Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Russell Whish ile eşi Rebecca 3 hafta önce, 11 Kasım akşamı, romantik bir yemek için sadece Leeds'in değil Britanya'nın 'en iyi' şeflerinden Michael O'Hare'in Michelin yıldızlı restoranı The Man Behind the Curtain'a gittiklerinde lezzetli bir şeyler yemeyi umuyorlarmış. Ama maalesef öyle olmamış. Adam başı 180 pound'luk (yaklaşık bin lira) yemekten memnun kalmayan Russell, parasını geri almak için müdürle görüşmek istemiş. “Konuşabileceğiniz kimse yok!” demişler.

        Kös kös eve dönen Russell, 'ünlü' şefe bir mail yazıp şikâyetini bildirmiş. Ne olduysa da bundan sonra olmuş. Eşiyle romantik akşam yemeğinde umduğunu bulamayan Russell, 'Michelin yıldızı' apoletli O'Hare'den bir ton laf yemiş; hem de yemeklerindeki porsiyonlardan daha cömert laflar:

        “Yemeğimi beğenmedin mi? Birçok insan beğeniyor. Ben beğeniyorum, bayılıyorum ve gurur duyuyorum. Benim yemeklerim seninkilerden 10 milyon kez daha iyi. İşte bunun için ben ünlü bir şefim. Led Zeppelin, herkesin sevdiği şarkılar yapmadı, onları Beatles'a bıraktı...”

        LED ZEPPELIN VAR YERSEN!

        Russell, şeften yediklerini hazmedemeyince şöyle bir cevap vermiş: “Biz de Led Zeppelin konseri için para ödedik ama Serdar Ortaç dinledik!” (Serdar Ortaç'ı mönüye benim koyduğumu anlamışsınızdır umarım:)

        Michael O'Hare, bu 'kapak' üzerine yemeğin ateşini harlamış hatta biraz dibine tuturmuş: “Russell, bunu konuşmayı herkesle paylaşacaksan lütfen şunu da ekle; ben ve arkadaşlarım senin bir a.... olduğunu düşünüyoruz. Hürmetler...”

        Başının üzerinde dönüp duran 'Michelin' yıldızlarından gelen küstahlıkla 'yemeğini beğenmeyen' müşterisine ağzının payını veren O'Hare'in öyküsünü okumayı yeni bitirmiştim ki bir başka 'yemek' tartışmasının ortasına düştüm! Şef Arda Türkmen, sosyal medya hesabında 'yerli ve milli Michelin'imiz, çiçeği burnunda İncili Gastronomi Rehber'i “Alın size İncili Rehber” diyerek yerden yere vuruyordu.

        Türkmen, 'bir İnci' verilen restoranı Mükellef Karaköy'le ilgili rehberdeki değerlendirmenin baştan savma yapıldığını iddia ediyor:

        “Zeytinyağlı elma yaklaşık 9 aydır mönüde yok, tahıllı pazı sarma bir yıldır yapmıyoruz, humusu ise ilk açıldığımızda yaptık sonra da yapmadık; haa barbunya humus yapıyoruz ama bu yazıyı yazan neden humus yaptığımızı bile anlayacak donanımda değil zannımca... Otopark, vale var demiş yok! Gelse kapıda kocaman yazıyor zaten, gelmemiş belli. Engelli girişi yok demiş; var. Bar var demiş servis barı var, oturup içki içeceğiniz bar yok. Mutfakta Yaren Çarpar var demiş, Yaren 1 yıldır Arda'nın Mutfağı ekibinde çalışıyor. Mükellef'le alakası yok. Bu rehberi yapan arkadaşlar Google'dan bakıp mekânları değerlendiriyorsunuz. Sonra da Türkiye'nin en doğru gostronomi rehberi diye ortaya çıkıyorsunuz. Körler sağırlar birbirini ağırlar ödül dağıtıyorsunuz...”

        Bu eleştirilerinin üzerine rehberi hazırlayan ekipten, O'Hare'nin yemekleri kadar olmasa da, restoranı '1 inci' aldığı için böyle davrandığı, kendi ifadesiyle 'uslu durursan Şirinler'i görebilirsin' tadında bir cevap almış. Türkmen, 'en doğru gastronomi rehberi'ne inanıp restoranına gelecek olan ve 'zeytinyağlı elma, tahıllı pazı sarma, humus, otopark, vale...' bulamayınca hayal kırıklığıyla, Russell gibi kendisine 'e-mail' döşenecek müşterileriyle karşı karşıya kalmamak için tepki göstermekte son derece haklı!

        EKMEK ARASI AJDAR!

        Türkiye'deki birçok 'gurme'den daha gurme olan Fatih Altaylı geçen hafta incelediği İnci Rehber için “Rehber falan değil, bir felaket!” diye yazmıştı.

        Yemek yiyebilen herkesin gurme olup sosyal medyada hesap açtığı ülkemizde bazı 'şeflerle' 'yağla-bal' gibi olan 'jüri' üyelerinin dağıttığı 'İnci'lerin çok sağlıklı olmayacağını düşünüyordum. Tamam ‘müfettişlerin’ birer Anton Ego olmasını ummuyordum ama bazı bilgilerin restorana bile gidilmeden, telefonda alındığı ortaya çıkınca artık iyice emin oldum. Çok üzgünüm 'İnci'den sinek çıktı; belki küçük ama mide bulandırıyor!

        Rehberin 'Led Zeppelin' olmasını beklemiyordum ama Milli Vanilli çıkması da üzdü doğrusu!

        ‘Hürriyet Gazetesi'nin hazırladığı rehberi dikkatle inceleyen ve halihazırda 'dünyanın en iyi 100 restoranı listesinde 56. sırada olan Mikla'nın '4 İnci' alan tek restoran olmasına 'şaşırmayıp' 'adil bir puanlama' yapıldığını düşünen Ertuğrul Özkök'e de bir sorum var: “Rolling Stones diye gittiğiniz konserde sahneye Ajdar çıksa siz ne yaparsınız?”

        Benimki de soru işte, Ertuğrul Bey, “Aman ağzımızın tadı bozulmasın” deyip ekmek arası Ajdar yer, n'olucak!

        Diğer Yazılar