Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Derler ki insan çıkarıldığı cenneti arar dünyada.

        Bir zamanlar huzur ve mutluluk içinde yaşadığı cenneti yer yüzünde bulmak için uğraşır.

        Buna "yeryüzü cenneti" arayışı denir.

        Tüm dinler insana, eğer kötülükten uzak durur, iyilik yaparsa ve kurallara uyarsa cenneti vaat eder.

        Bu dünyada olmasa da öteki dünyada o özlemini çektiği cennete kavuşacağını söyler.

        Sadece semavi dinler değil, aslında tüm ideolojiler, öğretiler ve mistik yapılar da insana kaybettiği cenneti vaat eder.

        Bir bakıma hepimiz huzur, sükun, mutluluk ve barışın hakim olduğu cenneti arayan insanlarız…

        Pakistan kökenli, İngiliz vatandaşı Ziyaüddin Serdar, belki de hepimizden daha çok cenneti bulmak için çaba gösteren biriydi.

        Yirmili yaşlarından itibaren kendisini cennete götürecek doğru adresi, doğru insanları bulmak için çaba gösterdi.

        Neredeyse 40 yıl boyunca İngiltere’den Malezya’ya kadar İslam dünyasında bilinen birçok cemaate, gruba, harekete katıldı, onlarla “cennete ulaşıp ulaşamayacağını” araştırdı.

        Çoğunda aradığını bulamadı.

        REKLAM

        Sonra kişisel cennet arayışından vazgeçip; geri kalmış, cehalet, sefalet ve yoklukla perişan olmuş Müslüman dünyası için cenneti aramaya koyuldu.

        1970’lerden itibaren başladığı arayışında İran devriminden, İhvan hareketine, Malezya mucizesinden Türkiye tecrübesine kadar her girişimi, deneyimi araştırdı, aktörü, öznesi, gözlemcisi oldu.

        Sonunda 2014 yılında “Cenneti arayan adam, septik bir Müslümanın yolculuğu” adıyla yaşadığı inanılmaz hikayeyi kitaplaştırdı.

        Kitap elime yeni geçti.

        Okurken kendimi buldum resmen. Her ne kadar Prof. Ziyaüddin Serdar bizden 20 yaş daha büyük olsa da, onun arayış serüvenine benzer hikayeleri Türkiye’deki insanlar da yaşamıştı.

        Ancak onun gibi onlarca ülkede seyahat eden, binlerce insanla görüşen, her kritik olaya şahitlik eden bir insanın hikayesi kadar renkli değildi belki buradakiler.

        Lakin aşağı yukarı durum aynıydı:

        Bizler arayış nesliyiz. Cenneti arayan insanlardık.

        Bazı kitaplar öyle güzel olur ki, bitmesin diye yavaş okurum.

        Yine de geçtiğimiz Perşembe günü bitti. Kitabı kapattığımda Prof. Serdar ile oturup konuşmam gerekir dedim kendi kendime.

        İngiltere’ye gitmeyi bile düşündüm.

        Kitabı kapatıp Twitter’e baktığımda değerli dostum gazeteci/yazar Turan Kışlakçı’nın hesabında ne göreyim: Ziyaüddin Serdar Türkiye’ye gelmiş onun konuğu olarak Cuma günü bir konferans verecekmiş.

        Yeni yapılan ve mimarisiyle herkesi etkileyen Taksim Cami'nin içinde, bir o kadar güzel tasarlanmış sohbet odası, Divan’da yaptı konuşmasını Prof. Serdar.

        Kitabın hikayesini anlattı. Anlattığı tüm olaylar gözümün önündeydi. Serdar ise o gençlik dönemlerini çoktan geçmiş 71 yaşına gelmişti.

        REKLAM

        Ancak hala arayış içindeydi gözleri.

        Benim merak ettiğim şey şuydu:

        Tüm gittiği yerlerde aradığını bulamayan, Müslümanların içinde bulunduğu kötü durumdan kurtulması için tüm deneyimlerin hayal kırıklığı ile sonuçlandığı bu şaşırtıcı hikayeden sonra ne düşünüyordu?

        Baş başa konuşma fırsatımız oldu. “Hala umutluyum” dedi, beni şaşırtırcasına.

        “Kesinlikle cennete gidecek bir yol bulacağız. Müslüman dünyası bu durumda kalamaz. Batı medeniyeti büyük bir çöküşe doğru gidiyor. Bu aynı zamanda büyük fırsatlar da doğuracak.”

        Peki Müslümanlar yeniden alternatif bir medeniyet önermesinde bulunabilecek durumda mı? Hangi örneği göstereceğiz Batı'ya?

        Hala parlayan gözleriyle baktı bana:

        “Düşünmeliyiz, tartışmalıyız, yeni fikirler bulmalıyız. Artık sadece Müslümanlar için değil, tüm insanlık için çareler düşünmeliyiz. Çünkü insanlık kapitalizmden, komünizmden, diktatörlüklerden çok çekti. Yeni bir alternatif üretmek zorundayız. Bunu da ancak eleştirel düşünceyle yapabiliriz. Biz yapamasak da yeni nesil bunu yapacak. Ben hala umutluyum...”

        Eleştirel düşünce… Sanırım kritik tespit bu. Ne kadar uzak olduğumuzu düşündüm o an.

        Lakin cenneti arayan insanlar böyledir. Asla umutsuz olmaz.

        Hayal kırıklığı yaşarlar ama arayıştan asla vazgeçmezler.

        Diğer Yazılar