Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Konya’da düzenlenen “İslami Dayanışma Oyunları” muhafazakar camiadan tepki gördü.

        Nedeni de oyunlarda sporcuların giydiği kıyafetlerin “İslam'a uygun olmamasıydı" genel olarak.

        Klasik, ‘şekil üzerinden itiraz’ yine işin özünü kaçırmaya neden oldu.

        Oysa Müslüman dünyası, birçok şeyi “İslamileştirmeye” çalışarak, aslında daha derin bir kriz yaşıyor ama gelin görün ki bir sporcu şort giydiği için tartışma çıkıyor.

        “İSLAMİLEŞTİRİLME” TARTIŞMALARI

        Aslında “bilginin İslamileştirilmesi” adıyla 1970’li yıllarda İslam dünyasında çok popüler bir tartışma vardı. Raci El Faruki’nin başlattığı bu tartışma, çok büyük yankı uyandırmıştı uzun yıllar. Faruki, Müslümanların Batılı bilimlerin etkisinden kurtulması için bilginin İslamileştirilmesini savunuyordu.

        Sonra da, bilginin nötr olduğunu, hiçbir değer yüklemeye gerek olmadığını savunan Fazlurrahman gibi karşı tezde Müslüman aydınlar çıktı.

        Bu felsefi tartışmanın ötesinde, Müslümanların Batı'nın keşfettiği, ürettiği, icat ettiği her ürün, fikir ve değeri kullanma, içselleştirme konusunda hep kafası karışık olmuştur.

        REKLAM

        Bir şeyi “gavur icadı” diye dışlayanlardan, adının başına dini bir kavram getirerek meseleyi “İslamileştirdiği” ve “helal” hale getirdiğini düşünenler çıkmıştır.

        "İSLAMİ MEDYA, ŞEYTAN İCADI TV"

        Bir eğlence ve şov aracı olan televizyon konusunda da kafalar çok karışıktı bir zamanlar.

        “Şeytan icadı” diyerek TV izlemeyi haram sayanlarla, televizyonu İslami bir tebliğ aracına dönüştürenler aynı camia içinde yer alıyordu.

        “İslami medya” da benzer bir çelişkili zihnin ürünüdür. Bir Batı icadı olan medyanın başına “İslami” kelimesi getirerek onu birden Müslüman dünyasının bir parçası yaptıklarını düşünenler oldu.

        Gazetelerde Ramazan sayfaları hazırlayarak, logonun altına ayet yazarak “İslamileştirilmiş gazetelerimizi” yere atmanın haram olduğunu söyleyen din adamları vardı.

        İSLAMİ DAYANIŞMA OYUNLARI OLUR MU?

        Aslına bakarsanız, “İslami Dayanışma Oyunları” da benzer bir kafa karışıklığının sonucu. Batı'nın kültürler ve devletler arası ilişkileri güçlendirmek amacıyla buldukları Olimpiyatların garip bir kopyası diyebiliriz buna.

        Öte yandan bu “İslamileştirilmiş olimpiyatlar” içindeki spor dallarının neredeyse tamamı da Batı'nın bulduğu oyunlar.

        Batı'nın icat ettiği oyunları, onun bulduğu organizasyon biçiminin başına “İslami dayanışma” başlığı getirdiğinizde, Müslüman dünyası için yeni bir şey yapmış zannedebilirsiniz.

        Ancak bu bile kısa şort ve etek yüzünden kendi camianız tarafından tepkiyle karşılanıyorsa, yaşanan zihinsel çelişkiyi buradan anlayabilirsiniz.

        ALKOLSÜZ BİRA, FAİZSİZ BANKA

        REKLAM

        Genel bir çerçeveden baktığınızda, Müslümanlar her şeyin İslamileştirilmesi gibi garip bir ruh haline giriyorlar aslında.

        “Alkolsüz bira” mesela. Buna, Batılı bira içme kültürünü satıp, içindeki alkolü haram diye çıkartma saçmalığı denir.

        Oysa birayı alkolsüz hale getirip “İslamileştirmek” yerine, demir hindi, meyan kökü, reyhan şerbeti, ayran gibi tamamı Müslüman coğrafyasına ve kültürüne ait içecekleri öne çıkarmaları gerekirdi. Konu bu kadar basitti.

        Ancak Müslüman dünyası yeni ekonomik modeller üretmek yerine, dolambaçlı yollardan faizi kaldırmış gibi gösteren taklit bankacılık sistemlerini tercih ediyor.

        Müslüman ekonomistler bugüne kadar komünizm ve kapitalizme karşı, insanlığa adil paylaşım sunan yeni bir ekonomi modeli sunamadılar.

        Alkolsüz bira gibi, “faizsiz bankacılığı” bulabildiler sadece.

        “SİYASAL İSLAM” SİYASETİ

        “Siyasetin İslamileştirilmesi” de benzer bir sorundur. Söze başlarken besmele çeken, Allah, din, imandan çok sık dem vuran biri, siyaseti “İslami usullere” göre çok iyi yaptığını düşünüyor olsa gerek.

        Bunun tam tersi bir kesim ise; namaz kılan, dinden bahseden biri siyaset yaptığında ona, “Siyasal İslamcı” damgası vuruyor. ( “Siyasal İslamcı” etiketini de ülkede en çok yayan ve kötüleyen FETÖ’nün yayın organı Zaman gazetesiydi bu arada.)

        Anlayacağınız kafalar çok karışık bu konularda.

        Tüm bunların nedeni şudur:

        Müslümanlar tüm insanlığı kapsayacak, etki edecek, peşinen sürükleyecek değer, sistem, prensip, model üretemiyor.

        Bu nedenle güçlü olan kültür, zayıf olanı dönüştürüyor ve kendisinin kötü bir kopyası yapıyor.

        Diğer Yazılar