Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Muhalefet cephesindeki insanlar bazen bana kızıyor. “İktidar dururken neden muhalefeti eleştiriyorsun?” diyorlar.

        İktidar çevresi de onların hatalı icraatlarını eleştirdiğimde “Muhalif oldun” diyorlar.

        Yani kimse eleştiri kabul etmiyor.

        Oysa muhalefet ya da iktidar benim için çok fark etmiyor.

        Kim doğruyu yapmışsa destekliyor, kim yanlış yapmışsa eleştiriyorum.

        Bu durumda ne Musa’ya ne İsa’ya yaranamıyorsunuz.

        Televizyon programlarında aynı anda muhalefet ve iktidarı destekleyen izleyicinin eleştirisine maruz kalıyorum.

        Bu yüzden olsa gerek, tartışma programları planlanırken, çoğu kez bana nerede yer vereceğini bilemiyor editörler.

        Ortaya bir sandalye koyalım diye çok espri yapılıyor bana.

        Birçok sıkıntısını yaşasam da, sanırım bir yazar ve yorumcu olarak durmak istediğim yer de tam burası.

        Doğruya doğru, yanlışa yanlış demek temel prensibi olmalı bir yazarın, gazetecinin, yorumcunun.

        MUHALEFETİN İLETİŞİM KRİZİ

        Muhalefetin en önde gelen sorunu olan iletişim meselesini yazacağım için önden böyle bir girizgah yapma ihtiyacı hissettim. Yani eleştirilerim "taraf" olan birinin değil, ortada durup gözlemleyen bir yazarın tespitleri.

        REKLAM

        6’lı Masa iletişim krizini çözemedi bir türlü. Seçim yaklaştıkça bu kriz artarak devam ediyor.

        İletişim krizi dediğim şeyle, o masadaki projeleri, politikaları, gelecek için planları anlatamama sorununu kast etmiş olmam lazım.

        Ancak önemli bir sorun olmasına rağmen bunu bile tartışamıyoruz.

        Çünkü liderlerin, parti sözcülerinin kapalı kapılar ardında yapmaları gereken tartışmaları, konuşmaları medya önünde yapmalarından kaynaklanan krizden bahsediyorum.

        İKİ GÜNDE ÜÇ KRİZ

        Sadece iki gündeki iletişim krizlerine bakın.

        1. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun 6 liderin imza yetkisi açıklamaları

        2. Deva Partisi Sözcüsü İdris Şahin’in, HDP tutum belgesi 6’lı Masa’da görüşülmeli açıklaması

        3. İYİ Parti Genel Başkan yardımcısı Ümit Özlale’nin İdris Şahin’e cevap olarak "Bu haddini aşmaktır" demesi.

        Tüm bu açıklamalar, 6’lı Masa’da liderlerin ya da alt komisyonlarda parti yöneticilerinin kendi aralarında konuşması gereken konular.

        Hepsi bir taslak, kişisel görüş ve 6 partinin mutabık kalmadıkları konular.

        Peki bunları neden kapalı kapılar ardında değil de, medya önünde konuşuyorlar?

        İşte buna muhalefetin iletişim krizi deniyor.

        Akşener, Kılıçdaroğlu arasındaki söz düellosuna dönen krizlerden sonra, şimdi bunları konuşuyor ekranlardaki yorumcular, sosyal medyadaki insanlar...

        VATANDAŞ MUHALEFETİN TUTUMUNA NOT VERİYOR

        Muhalefetin iletişim krizini hem bu köşede, hem de ekranlarda çok sık dile getiriyorum.

        REKLAM

        Birçok muhalefet partisi yöneticisi özel olarak bana söylediklerimde haklı olduğumu ifade ediyorlar.

        Ancak gelin görün ki bu sorunu bir türlü çözmek için adım atmıyorlar.

        6 partinin kendi arasında kurduğu bir iletişim komisyonu var üstelik.

        Onlar alınan kararları, açıklanan metinleri kamuoyunda daha güçlü algılansın diye çalışma yapacaklardı güya.

        Ancak kimse o kısmıyla ilgilenmiyor, iletişim kriziyle uğraşıyor.

        Vatandaş tüm bu olup bitenleri yakından izliyor ve not veriyor.

        Son günlerde sokaktaki vatandaştan en çok duyduğum söz şu olmaya başladı: “Bu muhalefet kavga edip duruyor, bir şey yapamayacak."

        Bu söz ciddi bir şekilde yayılıyor ve muhalefet bunu göremiyor.

        30 OCAK’A KADAR SUSMA ORUCU TUTSALAR

        30 Ocak’ta mutabık kalınan çok önemli belgeler açıklanacak kamuoyuna. Bütün enerjisini, bunu topluma nasıl iyi anlatırız kısmına harcaması gerekir muhalefetin.

        Ancak bunun yerine kendi aralarında tartışmayı tercih ediyorlar.

        Oysa 30 Ocak’ta yayınlanacak belgeler en az ortak aday konusu kadar önem taşıyor.

        Ben 6 liderin bu metin konusunda anlaştığını düşünüyordum. Sadece duyuru kısmı kaldı zannediyordum.

        Ancak Davutoğlu’nun açıkladığı imza yetkisi konusu masada konuşulmamış diye açıklama yaptı diğer partiler.

        Peki 30 Ocak’ta açıklanan metinde bu konu olmayacak mı?

        Görüldüğü gibi deştikçe sorun ortaya çıkıyor.

        Acaba diyorum, muhalefet cephesi 30 Ocak’a kadar susma orucu tutsa ve masa hakkında konuşmasalar nasıl olur?

        Bence haklarında hayırlısı olur.

        Diğer Yazılar