Zaferin sırrı eşittir mücadele
Beşiktaş kazanmaya devam ediyor. Fenerbahçe, Başakşehir, Trabzon ve Galatasaray... Kartal hepsini yenmeyi başardı. Şampiyonluğa giden bir takımın ezeli rakiplerini alt etmesi çok önemli. Siyah-beyazlılar zor diyebileceğimiz maçları galibiyetle kapatarak çok iyi bir istatistik yakaladı. Bu performans amaç adına büyük bir sonuçtur. Bunun altını çizmekte yarar var.
Galatasaray maçı öncesi favori olarak gösterdiğimiz Beşiktaş yanıltmadı. Bu başarının altında yatan en önemli etken, istek ve mücadele gücüydü. Oyunu sürekli öne oynayan, rakip alanda çoğalan, golü düşünen bir takımın kazanması doğaldır.
Yine de Galatasaray gibi bir rakibe karşı oynarken oyun planı ve taktiği çok şey ifade eder.
İlk yarının neredeyse büyük bölümünde üstün olan Siyah-Beyazlılar, ikinci yarı kırmızı karttan sonra sahanın tek hakimiydi.
Galatasaray 10 kişi kalmamış olsaydı da oyunun gidişi Siyah-Beyazlılar lehine gözüküyordu. Takım oyunu oynayan, yardımlaşan, topu sürekli rakip alana götürme isteği beklenen gollerin gelmesini sağladı.
Savunma hatasız oynarken kendilerini zorlayan bir forvet yoktu aslında. Oğuzhan, Atiba, Josef üçlüsü orta alanı parsellediler bir anlamda. İkili mücadele üstünlüğü, pas trafiği ve üretime dönük ataklar ileri üçlünün işini kolaylaştırdı. Aboubakar gol atmasa da çok çalıştı. Galatasaray savunmasını zorladı. Larin, her pozisyonun içinde yer aldı. Çalışkanlığı ile dikkat çekti. Souza ve Atiba ile yüksek performansla oyuna ağırlığını koyan isim oldu.
Genelde oyun kalitesi vasatın üzerine çıkmadı. Son 10 dakika daha heyecanlı ve güçlü bir oyun vardı. Pozisyon çokluğu ve çeşitliliği de bu son bölümde yaşandı.
Sergen Yalçın, takıma güven vermiş. Kazanmaya odaklanmışlar. Genç Rıdvan, savunmada olduğu gibi ataklarda da kendini gösterdi. Adam eksiltmesi, çabukluğu üstüne verdiği gol pası kendi adına artı puandı. Genç kaleci Ersin’e çok iş düşmedi. En kırılgan hat diye bakılan kale ciddi bir tehlike yaşamadı.
Beşiktaş istek, yüksek mücadele ve bitmeyen enerjisi ile şampiyonluğun en büyük adayı olduğunu kanıtladı. Sergen Yalçın, 10 kişi kalan rakibini yaptığı değişiklikler ile iyice kendi kalesine hapsetti. Mensah, Nkoudou, Gökhan Töre ayağa iyi top yapan, teknik özellikleri yüksek oyuncular. Sergen hoca tam zamanında bu oyuncuları sahaya sürerek maçı rahat kazanmasını sağladı.
TERİM KADRO SEÇİMİNDE HATALIYDI
Galatasaray savunması maçı iyi götürüyordu. Ne zaman Diagne kırmızı kart gördü, sıkıntı başladı. Beşiktaş’ın yoğunlaşan atakları karşısında bocaladılar. Sarı-Kırmızılıların en iyi oyuncularından birisi olan Luyindama iki golde de hata yaptı. Aboubakar gibi bir golcüyü tutmak gerçekten kolay bir iş değil. Bu anlamda Luyindama’nın hakkını verelim.
Galatasaray’da iyi olan bir başka isim ise Etebo’ydu. Topu ileriye taşıyan tek oyuncuydu. Arda ve Belhanda çakılı oynayan oyuncular. Top ayaklarına geldiğinde oynuyorlar. Hareketli değiller. Topu taşıma işinin hiç yapamadılar. Fatih Terim’in hazır olmayan Şener’le başlaması yadırgandı. Yine, ikinci yarıya kenarlara daha atletik oyuncuları düşünebilirdi. Hamlelerinde geç kaldı. Açıkçası şaşırttı Fatih Terim. Galatasaray’ın bu kadrosuna takviye şart. Bir golcü ve orta saha oyuncusu olmazsa olmaz gibi gözüküyor.
CÜNEYT ÇAKIR FORMSUZ
Verdiği kararlar ile tartışılan Cüneyt Çakır'ın kırmızı kart dışındaki kart kararları yanlıştı. Vermediği kırmızı kartlar olduğu gibi, fauller ve avantajlar doğru değildi. Maça ağırlık koymak isterken yanlış yaptı. Bu düzeyde bir hakemden daha üstün bir maç bekleniyordu. İki kez topun bir hakeme çarpması da iyi bir görüntü değildi.
