Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ticaret Bakanlığı, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve eşi Hasan Pekcan'a ait Nanoksia Biyoteknoloji firmasından 9 milyon TL'lik dezenfektan alındığı iddialarına ilişkin nihayet dün bir açıklama yaptı.

        Böyle bir satışın gerçekleştiğini resmen onayladı.

        Söylediklerine göre, 9 milyon TL'lik değil KDV hariç 507 bin 880 TL'lik ürün almışlar. Savunma olarak da “Piyasa fiyatlarından oldukça aşağıda, usulüne uygun bir biçimde gerçekleştirildi. Direkt üretici firma yerine ikinci firmadan alsak daha pahalıya gelecekti" diyorlar.

        Bu açıklama sayesinde söz konusu satışı çok masum görmemizi bekliyorlar galiba.

        Bırakın piyasa fiyatının altında olmayı bedava bile olsa bunun şaibe yaratacağını, etik açıdan doğru olmayacağını nasıl düşünemezler!

        Pekcan’ın kamuoyuna bizzat çıkıp anlatması hatta özür dilemesi gerekirken “Sattık ama ucuza sattık” açıklaması yaptırmasını en hafif tabirle yadırgadım.

        İşin siyasi maliyeti ne olur bilemiyorum ama Bakan Pekcan’a Netflix’te yayınlanan Borgen adlı diziyi izlemesini tavsiye ederim.

        İlk sezon 9. bölümde, Danimarka Başbakanı Birgitte Nyborg’un akademisyen olan kocası Phillip 'Via Electronics' adlı şirketten önemli bir transfer teklifi alınca heyecanla üniversitedeki görevinden istifa eder.

        Ne var ki o sırada başbakanın alımına onay verdiği savaş uçağına donanım sağlayan şirketlerden birinin de 'Via Electronics' olduğu fark edilir. Nyborg, gözünü dahi kırpmadan eşine şirketten ayrılmasını aksi halde devlet ihalesine şaibe karışacağını söyler. Sonunda adam yeni teklifi geri çevirir fakat kariyerinin mahvolmasını da kaldıramaz ve evi terk eder.

        Yani bırakın kocasının şirketinden doğrudan ürün satın almayı, son derece dolaylı bir durumda dahi -evliliğine mal olacak dahi olsa- siyaseten yapılması gereken bellidir…

        Olmadı Kaftancıoğlu

        Olmadı Kaftancıoğlu
        0:00 / 0:00

        “128 milyar dolar nerede?” diye sorabilirsiniz?

        Muhalefet olarak, Merkez Bankası rezervlerdeki dövizlerin hangi tarihte, kime, nasıl satıldığını sorgulayabilirsiniz.

        Ama iktidarı eleştireyim diye Suriye’deki savaştan kaçarken mülteci teknesinde boğulup bedeni kıyıya vuran masum bir çocuğu dekor olarak kullanmaya kalkışırsanız, işte o vicdana sığmaz.

        Hakikaten yakışmadı Canan Hanım…

        Hatanızı siz de fark etmiş olmalısınız ki paylaşımı silip yeni bir tweet atmışsınız.

        “128 milyar doların doğru kullanılması halinde bu ve benzeri manzaraların oluşmayacağına dikkat çekmeyi amaçlarken Aylan bebeğin hâlâ vicdanlarımıza ağır gelen, unutamadığımız görüntüsünü paylaştığım için vatandaşlarımızdan özür dilerim” demişsiniz.

        Ama bu sefer de Merkez Bankası rezervlerinin doğru kullanılması ile mülteci krizi arasında nasıl bir bağlantı kuruyorsunuz diye düşünüyor insan.

        Hele de partiniz Suriyeli sığınmacılar için yapılan yardımları ağır biçimde eleştirirken…

        CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu “3 milyon 600 bin Suriyeliye 40 milyar dolar para harcadınız” diye hesap sorarken...

        Nereden baksanız tutarsız ve siyasi etikten uzak bu paylaşımlarınız.

        Diğer Yazılar