Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        6’lı masanın uzun süredir üzerinde çalıştığı parlamenter sisteme geçiş konusunda Anayasa değişikliği önerisi açıklandı.

        Davet edilmeme rağmen katılamadım maalesef.

        Ancak hem yayınlanan metinleri okudum, hem programa katılanlarla konuştum, hem de kamuoyundaki tartışmaları takip ettim.

        İÇERİK GENEL OLARAK GÜZEL AMA

        Şahsen parlamenter sisteme geçmek yerine, Başkanlık sistemini revize etmekten yanayım. Meclisin gücünü ve yetkisini arttırmak, yargının denetim alanını genişletmek, bürokraside denge kurmak ve başkanlığı sıkı denetlemek şartıyla bu sistemin iyileştirmesi daha pratik bir çözümdü.

        Neyse konu bu değil.

        Muhalefet oldukça çetrefilli yoldan parlamenter sisteme geçişi tercih etti.

        AK Parti de hala Cumhurbaşkanlığı sisteminin aksayan yönlerini düzeltemedi.

        Şimdi muhalefet bu sistemde Anayasa’da yapacağı bazı değişiklikleri açıkladı. Doğrusu metinde birkaç madde hariç pek itiraz edilecek bir yön göremedim. Özgürlükçü bir bakış açısıyla hazırlanmış, denge ve denetim alanları oldukça güçlendirilmiş bir metin.

        Bu konuda uzun uzun tartışmayacağım.

        Benim itirazım başka.

        HEYECAN YARATTI MI?

        Ben bu açıklamanın seçmenin beklediği bir açıklama olmadığını, bir heyecan yaratmadığını, satın alınmayacağını söylüyorum. Dün akşam Habertürk’te bunu tartıştık. Aksini iddia edenler oldu tabii.

        Ancak tüm gün boyunca Twitter’da TT listesine baktım parlamenter sistem ya da Anayasa değişikliği teklifiyle ilgili hiçbir konu TT olmadı. Kimse konuyu takip etmedi, içeriğini de tartışmadı.

        Bilakis Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı sözleşmeli personelin kadroya alınması gündem oldu.

        Zira milletin parlamenter sistem diye büyük bir derdi yok.

        Parlamenter sisteme geçiş, ana bir siyasi söylem olarak muhalefetin merkeze alacağı bir söylem değildir. Zira toplumum genelinde böyle bir konuya ilgi gösterilmez.

        Ben bunu ekonomik krizden önce söylerdim. Şimdi krizden sonra hiçbir şekilde gündem olmaz vatandaş arasında.

        Bu, seçim sürecinin merkezine konursa asla seçim kazanılmaz.

        HERKES ADAYA ODAKLANMIŞ

        Vatandaş ilgi göstermedi diye bu metne yanlış diyemeyiz. 6’lı masanın mutabakat metinlerinden biri olacaktır. Lazımdı, iyi oldu…

        Ancak seçmenin kafası çok karıştı. Muhalefet o kadar çok toplandı, o kadar çok metin açıkladı ki artık takip edilemiyor.

        Siyasal iletişimde çoklu mesajlar, çok odaklı kampanyalar, karmaşık siyasi söylemler seçmen tarafından algılanmaz.

        Daha da vahimi şu ki, seçmen şu anda adaya odaklanmış halde. Bunun haricinde hiçbir açıklamaya ilgi göstermiyor, okumuyor, satın almıyor.

        “Cumhurbaşkanlığı yarışında Erdoğan’ın karşısına kimi çıkartacaksınız?” onu soruyor sürekli.

        Bunu açıklamadığı sürece muhalefetin heyecan yaratması mümkün değil.

        Tarım iletişimini konuşmanın vakti geldi

        Tarım iletişimini konuşmanın vakti geldi
        0:00 / 0:00

        Tarım konusuyla ilgilediğim günden beri sahada üreticiler, çiftçiler, tarım sanayicilerinin arasında olmaya çalıştım.

        Türkiye’nin dört bir yanında, onlarca konuyla ilgilendim.

        Önceki gün Antalya’da Türkiye’nin en büyük Tarım Fuarı Growtech’e katıldığımda bu kez tarım sektörünün neredeyse tüm aktörlerini görme fırsatım oldu.

        Sera sistemleri üretenden tutun yerli tohum üretenlere, sulama sistemleri üretenlerden tutun dijital tarım teknolojilerine kadar yüzlerce, binlerce aktör vardı fuarda.

        Sahada ve fuarda gördüğüm en önemli eksikliklerden birinin “tarım iletişimi” olduğuna artık kesin kanaat getirdim.

        Zaten fuar kapsamında bu konuyla ilgili bir de panele katıldım ve konuyu tartıştık.

        TARIMIN BİRÇOK ALANINDA İLETİŞİM SORUNU VAR

        Aslında kendi köyümde ve şehrimde çiftçilerle ve tarım yapan köylülerle görüştüğümden beri bir iletişim sorunu olduğunu görüyordum.

        Ancak sektörü tanıdıkça sorunun her alanda yaygın olduğunu fark ettim. Yani bakanlıklarla çiftçiler, bürokrasiyle üreticiler, üniversitelerle Tarım Bakanlığı, üniversitelerle çiftçiler, sanayiciler ve üreticiler arasında ciddi bir iletişimsizlik olduğuna çok şahit oldum.

        Öte yandan medya alanında da ciddi sorun var.

        Türkiye’de tarım uzmanı bir iki köşe yazarı var sadece. Tarım muhabiri yok denecek kadar az. Sektöre özel gazete, dergi de çok az. Bakanlığın ya da özel sektörün açtığı TV kanalı ya da Youtube yayını da pek izlenmiyor, yaygın değil.

        Tüm bunlardan dolayı artık tarım iletişimini artık tartışmak, temellendirmek ve sahada uygulamak gerekiyor.

        Mesela ziraat fakültelerinde iletişim dersi konmalı. İletişim fakültelerine de tarım politikası dersi.

        Şimdilik girizgah olarak bunu yazıyorum. Ancak daha detaylı yazmaya devam edeceğim.

        Diğer Yazılar