Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Pazar günü yazdığım, “Bolu’da sığınmacı olmak” yazımdan sonra aldığım tepkiler değil sadece beni böyle düşündüren.

        Yazının çıktığı gün Habertürk’e konuk olan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın, meslektaşlarım Ebru Baki, Nihal Bengisu Karaca, Nagehan Alçı ve Sevilay Yılman ile girdiği tartışma sonrasında, ortaya saçılan ve biraz da nezaket sınırlarını aşan açıklamalar da kanaatimi pekiştiriyor.

        Ülkemizdeki yabancılara yönelik gittikçe artan bir karşıtlık, dışlanma, hatta zaman zaman düşmanlık boyutuna varan bir tepki var. Durmuyor, her türlü manipülasyona da açık hale geliyor.

        TARTIŞMA ZEMİNİ KAYBOLUYOR

        Şunu görüyorum ki, bu konuyu soğukkanlı biçimde tartışma zemini gittikçe kayboluyor.

        İnsanların duygusal tepkilerinin yanı sıra, Tanju Özcan gibi manipülatif davrananlar yüzünden de sorunu rahat tartışamıyoruz. Söz konusu televizyon programında sergilediği tavırlar da bunun en son göstergesi...

        Ülkede bir göç politikası ve yönetimi sorunu olduğunu sanırım kimse reddetmiyor.

        Bunu uzun süreden beri dile getiren yazarlardan biriyim. Tanju Özcan’ın programında bulunan üç yazar hanımefendi köşesinde, diğeri de ekranlarda bu politikasızlığı hep eleştirdi.

        Politikanın nasıl olması gerektiğini tartışalım.

        Nelerin eksik olduğunu da dile getirelim.

        Çözüm önerilerini sıralayalım…

        Bu konuda gerekirse hükümete baskı yapalım, kamuoyu da oluşturalım.

        Bunu yapmamıza tek engel popülist, duygusal, insanları tahrik eden tutumlardır.

        EKONOMİK KRİZ ARTTIKÇE GÖÇMENLERE TEPKİ ARTIYOR

        Göçmenlerin suyuna zam yapmak, fakir olanlarına yapılan yardımları kesmek, bir çorbayı bile çok görmek, ‘hepsini dolduralım otobüse gönderelim’ demek, nikah ücretlerine zam yapmak, asla çözüme hizmet etmeyen, popülist ve tahrik edici tepkilerdir.

        Bolu’da konuştuğum çocuk sahibi göçmen ailelerin yaşadığı çaresizliği, yokluğu, fakirliği görmeden bir kanaate varmak adil değil.

        Göçmenler arasında suça bulaşan, kötü niyetli olan, yardımları istismar edenler var mı? Evet var ama çok düşük. Unutmayalım bizim vatandaşlarımızın arasında da var.

        Ancak büyük bir genellemeyle, bu insanları masum ve iyi niyetli olanlarla aynı kefeye koymak çok büyük haksızlık.

        Şurası da var ki, ülkede ekonomik sıkıntılar arttıkça göçmenlere karşı tepkiler de artıyor. Sanki bu ülkedeki zamların, kötü ekonomik yönetimin sorumlusu göçmenlermiş gibi.

        Eğer enflasyon, dolar, faiz, zam rakamları tersine olsaydı, eminim ki göçmenlere tepkiler de bu boyutta olmayacaktı.

        SORUNU ÇÖZMEK BOLU’DAN KOLAY GÖZÜKÜYOR

        Yarın Tanju Özcan heveslendiği Cumhurbaşkanlığı koltuğuna otursa, göç ve göçmen konusunu bir çırpıda çözeceğine mi inanıyor?

        Uluslararası hukuk, diplomasi, sosyal ve ekonomik gerçekler öyle Bolu’dan beylik laflar etmeye benzemez.

        6 milyon Suriyeliyi zorla ülkelerine göndermeye mi kalkacaksınız? Esed bu insanları ülkeye kabul edecek mi sanıyorsunuz da Esed’le konuşmak şart diyorsunuz?

        HÜKÜMETİN GÖÇ POLİTİKASI ÇALIŞMASI NEDEN YAYINLANMIYOR?

        Hükümetin bir göç ve göçmen politikası üzerine çalıştığını biliyorum. Cumhurbaşkanlığındaki çalışma yılan hikayesine döndü. Hala açıklanacak.

        Bu çalışmayla soruna bütüncül bir bakış açısı getirileceğini, tüm kurumlar arasında eşgüdüm oluşturulacağını ve çözüm perspektifinin açıklanacağını söylemişti bana çalışmayı yapan önemli yetkili.

        Ancak aradan aylar geçmesine rağmen bir türlü bitirilmedi.

        Göçmenlerin insani haklarını ve hukukunu savunmak da gazeteci, hukukçu, aktivist ya da vicdan sahibi insanlara kaldı.

        Onlar da sürekli hedef gösteriliyor, sosyal medyada linç ediliyor, hakarete uğruyor.

        Yoksa hükümet tepkileri üzerine çekmemek için mi bu çalışmayı bitirmiyor, anlamış değilim.

        Göçmenler konusunda entegrasyon ve uyum çalışmaları, hukuki altyapının oluşturulması, uluslararası statüsü ve çözüm planları konusunda sessiz kalındıkça, ortamı popülist ve şovenist tipler dolduracaktır bunu unutmamalı Külliye’deki arkadaşlar.

        Sonra geri dönüşü olmayan krizlere neden olabilir bu gecikme. Bunu hiç unutmamalı.

        Bolu'daki aşevi meselesi

        Bolu'daki aşevi meselesi
        0:00 / 0:00

        Pazar günkü programda gazeteci arkadaşlarım, Bolu Belediye Başkanı’na soru yöneltirken benim yazımdan da alıntılar yaptılar.

        Bunlardan biri de Bolu’da bulunan aşevinin yıkılması meselesiydi.

        Özcan, benim gerçekleri yazmadığımı, böyle bir şeyin olmadığını söyledi.

        Programa bir açıklama gönderince bu kez başka şeyler söyledi.

        YABANCILARA YARDIMI KESİN TALİMATI

        İşin gerçeği şudur:

        Tanju Özcan Başkan seçilir seçilmez ilk resmi yazısını belediyenin Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ne 8 Nisan 2019 tarihinde yazdı.

        Yazıda “ilimizde yaşayan yabancı uyruklulara ayni ve nakdi yardımların yapılmaması” talimatını verdi. Yazının metni belediyenin sitesinde hala duruyor. (https://www.bolu.bel.tr/baskan-ozcan-yabanci-uyruklular-konusunda-talimatini-verdi/)

        İlk imza attığı resmi evrakın bu olması ne büyük talihsizlik. Neyse...

        AK Parti döneminde, muhtaç yabancı uyruklulara belediyeden yapılan yardımlar bu yazıdan sonra sonlandırıldı.

        Belediye ait aşevinde ise önce yemek verilmedi, ardından gelen tepkiler üzerine Ramazan’da yabancılara çorba dağıtıldı.

        Sonra pandemi şartları bahane edilerek aşevi kapatıldı.

        Geçtiğimiz aylarda da, alan düzenlemesi nedeniyle binası yıkıldı.

        Şehrin biraz uzağında bir mutfak inşa edildi. Burada pişirilen yemekler kayıtlı ailelerin evlerine dağıtılmaya başlandı.

        Özcan 1500 kişiye bu yemeğin dağıtıldığını söylüyor. “Aralarında yabancı uyruklular var mı?” diye sorulunca, “İsteyen herkese yemek veririz” diyor. “Evet yabancılar da var” demedi bir türlü.

        Ben ise hiçbir yabancıya yemek verilmediğini dinledim Bolu’da.

        Ayrıca yabancıların belediyeden korku ya da tepki nedeniyle yardım istemeye gitmediklerini de öğrendim.

        TANJU ÖZCAN’A TEKLİFİM

        Tanju Özcan yemek dağıttığını söylediği yabancıların isimlerini ve adreslerini bana verirse, (isimleri bende gizli kalacaktır) bunları ziyaret edeceğim ve Özcan’ın söylediği doğruysa, bu köşeden gerçeği yazacağım.

        Dün kendisini aradım açmayınca, mesaj attım. Ancak ulaşamadım.

        Bu teklifimi bir de buradan iletiyorum kendisine.

        Her ne kadar resmi yazıyla yabancılara ayni ve nakdi yardımları kesme talimatı vermişse de, aşevinden yemek vermeye devam ediyorsa, bunu seve seve yazacağım.

        Diğer Yazılar