Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sahte içki yüzünden 1 hafta içinde 55 kişi can verdi. Yani tam 55 yuvaya ateş düştü...

        Başka bir nedenle bu kadar kişi hayatını kaybetse ülke teyakkuza geçerdi.

        Yetkililerden açıklama üstüne açıklama gelirdi.

        Ama bakıyoruz beklenen düzeyde tepki gelmiyor hükümetten.

        Ve insanlarda “Alkole karşı olduklarından içenlerin hayatını umursamıyorlar. Zaten bu kadar fahiş vergi zammı yapmalarının gerekçesi de sağlık değil yaşam tarzı dayatması” düşüncesi oluşuyor.

        Üstüne bir de AK Parti Muğla İl Gençlik Kolları Üyesi olduğu ileri sürülen Fettah Can Türk isimli kendini bilmez, "Laikler; Recep Tayyip Erdoğan'dan kurtulmak istiyorsanız bol bol sahte içki için" diye adice bir paylaşım yapınca sinirler iyiden iyiye geriliyor.

        Tamam, emniyet bir operasyon başlattı ama her konuda konuşan bakanlar, siyasetçiler en azından “Durumun takipçisiyiz, vefat edenlere rahmet diliyoruz” falan diyemez miydi?

        Kılıçdarağlu bu 'madde' bağımlılığından bir an önce kurtulmalı

        Kılıçdarağlu bu 'madde' bağımlılığından bir an önce kurtulmalı
        0:00 / 0:00

        CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Adım Adım İktidara” projesinin tanıtımını yaptı dün. Muharrem İnce Memleket Hareketi ile bütün Türkiye’yi adımlarken, CHP İstanbul İl Örgütü de 6 bin 800 kişilik kadrosuyla 961 mahalleyi gezecekmiş.

        CHP İstanbul’da zaten yerel seçimi kazanmışken adımlanacak bir yer varsa o da hiç oy alamadıkları şehirler olmalıydı.

        Zaten anlaşılan fikir genel merkezden değil Canan Kaftancıoğlu’ndan çıkmış.

        Ekrem İmamoğlu’nun zayıf performansından doğan boşluğu fark ederek, parti içinde kendisine dönük eleştirileri de alt edecek yeni bir atak yapıyor belli ki...

        Tweetleri ve kimi açıklamaları tartışmalara konu olsa da çalışkanlığı ve teşkilatçılığı noktasında hakkını vermemiz gerekir Kaftancıoğlu’nun.

        Bu arada Kılıçdaroğlu’nun konuşmasındaki bir bölüm dikkatimi çekti.

        Uzun uzun İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi'nden söz etti.

        25 Temmuz’daki kurultay konuşmasında okuduğu bu manifestonun kusursuzluğunu anlattı.

        5 sorun, 13 çözüm önerisinden oluşan metin için “Kimse itiraz etmedi. 'Şurası yanlıştır' diyemediler. Diyemezler zaten” dedi.

        Acaba sokaktan 100 kişiyi çevirip “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi nedir?” diye sorsak 1 kişi bile ne olduğunu söyleyebilir mi ki itiraz yükselsin?

        Kemal Bey son yıllarda bir alışkanlık edindi, ülkedeki sorunlar için çok maddeli teorik çözümler üretiyor.

        Şöyle bir hafızamı yoklamak için Google’a “Kılıçdaroğlu madde” yazdım, şu sonuçlar çıktı:

        Kılıçdaroğlu 16 madde...

        Kılıçdaroğlu 7 madde...

        Kılıçdaroğlu 10 madde...

        5 madde, 20 madde... Liste böyle uzayıp gidiyor.

        Peki, akılda kalan bir içerik var mı? Maalesef yok.

        Açıkçası çok maddeli bu teorik önerilerin halk üzerinde hiçbir etkisi olmuyor.

        Sayın Kılıçdaroğlu’na naçizane önerim teoride mükemmelleşmek yerine pratiğe odaklanması ve bu ‘madde’ bağımlılığından bir an önce kurtulması. Meral Akşener ve Muharrem İnce gibi vatandaşla bire bir buluşması. Dertlerini dinlemesi, sorunlar için somut çözümler anlatması...

        Türkiye İstanbul’daki 961 mahalleden ibaret değil Kemal Bey... Üstelik hiçbir teşkilat çalışması sahada bir liderin yaratacağı rüzgârı yaratamaz.

        Hazır 2023’e kadar erken seçim olmayacağı kesinleşmişken, ittifak stratejilerine harcadığınız enerjinin yarısını CHP oylarını artırmaya ayırmalısınız artık...

        Hem parti içindeki muhalif çıkışların da önünü ancak halkın desteğini arkanıza alarak kesebilirsiniz. Yalnızca ‘dostlarınız'ın desteğini alarak değil...

        Erken seçim tartışması biter mi?

        Erken seçim tartışması biter mi?
        0:00 / 0:00

        Cumhurbaşkanı Erdoğan “Erken seçim kabile devletlerinin işidir, gelişmiş ülkelerde olmaz” diyerek öyle keskin bir benzetme yaptı ki “Vallahi billahi erken seçim yok” diye yemin etse bile bu kadar etkili olmazdı.

        Bu saatten sonra erken seçimin e’si bile gündeme getirilecek olsa “Kabile devleti miyiz?” der karşı taraf...

        Zaten yeni sistemde seçimlerin yenilenmesi çok çok zor zira ya TBMM çoğunluğunun karar alması ya da Cumhurbaşkanı’nın kalan süresinden feragat etmesi gerekiyor.

        Muhalefetin ülkeyi seçime götürmesi imkânsız. Kafası karışanlar için sayılarla anlatalım: Seçim kararı alınması için 5'te 3 çoğunluk yani 360 milletvekili oyu gerekli.

        Cumhurbaşkanı da bir kez daha erken seçim gibi bir niyeti olmadığını en net biçimde ortaya koymuş oldu.

        Peki erken seçim tartışması böylece biter mi? Kesinlikle bitmez çünkü CHP Lideri Kılıçdaroğlu “Ülke kötü yönetiliyor” tezini canlı tutmak ve ittifak blokunda safları sıklaştırmak için seçim söylemine mütemadiyen ihtiyaç duyacaktır.

        Diğer Yazılar