Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İsveç ve Finlandiya’dan en azından kağıt üstünde istediğimizi aldık. PKK terörüne karşı atacakları adımları metne döktüler, altına imza attılar. İsveç terör yasasını 1 Temmuz’da değiştirme garantisi verdi. Biraz muallak cümlelerle de olsa PYD ve FETÖ de metne girdi.

        Peki Türkiye’nin bu adımı atması yani NATO'da oyun bozan olmaması karşısında Batı ne yapıyor? Özellikle ABD Türkiye’nin taleplerini ne kadar ciddiye alıyor?

        Türkiye’nin attığı dev adıma karşılık onlar da hadi dev olmasa bile orta büyüklükte bir adım atacaklar mı?

        Bunun cevabının görüleceği yer Biden-Erdoğan görüşmesiydi.

        Yapılan açıklamalara göre görüşme çok pozitif bir havada geçmiş. Ne güzel.

        Biden, “Sizinle daha yakın çalışmak istiyorum” demiş. Kime demiyor ki?

        İsveç ve Finlandiya konusunda teşekkür etmiş. Etmesi gerekirdi, normal.

        Bir de F-16’lar konusunda “Çözmek için çalışacağım, Kongre’den geçmesi için gayret göstereceğim” demiş.

        İyi ama ABD F-16’ları zaten vermeyecek miydi?

        REKLAM

        Bırakın İsveç ve Finlandiya anlaşmasını, sadece Ukrayna savaşı konjonktüründe ortaya çıkan tablo bile ABD’yi F-16 konusunda ikna etmişti zaten.

        Hal böyleyken, Türkiye’nin şu savaş sürecindeki tavrından sonra “Hasım ülke” demeyi sürdürüp CAATSA yaptırımını kaldırmayacak olmalarını neden kabul ettik?

        Elimiz bu kadar güçlüyken, zaten eski teknoloji olan F -16’larla yetinmek yerine F-35’te neden ısrarcı olmadık?

        Metne FETÖ ve YPG ifadeleri girmişken ABD’nin de derhal bu konularda somut bir adım atmasını neden şart koşmadık?

        ABD’nin Yunanistan’da kurduğu üslerin bize yönelik tehdit oluşturmayacağına dair somut bir garanti neden istemedik?

        Hatta hatta bütün bu başlıklarda istediğimizi alabilmek için, Biden ile görüşmeyi NATO anlaşmasına imza atmadan önce yapmakta neden ısrar etmedik?

        Ankara’daki büyüklerimiz kusura bakmasınlar ama pazarlığı küçük yerden açmışlar.

        Biden, Erdoğan'ı içeride güçlendirecek ciddi adımlar atmaktan imtina ediyor. Aynı nedenle büyük kavgalar da etmiyor. İdareyi maslahat ile istediğini almaya çalışıyor.

        Bu gayet açıkken Türkiye eline geçen kozu oynamakta fazla acele etti gibi görünüyor.

        Diğer Yazılar