Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İSVEÇ bilim adamlarının yaptığı araştırma Türk insanı için pek de geçerli olmayabilir. Ya da Avustralya’da yapılan bir araştırma, Hindistan’da yaşayan birinin gerçekliği değildir. Peki tüm dünyanın eğilimlerini nasıl anlayabiliriz? Tabii ki internet üzerinden...

        Veri bilimcisi Seth Stephens Davidowitz’in ‘Bana Yalan Söylediler, İnternet ve Gerçek Yüzümüz’ adlı kitabını okuyorum. Koç Üniversitesi Yayınları’ndan çıkan, Ferit Burak Aydar’ın su gibi bir dille çevirdiği bu kitap, insanlara dair kalıplaşmış düşüncelerimizin ne ölçüde hatalı olduğunu ortaya koyuyor.

        İnsanlar, anketörlere, doktorlara, ailelerine, sevgililerine ve hatta kendilerine bile yalan söyler. Oysaki internet üzerinde yaptığı aramalardan kişinin tüm gerçekliğine ulaşmak mümkün.

        KİMSE SANDIĞIMIZ KİŞİ DEĞİL

        Very bilimci Davidowitz insanların internette bilgi ararken arkalarında bıraktıkları izlerin peşine düşmüş. İnsanların, klavyelerinin mahremiyetinde en tuhaf şeyleri itiraf ettiklerini fark etmiş ve kitabında kimi zaman şaşırtıcı kimi zaman da sarsıcı bilgilere yer vermiş.

        “Arama verilerinin ortaya çıkardığı dünya ile kamuoyu yoklamalarından hareket eden akademisyenlerin ve gazetecilerin yaşadığımızı düşündükleri dünya çok farklıydı” diyen ve interneti, ‘çağımızın mikroskobu ya da teleskobu’ diye tanımlayan Davidowitz’in araştırmalarından anladım ki, kimse sandığımız kişi değil hatta kendimiz bile...

        **********

        MEKSİKA ERKEĞİNİ BAŞIMIZDA TAŞIYALIM

        KÜLTÜREL farklılıklarla ilgili, kitapta yer alan şu bilgi çok ilginç değil mi: Erkekler eşlerinin hamile olduklarını öğrendiklerinde internette birbirinden çok farklı aramalar yapıyor.

        Örneğin Meksika’da en çok aranan söz “Hamile eşime sevgi sözleri” ve “Hamile eşime şiirler”. ABD’de ise en çok aranan “Karım hamile, şimdi ne olacak?” ve “Karım hamile ne yapmalıyım?” Kitapta Türkiye’nin verileri de yer alsa ortaya ne çıkardı acaba? Büyük ihtimalle: “Hamile eşe yalan söyleme”, “Yakalanmadan aldatma taktikleri”.

        Şu bilgiden sonra, Meksika’nın erkekleri, başımızın üzerinde...

        **********

        EN BÜYÜK YALANLAR SOSYAL MEDYADA

        ZATEN herkesin bu kadar mutlu olmadığını-olamayacağını biliyorduk da Davidowitz’in verileri bu bilgiyi perçinledi. Evet, her birimiz sosyal medyada hayatlarımız hakkında yalan söylüyoruz. Her birimizin mutlu olmaktan çok artık sadece mutlu görünmeye ihtiyacı var.

        Kocasıyla ‘dillere destan aşklarını’ sosyal medyada paylaşan kadınların kocalarından şüphelenme oranlarının çok daha yüksek olduğunu biliyor musunuz? En çok da kocalarının gay olup olmadığından... (Hemen celallenmeyin, bu araştırma ABD’de.) İnternet üzerinde en yaygın arama “Kocam gay mi?”, ardından “Kocam beni aldatıyor mu?” ve sonra “Kocam alkolik mi?” ve onu takip eden “Kocam bunalımda mı?”...

        Sosyal medyadaki paylaşımlarımızı ‘arkadaşlarıma hayatımın ne kadar güzel olduğunu gösterip böbürleneyim serumu’ olarak tanımlayan Davidowitz’in şu tespiti de çok yerinde: ‘Facebook dünyasında ortalama bir yetişkinin mutlu bir evliliği vardır. Tatilini Karayipler’de yapar ve Atlantic okur. Gerçek dünyadaysa, pek çok insana kızgındır. Süpermerketlerde kasa kuyruklarında bekler, National Enquirer’a göz gezdirir, eşinin aramalarını duymaz ve zaten aylardır da sevişmemişlerdir.”

        Diğer Yazılar