Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Otuz yıldır arkadaştık. Gençliğimiz aynı idealler, aynı hayaller ve kavgaların içinde geçti.

        Şimdi onu tanıyamıyoruz. Öylesine değişti...

        “Öldü” dedi ortak dostumuz. “Aslında bizim tanıdığımız o dostumuz öldü. Bu gördüğümüz başka biri.”

        Asya dinlerinde insanın ölüp, yeniden başka bir şekilde dünyaya geldiğine inanılır. Reenkarnasyon deniyor buna.

        Yaşadığımız şeyi buna benzettim. İnsan bedensel olarak ölmüyor ama ruhen ölüp, başka bir ruhla yaşamaya devam ediyor sanki.

        30 yıllık arkadaşımızın o yüksek makamlara geldikten sonraki değişimini farklı bir reenkarnasyon türüyle açıklayabilirim:

        Fiziksel olarak aynı ama bu kez ruhen farklı bir insan olarak yaşamına devam ediyor.

        Sanırım sizin de benzer tecrübeleriniz olmuştur.

        “Artık onu tanıyamıyorum.”

        “Sanki başka bir insan olmuş.”

        “Benim tanıdığım dostum böyle değildi.”

        Bunun gibi hayret cümleleriyle açıklıyoruz genellikle karşılaştığımız bu durumu.

        Tavırları değişmiş, bakışları değişmiş, hassasiyetleri, öncelikleri, ilkeleri, idealleri ve hayalleri değişmiş eski dostumuzu karşımızda gördüğümüzde bu cümleleri kullanıyoruz.

        Kabullenmek zor bir durum.

        Bunca yıllık dostunuzun ruhen öldüğünü, yerine başka bir ruhun geldiğini ve aynı bedende yaşamaya devam ettiğini düşünmek ürkütücü.

        Ancak gerçek bu…

        Yoksa onunla konuştuğunuzda, yaptığı şeylerin yanlışlığını anlattığınızda, tıpkı eski günlerde olduğu gibi, bildiğiniz tepkileri verirdi.

        Ama öyle değil.

        Başka bir şeye inanıyor, başka bir şeyin hayalini kuruyor, başka bir ahlak anlayışı var ve başka doğruların peşinden gidiyor artık.

        Peki bunca yıldır inandığı tüm idealleri, vicdanı, fikirleri buna nasıl izin veriyor?

        Ancak o eski ruhun ölmesiyle tüm bu ilkesel duvarlar ortadan kalkabilir.

        O idealleri ve hayalleri taşıyan ruhun ölmesiyle, yeniden doğan ruh artık rahat bir şekilde hayatta kendi ilkelerini ve prensiplerini uygulayabilir.

        Başka türlü bu değişimin gerçekleşmesi mümkün olamaz.

        Ne acıdır ki, yaşarken o dostunuzun yüzüne baktığınızda, aslında onun başka bir insan olarak yeniden doğduğuna ve başka biri olarak hayatına devam ettiğine şahit olabiliyorsunuz.

        Beden aynı beden ama ruh farklı.

        Reenkarnasyona inananlar şöyle der:

        Önceki hayatında bir prensti…

        Önceki yaşamında bir esnaftı…

        Ya da askerdi, köleydi, hekimdi..

        Kötülük yapmışsa yeni hayata kurbağa, eşek, böcek olarak devam ederlermiş o inanca göre.

        Şimdi biz de o 30 yıllık arkadaşımız için benzer cümleler kuruyoruz:

        Önceleri çok idealist bir insandı…

        Eskiden ahlaklı biriydi…

        Bir zamanlar idealleri ve inandıkları için asla taviz vermezdi…

        Şimdiki hayatında nasıl olduğunu söylemeye dilimiz varmıyor…

        Diğer Yazılar