Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bizim Habertürk TV program editörleri, tartışma programlarını planlarken, “Bu hafta ‘iç’ yapacağız, sonraki gün ‘dış’ olur” derlerdi.

        Yani o gün programda iç siyaset konuşulacak, haftaya da dış siyaset. Buna göre konuk ayarlanırdı.

        Son zamanlarda "iç-dış" karışmış durumda. Çünkü uzun süredir iç siyaseti, dış siyasetle domine ediyor iktidar çevresi.

        Doğal olarak bizim program editörleri de 'iç-dış ortaya karışık' ayarlama yapıyorlar.

        BÜYÜKELÇİLERİN HATASI İÇ SİYASETE YARADI

        Büyükelçilerin Osman Kavala davası nedeniyle yayınladıkları bildiri epey gürültü çıkartır diye tahmin ediyordum.

        “Amaç Osman Kavala'ya yardım mı?” diye yazdığım makalede (20.10.2021), elçilerin yaptığı işin yanlışlığını söylemiştim.

        Büyükelçilerin “çam devirmeye” benzeyen hareketine, Cumhurbaşkanından mahalle temsilcisine kadar, silsile halinde tüm siyasi kadrolar tepki gösterdi. Haklılar.

        Ancak olayın, büyükelçileri “deport” edecek kadar deprem boyutuna dönüşeceği doğrusu aklıma gelmemişti.

        Evet şartları zorlarsak konuyu bir savaş açmaya kadar götürebiliriz.

        Ancak düşünelim, iktidarın tepkisi mütekabiliyet düzeyinde mi?

        Soğukkanlı bakarsanız, hayır.

        REKLAM

        Duygusal bakarsanız “az bile” diyen çok olur bu ortamda.

        EKONOMİK KRİZ YERİNE DİPLOMATİK KRİZ DAHA İYİDİR

        Şimdi kendinizi iktidarın yerine koyun. Ekonomik sıkıntı artık halkın mutfağına kadar girmiş. Dolar 10 TL sınırına 'düşman' gibi dayanmış. Benzine, mazota, doğalgaza, elektriğe zam yapmak zorunda kalmışsınız. Pandemide işler istenildiği gibi gitmiyor. Oy erimesi devam ediyor.

        Sonra basiretsiz on büyükelçi böyle altın tepside size bir bildiri sunuyor.

        Hiçbir iktidar bu fırsatı kaçırmaz.

        Milletin canını yakan ekonomik kriz yerine, iç işlerimize fütursuzca burunlarını sokan büyükelçilerin deport edilmesi tartışılsa daha iyi değil mi? Her iktidar için iyi.

        Neyse ki ABD Büyükelçiliği, “Viyana Sözleşmesi’nin 41. Maddesi’ne riayet etmeyi teyit ederiz” dedi. Aslında malumun ilanından başka bir anlamı olmayan bu açıklamayı, neyse ki eskiden "amiral" olan bir gazete “geri adım attılar” diye manşet yaptı da, büyükelçiler deport edilmekten kurtuldu.

        GERÇEK GÜNDEM YİNE DE DEĞİŞMEYECEK

        Biz her ne kadar büyükelçiler meselesini hararetle tartışsak da gerçek gündemin üzerini örtmemiz ancak birkaç gün sürecek.

        Bu yazının yazıldığı saatlerde benzine 44 Kuruş zam gelmişti. Bu, silsile halinde tüm ürünlere yansıyacak önümüzdeki günlerde.

        Üsküdar’da şekerleme imal eden bir esnaf, “Tüm gücümle üretim girdilerine yapılan zamları, ürünlere yansıtmamak için direniyorum. Ne kadar dayanırım bilmiyorum” demişti bana.

        Üretici enflasyonuyla, tüketici enflasyonu arasındaki farktan bahsediyor. Sonunda o zamlar yansıyacak vatandaşa.

        Ekonomik sorunları, dış siyaset kaldıracıyla ancak birkaç günlüğüne öteleyebilirsiniz. Ama gerçek ve acı olan gündem sonra yeniden önünüze gelecektir.

        Siz asıl ona çare bulun.

        Diğer Yazılar