Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen haftaki senaryonun bir benzeri daha. 88 dakika önde götürdüğü maçı, yine bir savunma hatası ile berabere bitirdiler… Ligin dibinde yer alan Osmanlıspor önünde bile, favori gösterilmeyen duruma düşmüş bir takım…

        Temposuz, heyecansız, sıradan bir maç izledik. Fenerbahçe, adına yakışır bir oyun ortaya koyamadı. Zirve yarışından her geçen gün biraz daha uzaklaşıyor. Teknik adamdan oyunculara kadar, hayal kırıklığı yaratan bir takım Fenerbahçe… Teknik adamlar içerisinde en çok eleştirilen Aykut Kocaman şüphesiz. Oyun anlayışı, taktiksel öngörüleri hiç beğenilmedi. Sarı-Lacivertliler’in direnci yok. Futbolcuların güveni kaybolmuş. Galibiyeti korumak için panik içindeler. İkinci golü arama gibi bir düşünce içerisinde değiller. Kalite sıfır. Yaratıcı değiller. Macerası, hikayesi olmayan sıradan bir takım olmuş. Lider oyuncu yok. Gereksiz topla oynaması bir yana, gol yollarına gidecek üretimin yapılmayışı en büyük eksikliğiydi…

        Geçen hafta farklı galibiyeti koruyamayıp berabere kalması bardağı taşıran son damlaydı aslında. Şampiyonluk iddiası ile yola çıkan Sarı-Lacivertliler, lider Galatasaray’ın çok gerilerinde kalmış, taraftar yine küstürülmüştü. Amacını yitiren bir takımda inanç kalmayınca, az sayıdaki taraftarın bile stada gelmesini beklemek artık hayal. Hiç olmadığı kadar yalnızlaştı Fenerbahçe…

        Aykut Hoca’yı yalnız oyun anlayışı ve taktiksel beceriksizliği nedeniyle eleştirmek bence az bile. Sahada ne yaptığını bilmeyen, sıradan futbolcuların transferine kim “Evet“ dedi. Bir tek Valbuena, futbolu bilen ve oynayan biri.. Diğerleri ne yapıyor? Bırakın Fenerbahçe’yi, Süper Lig’in alt sıralarında yer alan takımlarda bile forma giyme şansı bulamazlar.. 2 santrfor alındı büyük gol umutları olarak. Kaç gol attılar? Ya da kaç gole etkileri var? Transferleri kim yaptıysa, en az Aykut Kocaman kadar suçludur bu sonuçtan… Sorumluların gereğini yapması en doğal olanıdır…

        Oyunun hemen başında sakatlanan Valbuena sahayı zorunlu olarak erken terk etti. Tüm karşılaşmalarda top taşıyan, pas yapan, araya toplar atan Fransız oyuncunun olmayışı büyük eksiklikti.

        Savunma önünde yer alan Ozan ve Josef her şeye rağmen oyunu diri tutmaya çalıştılar. Giuliano’ya, Dirar’a Aykut Kocaman’ın neden güvendiğini anlamak zor. Gereksiz koşan, enerjisini boşa harcayan, pas atamayan, orta yapamayan oyuncular her ikisi de…

        OSMANLI İNADI

        Geriye düşmelerine rağmen oyunu bırakmadılar. Sonuna kadar mücadele edip bir puanı aldılar. Galibiyeti kaçırdılar.

        DİRAR BİR FİYASKO

        Kanat oyuncusunda olması gereken hiçbir özelliği yok. Çok top kaptırıyor. Adam geçemiyor. Orta yapamıyor. Verilen şansa yazık…

        Diğer Yazılar