Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlerle buluşma programında seçim tarihini resmen netleştirdi.

        Cumhurbaşkanı’nın ülkeyi seçime götürme yetkisi olduğunu, kendisinin bu yetkiyi 10 Mart’ta kullanacağını açıkladı.

        Seçimin 14 Mayıs’ta yapılacağını böylece kesinleştirmiş oldu.

        Bugün 23 Ocak. Yani seçimlere bugün itibarıyla 3 ay 3 hafta kaldı.

        Zamanın hızla ve büyük bir hareketlilik içinde geçeceğine şüphe yok.

        Özellikle 6’lı Masa için geri sayım başladı.

        Bugüne kadar adayı seçim takvimi netleştiğinde açıklayacaklarını söylüyorlardı.

        Şu dakikadan sonra kaybedecekleri her gün aleyhlerine yazılacak.

        30 Ocak tarihi önemli. Çünkü o gün hem ortak hükümet programını hem de geçiş süreci protokolünü açıklayacaklar.

        Meclis’te 360 milletvekili çıkarabilirlerse parlamenter sisteme hangi sürede geçecekler? Çıkaramaz fakat Cumhurbaşkanlığı’nı kazanırlarsa 5 yıl nasıl bir yönetim kuracaklar? Genel Başkanların pozisyonu ne olacak? Tüm bu sorular o gün yanıt bulacak.

        Ayrıca gösterecekleri adayın sahada anlatacağı vaatleri de yine o gün duyacağız.

        Ya heyecan yaratmayı başaracak ya da parlamenter sisteme geçiş metninde olduğu gibi 2-3 günde etkisini yitirecek bir lansman yapıp Erdoğan’ın bir dönem daha seçilmesinin yolunu açacaklar.

        REKLAM

        Sonraki iki hafta içinde de adayı netleştirmeleri gerekiyor.

        10 Mart’ı bekleyecek olurlarsa kampanyayı 60 güne sıkıştırırlar ki bu halkın sabrını epeyce zorlamak anlamına gelir.

        Kısacası anketlerde Cumhur İttifakı lehine birkaç puanlık yükseliş açıkça görünürken önümüzdeki 3 hafta muhalefet açısından son derece kritik.

        6’lı Masa'daki farklı partilerin kurmaylarıyla sık sık konuşuyorum.

        Ortak aday konusunda henüz oluşmuş ortak bir kanaat yok.

        Partiler kendi içlerine dönüp temayül yoklaması yapmaya başladı.

        Liderler masaya bu yoklamalarda öne çıkan isimleri toplayarak gelecek.

        Kılıçdaroğlu’nun adaylığına itiraz edecek birden fazla parti var gibi görünüyor.

        Ama iki belediye başkanına itiraz eden partiler de var.

        Müzakere kabiliyetlerinin sonunda kimde karar kılacaklarını şu anda tahmin etmek mümkün değil.

        Dün Mansur Yavaş’ın Kılıçdaroğlu’na dönüp “İnşallah sizi seneye Cumhurbaşkanımız olarak görürüz” demesi dikkat çekiciydi.

        Ben bu sözlerin Yavaş’ın uzun zamandır izlediği “yapıcı çekimserlik” stratejisinin bir parçası olarak görüyorum.

        En başından beri Kılıçdaroğlu’na rağmen aday olmayacağını söyleyerek vefalı davranıyor.

        Bu durum onun adaylık ihtimalini ortadan kaldırmadığı gibi aksine önüne açıyor.

        Dün 6’lı Masa'nın önemli kurmaylarından biri Yavaş’ın açıklamasıyla ilgili “Saygılı davranarak oyunu o kadar doğru oynuyor ki Kemal Bey’in önüne iki belediye başkanının adı gelirse o bile Mansur Bey’i isteyebilir. Ayrıca bu şekilde anketlerde de giderek yükseliyor” dedi.

        Aday olsa da olmasa da bu süreçten kazançlı çıkacağı kesin.

        REKLAM

        İmamoğlu ise Yavaş’ın aksine en başından beri “iddialı aktiflik” stratejisi izliyor.

        Tam da aday belirleme süreci öncesi Karadeniz ve Güneydoğu illerini kapsayan 15 şehirlik bir tura çıkması bunun açık bir örneği.

        Sadece bu sefer Genel Başkan’a rağmen değil onun da gönlünü yaparak sahaya iniyor İmamoğlu.

        Örneğin Kılıçdaroğlu’nun memleketi Tunceli’de Genel Başkan’ın anne babasının adını taşıyan konukevinin açılışını yapacakmış.

        Nazimiye’de bulunan Düzgün Baba Dergahı’nın ziyaretçilerinin konaklaması için yapılan fakat zaman içinde metruk hale gelen olan konukevi yenilenmiş ve Kemal Bey’in anne babasının "Yemuş-Kamer Kılıçdaroğlu"nun adı verilmiş.

        İmamoğlu bu sembolik açılış ile kendisine “Oğlum gibi” diyen Kılıçdaroğlu’na bir nevi karşı jest yapmış olacak.

        Peki işin sonunda bu üç ismin dışında sürpriz bir adayla karşılaşır mıyız?

        Uzlaşma sağlanamaz ve mesele kangrenleşirse bu ihtimal de var.

        Partilerin B ve C planları yaptığını, liderlerin masa dışından değişik isimler de getireceğini duyuyorum.

        Önümüzdeki 3 hafta muhalefet açısından çok şeye gebe... Kalan 3 ayda ise kıyasıya bir rekabet izleyeceğiz.

        Dileyelim ülkemiz adına adil ve demokratik bir yarış olsun...

        Diğer Yazılar