Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Toprak yeni sürülmüş. Kahverenginin kızıla çalan rengiyle muhteşem görünüyor. Bereket, renginden fışkırıyor en başta.

        Tarlanın ortasında tek başına bir meşe ağacı, bütün güzelliğiyle bakıyor etrafa.

        Üstünde mavi gökyüzü, sol yanından sanki yüzünü çıkartmış gibi, beyaz sevimli bir bulut.

        Fotoğrafını çekemeden duramadım.

        Aslında birkaç yüz metre ötede bir meşe ormanı vardı. Onların arasında olması gereken ağaç burada tek başına kalmıştı.

        Kızıl kahve toprağın üzerinde, yeşil yapraklarıyla yalnızlığın güzelliğini sergiliyordu bize.

        İnsanın doğada tek başına kalmasının ne kadar kıymetli olduğunu ancak doğada tek başına kaldığında anlar.

        Doğada yalnız kaldığında tüm canlılar gibi, o muhteşem toprağın bir parçası olduğunu anlar insan.

        Diğer canlıların, toprağın, ağacın, böceğin efendisi değilsin. Onlarla aynı gezegeni paylaşıyorsun sadece.

        İnsan tek başına bir odada da kalabilmeli ayrıca.

        Yaşamı ve hayatı yalnız kaldığında daha sağlıklı gözden geçiriyor.

        Yalnızlık, bir arada yaşamanın kıymetini anlamamızı da sağlar. Zira insan tek başına yaşayamaz.

        Ancak içindeki derinliği, düşüncenin gücünü yalnızken keşfedebilir.

        Şimdi etrafınıza bakın.

        İnsanlar yalnız kalamıyorlar. Kalmak istemiyorlar.

        Eskiden başka bir insana ihtiyaç duyarlardı.

        REKLAM

        Şimdi sadece sosyal medyaya ihtiyaç duyuyor yalnız kalmamak için.

        Binlerce, on binlerce insanla iletişime geçip, yalnızlığın ona yaşatacağı tekil sorgulamadan kaçıyor aslında.

        Yalnız kalmaktan korkuyor insan artık.

        O nedenle vapurda, otobüste, kafede, otobüs durağında, doğada, yaylada hep binlerce kalabalığın olduğu sanal bir dünyaya kaçıyor.

        Yalnız kalamıyor artık.

        Ne acıdır ki, o sanal kalabalığın içinde tuhaf, tanımlanamaz, kaotik bir yalnızlığın içine sürüklenir. Kendine, topluma ve yaşama yabancılaşır.

        Bu nedenledir ki yalnızlığın güzelliğini unuttu insan.

        Onun derinliğini, içe dönük zenginleşmesini kaybetti.

        Sanal kalabalıklar arasında sığlaşırken, yalnızlığın yarattığı derinliği tüketti.

        Bugün dünya, yalnız kalamayanlar yüzünden daha çok acı çekiyor.

        Çünkü yalnızlık düşünmeyi tetikler. Muhasebeyi arttırır. Vicdanla yüzleştirir.

        Yalnızlık soru sordurur, sorgulatır, anlamak için uğraştırır insanı.

        İnsan yalnızken hatalarını daha iyi görür, anlar, pişmanlık duyar.

        Tüm bunlardan kaçıyor işte çağımız insanı.

        Zihnini meşgul etmek için çabalıyor sanal, dijital kalabalıklar arasında.

        Kaçıyor.

        Gerçeklerden kaçıyor olsa gerek...

        Yalnızlığın güzelliğini unutanların karşısına tek başına bir meşe ağacı çıkmalı.

        Diğer Yazılar