Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtikten sonra yeni bir şeyle tanıştık: Siyasi ittifaklar.

        İki ittifak bloğu var şu anda.

        Cumhur İttifakı.

        Millet İttifakı.

        Henüz yeni tanıştığımız için, bu ittifak modellerinin siyasi etkilerini, hukuki kısmını, etik bölümlerini tam olarak analiz edemiyoruz.

        Zaman ilerledikçe, ittifak modelleri geliştikçe ya da değiştikçe bunu daha iyi anlayacağız.

        İTTİFAKLAR OY KAYMASINI HIZLANDIRDI

        Benim mevcut siyasi ittifak yapısıyla ilgili biraz farklı düşüncelerim var.

        Siyasi ittifaklar seçimler öncesinde oluşması gereken yapılardır bence.

        Seçim olmadığında neden bu ittifaklar birlikte hareket etmeye devam ediyor?

        Bunun siyasi olarak etkileri var.

        Mesela oy geçişkenliği.

        Millet İttifakı’nda CHP’den İYİ Parti’ye oy kayması yaşanıyor.

        Cumhur İttifakı’nda da zaman zaman MHP’den AK Parti’ye, bazen de tersi oy kaymaları oluyor.

        Tek başına iktidar olmak isteyen bir parti için bu aslında sakıncalı bir durum.

        Ancak "Bizden diğer ortağımız partiye oy kaymasının mahsuru yok" diyorlarsa bilemem tabi!

        SİYASİ VE HUKUKİ SORUMLULUK TAŞIR MI?

        İttifak üyesi bir partinin siyasi kararları, politik duruşu diğer ittifak üyesini bağlar mı?

        AK Parti ve MHP, CHP’nin bazı açıklamalarına bakarak İYİ Parti’yi sorumlu tutup eleştiriyor.

        Yine İYİ Parti ve CHP, AK Parti hükümetinin icraatlarını eleştirirken, “küçük ortak” diyerek MHP’yi de bundan sorumlu tutuyor.

        REKLAM

        Peki birbirinden bağımsız ve oldukça farklı siyasi kulvarlarda olan iki parti, bir ittifakta yer aldığı için yaptıklarından karşılıklı sorumlu olabilirler mi?

        Bunun bir de hukuki kısmını düşünelim.

        AK Parti devleti yönetiyor ve birçok karara imza atıyor. Bunların bir kısmı kanuni düzenleme bir kısmı ise idari. Bunlarla ilgili bir yargısal süreç olsa ve siyasi sorumlular hakkında soruşturma açılsa, MHP de buna dahil edilebilir mi?

        Öte yandan İstanbul ya da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları ve ekibi bir yargı sürecine girse, ona yardım ve destek olduğu için İYİ Partili yöneticiler de bundan sorumlu tutulabilir mi?

        Hukukçuların daha net cevap vereceğini bir konu.

        Ancak cevabı aranacak ilginç bir konu bence.

        İTTİFAKLAR SADECE SEÇİMLER ÖNCESİ KURULMALI

        Her parti, ittifaklar yüzünden kendi bağımsız siyasetini tam olarak yapamıyor aslında.

        Bu da onu seçmen nezdinden zor durumda bırakıyor.

        AK Parti bazı konularda MHP’nin hassasiyeti nedeniyle sessiz kalıyor.

        Ya da MHP, AK Parti nedeniyle bazı konuların çok üzerine gidemiyor.

        Saadet Partisi’nin şu anda çektiği sıkıntı, İttifak meselesi yüzündendir.

        İyi Parti’nin yaşadığı sorun, HDP’nin dolaylı, CHP’nin direkt üye olduğu ittifak nedeniyledir.

        Bu ve benzeri sorunlar yüzünden ittifak yapısının aslında yanlış kurgulandığını düşünüyorum.

        Her parti sadece seçimlerden bir süre önce ittifak kurmalı ve bağlayıcı metinlere geçici süre için imza atmalı.

        Seçimler bittikten sonra da herkes kendi yoluna gitmeli, kendi bağımsız siyasetini yapabilmeli.

        Parlamentoda çoğunluğu yakalama ihtiyacı da, her kanunun için, her siyasi partiyle ayrı ayrı konuşularak yapılabilir. Zaten mevcut sistemde Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle birçok sorun çözülebiliyor.

        Kısacası seçimlerle sınırlı, belirli bir süre için geçerli olacak ittifak yapısı, siyasi ve hukuki açıdan daha sağlıklı bir yöntem olarak geliyor bana.

        Muhalefetin elindeki yanlış liste

        Muhalefetin elindeki yanlış liste
        0:00 / 0:00

        Muhalefet temsilcileriyle televizyon programlarında karşılaştığımda dikkatimi çeken bir şey var.

        Ellerinde AK Parti iktidarının ne kadar kötü olduğunu anlatan bir liste bulunuyor.

        Her programda bu listeyi okuyorlar.

        Hatta bazılarını ezberledim. Hangi cümleden sonra ne gelecek onu tahmin edebiliyorum artık.

        Sık sık güncelleniyor bu liste. Zira iktidar epey koz veriyor kendilerine.

        İlginç olan, tüm siyasi partiler sanki ortak bir liste okuyor gibi!

        Ancak iktidarın ne kadar kötü olduğunu anlatarak siyaset yapılamayacağını sanırım henüz keşfetmediler.

        Yıllardır iktidarın yanlışlarını anlatmalarına rağmen, kamuoyu araştırmalarında oyların radikal bir şekilde değişmediği görülüyor.

        Yani yanlış giden bir şey var.

        Ben ısrarla, biraz da inadına her programda şunu soruyorum:

        “Tamam elinizdeki listeye göre ülke kötü durumda. İktidar çok başarısız. Peki oylar neden size gelmiyor?”

        Buna henüz tatmin edici bir cevap alabilmiş değilim.

        CHP’liler, "Belediye seçimlerinde oylar bize geldi, genel seçimde de gelecek" diyor. Ancak % 24’ü geçemediler.

        İYİ Parti "Yeni olmamıza rağmen oylarımız yükselişte" diyor. Ancak % 12’yi geçemediler.

        Saadet Partisi, "Olacak inşallah" diyor.

        Gelecek ve Deva partileri "Daha yeni kurulduk durun bakalım" diyor.

        ELİNİZDEKİ LİSTEYİ DEĞİŞTİRİN BENCE

        Fakat hiçbir parti kendi politikalarının yanlış olabileceğini düşünmekten, özeleştirisini yapmaktan yana değil. En azından ekran önünde.

        Oysa ki bunun seçmen üzerinde çok faydalı olacağını söyleyebilirim.

        Muhalefetin artık şunu yapmaları gerekir:

        Ellerindeki iktidarın ne kadar kötü olduğunu anlatan listeyi bırakmalılar.

        Kendilerinin ne kadar iyi olduğunu, sorunları nasıl çözeceklerini, ülkenin geleceği için ne önerdiklerini anlatan bir liste oluşturmalılar.

        Kim ne sorarsa sorsun, asıl anlatmaları gereken şey bu.

        Çünkü seçmen hala onların ne önerdiklerini bilmiyor.

        Sadece iktidarı kötülemelerini dinliyor.

        Diğer Yazılar