Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bir işçinin alın terini kutsal yapan şey nedir, hiç düşündünüz mü?

        Neden edebiyattan sanata, iktisattan dine kadar bu alın terine atıf yapılır.

        Çünkü bir işçi, içinde hiçbir katkı, haksızlık olmayan saf, kendi emeği ile kazanır parasını.

        Emeğin saflığı, temizliği ve özgünlüğü onun değerini belirler.

        Toprağın katışıksız, saf elması doğurması gibi, işçinin saf emeğinin dışa vurumu da alın teridir.

        O nedenle kıymetlidir.

        Önceden beri yazarları, entelektüelleri, aydınları, gazetecileri “fikir işçileri” olarak tanımlarım.

        Bir maden işçisi nasıl ki kömürü, altını, kıymetli taşları çıkarmak için toprağı kazıyorsa; bir yazar iyi bir fikir bulmak için bilgilerin, kelimelerin, haberlerin, olayların karmaşık madenlerinde kazılar yapar.

        Hatta dijital devrimden sonra dünyanın en kıymetli işlerinden biri, “veri madenciliği” olmuştur.

        Çünkü veri, dünya için yeni petrol olarak kabul ediliyor.

        Bu veriyi toplamak, analiz etmek için üniversitelerde bölümler kuruluyor, büyük araştırma bütçeleri ayrılıyor. Tıpkı maden mühendisliği gibi.

        Bir yazar fikir üretmek için sürekli veri toplamak zorundadır.

        Okur, toplumu izler, sokakta gözlem yapar, düşünür, tartışır…. emek harcar yani.

        Sanırım veri toplamadan daha zoru, buradan bir fikir üretmektir.

        İşçinin alın teri gibi, yazarın ürettiği fikir de ne kadar katıksız, saf ve özgün olursa o kadar değerli olur.

        Bir işçinin bedensel, fikir işçisinin zihinsel emeği vardır.

        İşçinin emeği alın teriyle ortaya çıkar, fikir işçisinin zihin emeği kurduğu cümlelerle.

        O cümlelerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkan eser kutsaldır. Tıpkı işçinin alın teri gibi.

        Bir nakkaş, bir taş ustasının ince ince uğraşarak, titizlikle çalışarak ortaya çıkarttığı eser nasıl kıymetliyse; fikir işçisinin ince ince işlediği, emek harcadığı fikirler de o kadar kıymetlidir.

        Emek harcanmış fikirleri hemen anlarsınız.

        Boncuk boncuk alın teri gibi; kelimelerin seçimi, cümlelerin dizilişi, fikrin özgünlüğü o fikir için ne kadar uğraşıldığını gösterir size…

        Fikir işçilerinin derdi büyüktür aslında.

        Bir istiridye gibi, karınlarında inci büyütmek için uykusuz kalırlar, hasta olurlar, sancı çekerler.

        İnsanlık adına derdi olan fikir işçisinin geceleri uykusuz, gündüzleri çalışarak geçer.

        Toplumun, insanın, dünyanın tamir edilecek arızaları, dertleri, sorunları olduğu müddetçe fikir işçilerine rahat yoktur.

        Onları kıymetli yapan şey, sancı çekerek doğurdukları fikir incilerinin bir derde şifa, bir gönle ferah, bir zihne ışık olmasıdır.

        1 Mayıslarda fikir işçilerini de hatırlayın dostlar.

        Diğer Yazılar