmış sanatçılarını İzmir’de sanat severlerle buluşturması; İzmir açısından büyük bir değerdir.

        Çağdaş resim sanatının 93 yaşındaki asırlık çınarı İbrahim Balaban ve Oğul Hasan Nazım Balaban’ın Ekol Sanat’taki resim sergisi; İzmir’de sanatseverleri buluşturdu.

        Türk resim sanatının sembollerinden olan İbrahim Balaban, resim yapmaya Bursa Cezaevi’nde tanıştığı Türk Edebiyatı’nın ve şiirinin “dünyaya bakan yüzü” Nazım Hikmet’in teşvikiyle başladı.

        Daha sonra, oğluna da “Nazım” adını veren İbrahim Balaban, Nazım Hikmet’in hem şiirlerinin, hem de “Memleketimden İnsan Manzaraları” kitabının konusu oldu.

        TOPLUMSAL BOYUT

        Nazım Hikmet, İbrahim Balaban’ı “Türk sanat dünyasına ben, burada bir ressam Yunus Emre keşvettim” sözleriyle tanımlıyor.

        Balaban; resimlerinde Anadolu köylüsünün yaşamanı, köyden kente göç sorunlarını, yoksulluğu felsefi ve toplumsal boyutta yansıtmaktadır.

        İbrahim Balaban’a göre, “sanat yaşamın izdüşümüdür... Konu; özdür, her öz kendi kabuğunu yapar.”

        Balaban’ın anlayışında, “sanat sanat için değil; sanat toplum içindir.”

        Sonuç olarak: Sanat; sanat için değil, toplum için olmalıdır.

        Diğer Yazılar