Değer miydi?

Hayatınızda geriye dönüp baktığınız bir gün olacak.

Yaşınız kemale erdiğinde, her şey bittiğinde, koşturmacalar, hırslar son bulduğunda, dönüp şöyle bir geriye bakacaksınız…

O zaman hatalarınızı, yanlışlarınızı, mutluluklarınızı, sevinçlerinizi ve pişmanlıklarınızı göreceksiniz.

‘Değer miydi?’ sorusunu hatalarınız için kullanacaksınız.

Yüzünüzde acımtırak bir buruşukluk, bir iç geçirmeyle hatırlayacağınız şeyler olacak o zaman.

Kırdığınız dostunuz…

Haksızlığa ses çıkarmadığınız o an…

Söylediğiniz o büyük yalan…

İlkelerinizi, prensiplerinizi bir makam için yıktığınız o gün…

Sevdiğiniz insanları üzdüğünüz zamanlar…

Sonra derin bir nefes alarak o soru dökülecek gözlerinizin önüne:

'Değer miydi?'

'Değmezdi' diyeceksiniz.

Ancak telafisinin mümkün olmadığı o an, içinizde derin bir acı hissedeceksiniz.

O günlere geri dönmek, senin olmayacak makam, güç, para, şöhret için feda ettiğin onca değeri telafi etmeyi çok isteyeceksin.

Dostunun kırılmış kalbini onarmak…

Sessiz kaldığın o adaletsizliğe isyan etmek…

Yalan değil, doğru söylemek…

Üzdüğün sevdiklerine yeniden sarılmak için…

Her şeyi yapabileceğini söyleyecek, isteyecek, sıkılmış yumruğunla dua edeceksin.

Ancak asla geçmişi değiştiremeyeceksin.

‘Değmezmiş’, ‘gerçekten değmezmiş’ diyeceksin o an büyük bir pişmanlıkla…

İhtiraslarının gözünü nasıl kör ettiğini göreceksin bir gün.

Tutkularının, arzularının ahlaki değerlerini nasıl çürüttüğünü anlayacaksın.

Hakikati yitirdiğini, yalanlar üzerine kurulmuş bir yaşamın nasıl da büyük bir boşluk olduğunu fark edeceksin…

Ve en acısı, geride çocuklarına anlatacağın onurlu bir hikayen olmadığı için kahredeceksin...

‘Değer miydi?’ sorusu içinde yankılanacak, ‘değmezdi’ cevabı aksi seda olarak geri dönecek sana.

Bugün bu soruyu sormadan bir hayat sürdürmek senin elinde.

Ne mutlu bu soruyu sormadan ömrünü tamamlayanlara.