Belediyeler spor akademisi kursun
Yerel seçimlere az bir süre kala başkan adayları projelerini medya yoluyla ya da miting alanlarında dile getiriyorlar…
Çoğunlukla Büyükşehir Belediye Başkan adayları gündemde daha çok yer alıyor. Televizyon ekranlarında izlediğimiz kadarıyla; trafik, çevre, imar, kültür-sanat sosyal aktivite gibi konu başlıkları öne çıkıyor...
Gençlerin sorunları ile ilgili somut öneriler de yine proje kapsamında anlatılıyor…
Bilindiği gibi ülkemiz genç bir nüfusa sahip. Büyükşehirlerde yaşayan gençlerin öncelikli sorunları arasında spor ilk sıralarda yer alıyor. Ne yazık ki, yeşil alanların gittikçe azaldığı bir dönem yaşıyoruz. 90’lı yılların öncesine baktığımızda kentlerimiz bu denli büyük göç almamıştı. Mahalle kavramı bir nostalji oldu günümüzde. Alabildiğine boş alan özellikle futbolu seven çocukların ve gençlerin özgürce spor yapmalarına olanak tanıyordu. Neredeyse her boş arazi top sahasına dönüşmüştü. Semt maçlarının ayrı bir önemi ve tadı vardı…
Birçok futbolcu bu toprak sahalardan çıkmış, adını futbol tarihine yazdırmıştı…
Kentleşmeyle birlikte bu alanlar yok oldu doğal olarak…
Aktif olarak yapılan sporun bedensel ve zihinsel faydası bir gerçek. Spor yapan herkes kendini daha iyi hisseder, mutluluk hormonlarına etkisi bilimsel olarak saptanmıştır…
Belediyelerin temel görevi kitlesel sporu yaygınlaştırmaktır. Bunun çeşitli yöntemleri bilinmektedir. Her yaştan insana destek ve olanak tanınmaktadır. Bazı belediyeler bu konuda çok yol almış ve fark yaratmıştır…
Tüm bunlar bir yana, asıl sorun gençler nasıl spor yapacak ya da sporun içine çekilecektir?
Geleceğimiz, en büyük hazinemiz gençleri sporla buluşturmanın sayısız faydası olduğunu vurgulamaya gerek yok.
Öncelikle, disiplinli olmaları, kötü alışkanlıklardan uzak durmaları ve kolektif çalışma düşüncesi büyük kazanımdır…
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de en çok sevilen spor branşlarının başında futbol gelmektedir.
Büyük bir sevgiyle yapılan ve izlenilen futbol yalnız bir spor dalı olmaktan çok öteye gitmiştir. Günümüzün en çok ilgi gören sporu futbol, endüstri olmuştur. Birçok ülke bu konuya ciddi yatırımlar yapmakta ve büyük paralar kazanmaktadır…
Büyükşehir Belediye Başkan adayları başta olmak üzere tüm belediyeler konuyu salt spor yapmanın dışına taşıyabilirler.
Gençleri, kuracakları akademilerde eğiterek ülke futboluna katkı yapabilirler. Bireysel yatırımcıların gönülsüz olduğu bu yatırımı ne yazık ki kulüplerimiz de görmezlikten geliyor. Avrupa’da örneklerini gördüğümüz bu girişimi hangi belediye yaparsa öncü olacaktır.
Spor Bakanlığı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve hatta Futbol Federasyonu bu girişime destek verir… Bu proje gençleri yalnız spora kazandırmakla kalmaz, takımlara oyuncu yetiştirme gibi bir işlevi de üstlenir. Fabrika gibi çalışan akademilerin ekonomiye katkısı da işin ayrı yanı. Ciddi bir istihdam alanı açılacağının da altını çizelim. Yeter ki, bu projeye inanan insanları ve programı bir araya getirelim…
FENERBAHÇE’NİN İŞİ KOLAY DEĞİL
Ersun Yanal’la kötü gidişe dur demek isteyen Fenerbahçe’de işler umulan gibi gitmiyor. Sezonun bitimine 9 hafta kala düşme potasından sıyrılamadılar…
Teknik direktör Ersun Yanal’ın “ikinci yarının şampiyonu olacağız “ sözleri bir hayal olarak kaldı…
Eldeki kadronun neyi ne kadar yapacağı tartışılıyor elbette. Bir yandan teknik direktörün oyuna etkisi de tartışılan bir başka konu…
Neresinden bakarsanız bakın bir başarısızlık söz konusu.
Kalan 9 maçın en az 5’ini kazanmak zorunda Sarı-Lacivertliler. 40 puan toplanmazsa işler sıkıntılı olur. Üstelik oynayacağı maçların çoğunluğu düşme hattındaki takımlarla…
Fenerbahçe’nin kalan maçları şöyle:
Sivasspor, Ankaragücü (d), Galatasaray, Alanyaspor (d), Trabzonspor, Kasımpaşa (d), Akhisarspor, Erzurumspor (d), Antalyaspor.
Bu tabloya bakıp şu takımı kesin yener diye bir yorumda bulunmak çok zor gerçekten. Kendi sahasında oynayacağı Sivasspor, Galatasaray, Trabzonspor, Akhisarspor ve Antalyaspor maçlarında alınacak sonuçlar Sarı-Lacivertliler için yaşamsal önem taşıyor…
