Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İNSANLAR geleceği düşünürler, gelecek günler için yaşarlar, sürekli olarak bugünleri gelecek olan yarına feda ederler. Her insan, yalnızca öngürdüğü, beklediği, umduğu şey için yaşar. Bütün yaşamı, öyle bir biçimde kurulmuştur ki, her anın onu izleyen bir anı hazırladığını, her saatin ondan sonra gelecek bir saati, her günün ardından gelecek bir günü hazırladığını bildiği ölçüde onun için bir değeri vardır. Bütün yaşamı düşlerden, ideallerden, tasarılardan, beklentilerden oluşur. Bütün şimdiki zamanı, geleceğin çevresindeki düşüncelerden oluşur. Olan, şimdi var olan her şey belirsiz, karışık, yetersiz, ikincil görünür bize, kendi kendimizi ancak bütün bu şimdi var olan şeylerin bir önsözden, geleceğin güzel romanının uzun, sıkıcı bir önsözünden başka bir şey olmadığını düşünerek avuturuz.

        Bütün insanlar bilerek ya da bilmeyerek, bu inançla yaşarlar. Ansızın biri onlara bir saat içinde tümünün öleceğini söyleyecek olsa, yaptıkları, yapmış oldukları her şeyin onlar için hiçbir hazzı, hiçbir tadı, hiçbir değeri olmazdı. Geleceğin aynası olmasa güncel gerçeklik aşağılık, iğrenç, anlamsız görünürdü. Yeniden karşılaşmalara, utkulara, yükselişlere, terfilere, çoğalışlara, ele geçirmelere, unutmalara umut bağlatan yarın olmasaydı, insanlar yaşamaya razı olmazlardı. Yarının uzak kokusu olmasa, insanlar bugünün kara ekmeğini yemezlerdi... Gelecek, gelecek olarak var değildir; gelecek bir yaratıdan şimdinin bir parçasını oluşturmaktan başka bir şey değildir...”

        ************

        HER YIL AYNI!

        Yeni umutlarla, yepyeni bir yıla girmemize şunun şurasında iki gün kalmışken İtalyan yazar Papini, beynimin bir köşesine attığı sandalyesinde, ellerini başının arkasında birleştirmiş yüzünde alaycı bir gülümsemeyle kulağıma ‘Kaçan Ayna’ öyküsünde yer alan yukarıdaki satırları okuyor... Nereye gitsem, ne yapsam, ”Bugünün bütün değeri yarındadır. Bütün bir şimdiyi bir gelecek uğruna yitiriyorsun. O gelecek de bir gün şimdiki zamana dönüşecek ve sen onu da başka bir gelecek uğruna feda edeceksin” diyor... Ve ben bıkmadan, usanmadan her yılımı gelecek yeni yıla feda ediyorum...

        7 yıldır, geçen 365 günün son yazısında, daha hayatının ortasına gelmeden kafasına bir kurşun sıkarak intihar eden Alman şair Kleist’ten bahsediyorum. Her insanın bir hayat planı olması gerektiğini söyleyen Kleist’in, “İnsan kaderinin üstüne çıkabileceğini hisseder, hatta, doğru anlamda kaderi yönlendirmesinin mümkün olduğunu hisseder, aklına göre kendisi için hangi mutluluğun en yüksek olduğunu belirler, hayat planını kendisi tasarlar...” sözlerini tekrar tekrar yazıyorum. Ve her yıl sonu bir önceki yıl yazdığım yazıya bakıp bir arpa boyu yol almadığımı görüyorum maalesef!

        Bu yıl da farklı değil! ‘Call Me By Your Name’ filminin sonunda şöminenin karşısına çökmüş, ‘derisinden bir parça kopararak’ giden ‘ilk aşkı’ Oliver’ın ardından gözyaşı döken Elio gibi, ‘derimdeki, yarası hâlâ taze, eksik parçanın acısıyla...’ 2017’nin ardından bakıyorum...

        ***********

        YODA’NIN KULAKLARI

        Dedim ya 6-7 yıldır, yıl sonunda hep aynı yazıyı yazıyorum... Biliyorum 2018 de farklı olmayacak ama ne yaparsın işte hiç gelmeyecek o güzel ‘yarının uzak kokusu’ için, bir umutla, bari bu yılın daha önce hiç fark etmediğim, ‘ayağa ilk kez giyilen yeni çoraplar gibi temiz ve huzurlu’ hissettirmesini istiyorum... Evet, evet bir çift yeni çorap gibi, yumuşacık bir yıl olsun 2018... Büyük şeyler değil beklediğim; para, sağlık, aşk, mutluluk falan olsun, ben bunlar “Olmasın” demiyorum zaten. Ama en çok da Gökova Körfezi’nde sahilde otururken yüzüme vuran güneş gibi sıcak bir yıl olsun... Azmak’ta ayaklarımı donduran su gibi bir yıl olsun bu yıl... Her şeye ama her şeye rağmen uzun bir kahvaltı gibi ağız dolusu mutluluk olsun...

        Manganelli’nin ‘ırmak romanları’ndan birinde hiç karşılaşmadığı ve de karşılaşamayacağı ikisi kendisinden yüzlerce yıl önce yaşamış, diğeri ise yüzlerce yıl sonra yaşayacak üç kadına âşık olan adamın onları her düşündüğünde yüreğine dolan gibi ‘absürt bir mutluluk’ tek hayalim...

        “Böyle olsun” diye başladığım 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 hiç de öyle olmadı... Ama her şeye rağmen bir kez daha yineliyorum, “2018 benim için Master Yoda'nın kulakları, Homer Simpson'ın saçları, Amelie'nin gözleri gibi bir yıl olsun...”

        Mutlu yıllar...

        Diğer Yazılar