Frankenstein'ların çocukları...
SAKM’nin (Sadri Alışık Kültür Merkezi) üçüncü yıla giren oyunu ‘Frankenstein’ın methini çok duymuştum. Ancak izlemek 75’inci oyuna kısmet oldu. Kerem Alışık, Cansel Elçin, Deniz Uğur ve Yılmaz Gruda’nın başrollerinde olduğu ‘Frankenstein’, Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde iki haftada bir izleyiciyle buluşuyor.
‘YARATIK’LARLA YAŞIYORUZ!
Defalarca filmlere, oyunlara konu olan eser, yazılmasının üzerinden geçen iki yüzyıla rağmen hâlâ izleyiciye, “İnsanoğlu eğer sevilseydi, yine de kötü olabilir, vicdani hiçbir rahatsızlık duymadan başkalarına zarar verebilir miydi?” sorusunu sorduruyor.
Çünkü yüzyıllar geçiyor ancak temel sorun ‘sevgisizlik’ değişmiyor. Bencil, kibirli, sevgisiz, vicdansız Frankenstein’lar ve onların yetiştirdiği ‘yaratık’lar çoğalıyor. Frankenstein’ın nesilleri sevgiye tahammül edemiyor. Kimi uçakta eşini öpen adama saldırıyor, kimi küçücük evladını elleriyle öldürüp annesine “Şimdi gel al çocuğunu” diye telefon açıyor…
OYUNDAN NOTLAR
- Oyunun ilk 20 dakikası pek akmıyor ama sonrası o durgunluğu silip süpürecek kadar hızlı bir tempoda geçiyor.
- Özellikle Kerem Alışık ve Cansel Elçin’i bu oyunda izleyin çok isterim. Her ikisi de büyüleyiciydi.
- Kerem Alışık oyuna saatler öncesinden hazırlanıyor. Plastik makyajı üç saate yakın sürüyor ardından bir saate yakın da kuliste koşuyor, bedenini esnetiyor, sesini açıyor. Çünkü oyunda müthiş baskın bir performans gösteriyor. Sahnede, üzerine kovayla su dökülmüşçesine ter atıyor.
- Gönül ister ki, Broadway oyunlarında kullanılan sahneler bizde de olsun ama maalesef yok. Yine de Frankenstein gördüklerimiz içinde en iyilerinden.
**************
ŞİMDİ ONLARIN ZAMANI
‘Kiralık Aşk’ dizisi ile milyonları kendilerine hayran bırakan Barış Arduç ve Elçin Sangu’nun çok ara vermeden hemen bir romantik komedi çekmesi çok akıllıca.
İkiliyi birlikte görmek isteyen hayranları bu filmle istediklerini fazlasıyla alacak. Neredeyse hiç durmayan yüksek müziği de hesaba katarsak, görseli dört dörtlük bir klip gibi olmuş film.
Oyuncular güzel, mekânlar güzel, görüntüler güzel. Bakıyorsun ve bakmaktan kendini alamıyorsun. Filmin yıldızıysa kesinlikle Cengiz Bozkurt.
