Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        1997 yılıydı. Gazeteci olarak ilk defa Kudüs’e gittim.

        Mescid-i Aksa’yı ilk defa görecektim. Heyecanım büyüktü...

        Kudüs’ün binlerce yıllık taş sokaklarından geçtim.

        Her yer üç kutsal dinin hatıraları, hikayeleri ve izleriyle doluydu.

        Mescid-i Aksa’nın kapısına geldim.

        Gözlerim buğulu, göğsümde derin nefesler, zihnimde tüm Kudüs hikayeleri…

        Kapıda silahlı askerler çıktı karşıma.

        Durdurdular beni...

        “Ne oluyor?” dedim.

        “Kimliğini göster, kimsin, nesin”…

        Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Gözlerimden yaş değil, ateşler çıktı.

        “Sen kim oluyorsun da beni Mescid-i Aksa’ya sokmuyorsun” diye bağırmaya başladım.

        İsrail askerleri silahlarını doğrulttu bana.

        Ne korktum ne geri adım attım.

        Tutuklamaya kalktılar. Mescid-i Aksa’nın Müslüman görevlileri geldi. Tuttular beni…

        “Mecburuz” dediler hüzünle. “Kimliğini göstermezsen sokmazlar seni…”

        O zaman anladım, işgal böyle bir şeymiş…

        Kendi kutsal mescidinize giremezsiniz…

        Şehrinizin sokaklarında özgürce dolaşamazsınız…

        Camilerinizi istedikleri zaman kapatırlar…

        Sizi sorgusuz sualsiz tutuklarlar…

        Sonra vururlar sizi Kudüs’ün taş sokaklarında…

        İşgal böyle bir şeymiş…

        REKLAM

        O gün anladım, vatanınız işgal olursa ne olur...

        O gün anladım, vatansız olmak ne demek…

        Ramazan gelmiş, oruç tutmuşsunuz…

        Caminiz, ilk kıbleniz, göz bebeğiniz postallarla kirletilir…

        İftar sofranızda kurşun yersiniz...

        Namazda bombalar patlar seccadenizde…

        Tekbir getiremezsiniz, gaz bombası tıkanır boğazınıza.

        İşgal böyle bir şeydir…

        Kendi toprağınızda esir olursunuz…

        Bileklerinizde kelepçeler, sırtınıza dayanmış namlular, öfkeniz içinizde patlar…

        İşgal böyle bir şeymiş… çaresizlik çıldırtır asıl sizi…

        Esir alınmış mabedinizde abdesti göz yaşıyla alır, secdede taşa vurursunuz alnınızı…

        O gün bugündür Mescid-i Aksa’nın kapısından geçemez oldum…

        Her gidişimde Kudüs’e, dar bir sokağının kenarında oturur bir taşa, ağlarım…

        Çaresiz kalmış Kudüs’e, umursamaz İslam dünyasına, esaretteki Filistinlilere…

        Bugün İsrail’in zalim askerleri yine Mescid-i Aksa’da iftar sofralarına kan döktü, kurşun yağdırdı, bombalar attı…

        Vurulmuş gençlerin bedenleri, kadim şehrin taş sokaklarına dağıldı.

        Yalnız Kudüs…

        Tüm dünyanın gözleri önünde işgalin acısını çekiyor….

        Mazlum Filistinli…

        Taştan şehirde, taştan bir kale gibi

        Direniyorlar…

        Tüm dünyanın utanmaz sessizliğine karşı direniyorlar.

        Müslüman iktidarlarının sefil suskunluğuna karşı direniyorlar…

        Vuruluyorlar, taş sokaklara düşüyor genç bedenleri…

        Kudüs… ah Kudüs…

        Çığlıkları duyulmaz esir şehrin…

        Gözyaşları buhar olur taş sokaklarda...

        İşgal böyle bir şeydir...

        Diğer Yazılar