Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu helalleşme sürecinin bir parçası olarak şimdi de başörtüsüne yasal güvence adımı attı.

        Peki ülkede şu an için bir başörtüsü problemi yokken CHP Lideri şimdi neden böyle bir hamle yaptı?

        CHP’nin başını çektiği muhalefet önümüzdeki seçimde iktidara gelirse AK Parti dönemindeki kazanımlarını kaybetmekten korkan muhafazakarlar var. İktidar da kimi zaman açıktan kimi zaman üstü örtülü bir biçimde bu korkuyu körüklüyor. “Eski CEHAPE zihniyetinin” yeniden hortlayacağını ima ediyor.

        Gerçi muhalefet bloğundaki 6 partiden 5’inin sağ veya muhafazakâr partiler olması bu olasılığı oldukça zayıflatıyor ama Kılıçdaroğlu yıllar boyunca kemikleşen ‘Din karşıtı CHP’ imajını radikal biçimde değiştirerek iktidarın elinden bu argümanı almak istedi.

        Zamanlaması elbette tartışılabilir ama siyasi olarak kendisi açısından doğru bir hamle yaptı.

        Peki bu yasa teklifi AK Parti’den mutsuz olan kararsız muhafazakarları muhalefet bloğuna yönlendirmeye yeter mi?

        Kemal Bey’in başörtüsü konusunda samimiyetine inanıyorum ama CHP’nin veya muhalefet bloğunun oylarını arttırmasını beklemesin.

        Bunun birkaç sebebi var. Öncelikle zaten çözülmüş bir meselede adım atmanın heyecan yaratması mümkün değil. Ayrıca Kemal Bey tek başına bu konularda önemli açıklamalar yapsa da seküler muhalifler topyekun bir zihni dönüşüm yaşayabilmiş değil. Bugün başörtüsü meselesini hâlâ cahiliye alışkanlığı olarak kodlayan, bunu da sözleriyle veya davranışlarıyla belli eden ciddi bir kitle var. Muhafazakârlar bu nobranlığın farkındalar. Dolayısıyla CHP’nin dönüştüğüne ikna olamıyorlar.

        Kaldı ki muhafazakâr kitlelerin anlam dünyası sadece başörtüsünden ibaret değil. Erdoğan’ın yeni yasama yılı açılışında “Aile fıtratını güçlendirmeye yönelik attığımız adımları önümüzdeki dönemde yeni unsurlarla destekleyeceğiz” demesi bir tesadüf değildi.

        Ailenin korunması, milli manevi değerler konusunda hassasiyet, ecdat söylemi… Hepsi bir bütün. CHP’nin bu değerler sistemine karşı vadettiği alternatif bir değerler söylemi yok. Olsa bile özgürlükçü sol düşüncenin apaçık etkisi altında. Elbette böyle olması normal fakat günün sonunda sekülerler de muhafazakârlar da kendi yaşam tarzlarına hitap eden partilere yöneliyorlar.

        Peki Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü hamlesi kendi tabanında nasıl karşılandı?

        Muhalefete yakın kimi gazetecilerin ve kanaat önderlerinin tıpkı helalleşme çıkışında olduğu gibi ağzı ekşidi. “Ekonomik sorunlar can yakıcıyken şimdi gündem bu mu olmalıydı?” şeklindeki eleştiriler ardı ardına sıralandı.

        Altılı masadaki Gelecek ve Saadet partilerinden destek gelse de AK Parti’den Grup Başkanvekili Özlem Zengin sert bir açıklama yaparak Meclis’te ‘Evet’ demeyeceklerini belli etti.

        Yani Kılıçdaroğlu ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranabildi.

        Bugün AK Parti’nin de benzer kapsamda bir Anayasa değişikliği önerisi getireceği söyleniyor.

        Meseleyi polemiklere boğmadan, siyasi rant alanına çevirmeden birlikte ortak bir duruş sergilemeyi becerebilirlerse arkaik bir sorunu gelecek nesillere devretmemiş oluruz.

        Tabii ister seküler olsun ister muhafazakâr, şu sıralar halkın asıl beklentisi siyasi partilerin bu konularda fazla oyalanmadan ekonomideki kötü gidişatı terse çevirecek somut projeler ortaya koyması. Muhalefet şimdilik bu konuda yaya kalıyor.

        Diğer Yazılar