Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Fabrizio Collini, dört yıl boyunca Mercedes fabrikasında çalışmış, göze batmayan, sabıkası olmayan bir İtalyan’dır. O gün, Berlin’in lüks bir otelinde görürüz kendisini. Dördüncü kata çıkar, kapı numaralarını tarar. 400 numaralı odanın üstünde “Brandenburg Süiti” yazmaktadır. Kapıyı çalar. Kapıyı açan adam 85 yaşındadır ama çok genç görünmektedir.

        “İyi günler, Corriere della Serra gazetesinden Collini” diye tanıtır kendini Collini; adamın kimlik görmek isteyebileceği endişesiyle. Ama beklediği olmaz. “Memnun oldum, buyurun röportajı içeride yapalım” der yaşlı adam ve tokalaşmak için elini uzatır. Collini geri çekilir, adama henüz dokunmak istemiyordur çünkü. Üstelik çok terlemiştir ve bunu da ağzından kaçırır. “Evet, hava çok nemli bugün, yakında yağmur yağması lazım” der yaşlı adam. Odaya geçerler. Bej rengi halı, koyu renk ahşap, büyük pencereler, odadaki her şey pahalı ve sağlamdır. Collini pencereden Brandenburg Kapısı’nı görür, çok yakın olduğunu düşünür.

        20 dakika ya geçer ya geçmez, yaşlı adam artık ölüdür. Dört kurşun başının arka tarafına girmiş, biri beynin içinde yön değiştirip diğer taraftan çıkmıştır. Halıdaki kan lekesi yavaş yavaş büyümektedir. Collini tabancayı masanın üzerine bırakır, ayağının ucuyla ölüyü çevirir ve birden ayakkabısının topuğuyla ona bir tekme atar. Sonra duramaz, bir daha, bir daha… Ölünün yüzü, çenesi, burnu artık tanınmaz hale gelir. Ayakkabısının topuğu koptuğunda ancak durur Collini. Yatağa oturur. Nefesi düzelince odadan çıkıp asansörle aşağı, lobiye iner. Oradaki mavi koltuklardan birine oturur. Garson, bir şey isteyip istemediğini sorar. Collini sadece tutuklanmayı beklemektedir. Lobideki panoda tarih, 23 Mayıs 2001’i göstermektedir.

         COLLINI DAVASI (Ferdinand Von Schirach / Çev: Itır Arda / Alfa Yayınevi)
        COLLINI DAVASI (Ferdinand Von Schirach / Çev: Itır Arda / Alfa Yayınevi)

        AVUKATI ŞÜPHEYE İTEN BAĞ

        Collini’nin getirildiği mahkemenin soruşturma yargıcı, onu savunmak için bir avukat tayin etmek zorundadır. Görev, 40 günlük yarı Türk avukat Caspar Leinen’a düşer. Birçok genç avukat gibi o da acil hizmet listesine yazdırmıştır kendisini. Haftasonları bu avukatlara birer cep telefonu verilmekte ve bu avukatlar nöbetçi olmaktadır. Biri tutuklanır ve avukat talep ederse, resmi makamlar orayı aramaktadır. Genç avukatlar böylece ilk müvekkilerini alırlar. Leinen, gelen telefonla cüppesini kapıp yola düşer. 20 dakika sonra soruşturma yargıcının odasındadır. Konuşmak üzere, müvekkilinin yanına götürülür. Leinen’ı gören Collini’nin ilk cümlesi şu olur: “Avukata ihtiyacım yok. Kendimi savunmak istemiyorum.”

        Dakikalar böyle geçer, Collini müebbet hapse doğru yol almaktadır. Para kazanmak yerine insanlara yardımcı olma peşindeki idealist avukatımız Leinen da onu savunma ısrarını bırakmak üzeredir. Ancak kurbanın kimliğini öğrenince işler değişir. Çok saygın bir Alman sanayici olan kurban, en yakın arkadaşının büyükbabasıdır. Onu çok iyi tanımakta ve nazik, şefkatli bir insan olarak hatırlamaktadır. Collini gibi birinin onunla ne ilgisi, işi olabilir?

        İçine birçok kurt düşer; şüpheler şüpheleri, izler izleri kovalar. Collini sessizliğini korusa da, başlangıçta umutsuz gibi görünen dava Leinen’ın bir ipucu bulmasıyla tamamen farklı bir yön alır. Ve biz, sadece Almanya değil, dünya hukuk tarihinin en inanılmaz, en dokunaklı davalarından birinde buluruz kendimizi. Bu davayı bırakması yönündeki telkinlerin sebebini de yavaş yavaş öğrenir genç avukat…

        REKLAM

        GERÇEK CEZA DAVALARI

        Hikâyede daha fazla ileri gitmek, meraklı okurun tadını kaçıracaktır. Onun için burada duralım, hayatı boyunca tek bir suça karışmamış Collini’yi cinayete iten sebebi bulmayı okura bırakalım. Ama Ocak 2012’de, bu romanın yayımlanmasından sadece birkaç ay sonra, Alman Adalet Bakanı’nın, bakanlıktaki Nazi geçmişiyle hesaplaşmak amacıyla bir komisyon kurduğunu da belirtelim.

        1964 doğumlu yazar Von Schirach, soylu bir Alman ailenin üyesi. Ailenin ilginç ve girift ilişkilere sahip üyeleri var. Büyükbabası, Hitler’in resmi fotoğrafçısı Heinrich Hoffman’ın oğlu olan savaş suçlusu Baldur von Schirach. Büyükannesi Henriette von Schirach ise Hitler’e şahsen meydan okuduğu bilinen az sayıdaki kişiden biri. Bu geçmişi onu da etkilemiş olacak, 1994’te ceza hukukçusu bir avukat oldu Von Schirach. Sonra gerçek hukuk hikâyeleri anlatmaya, yazmaya başladı. Ağustos 2009’da “Suç” kitabı yayımlandı ve büyük ilgi gördü, listelerden inmedi. Ağustos 2010’da “Suç 2” yayımlandı. Elinizdeki üçüncü kitabı Collini Davası ise 2011 Eylülü’nde piyasaya çıktı.

        Bu kitap elbette çarpıcı hikâyesi dolayısıyla muhteşem bir filme de kaynak oldu. Yönetmenliğini Marco Kreuzpaintner’in yaptığı, Franco Nero’nun da rol aldığı 2019 tarihli filmde genç avukatı Elyas M.Barek canlandırıyor. Film güzel ama önce kitabı okuyun lütfen. İnsanlıktan utanarak ve her gerçeğin bir gün ortaya çıkacağını hissederek…

        *

        İKİ TAVSİYE

        1930’ların sonunda, faşizmin yükseldiği İtalya’dayız. Savaşın ayak sesleri ve endişe artarken, bir burjuva ailesi nezdinde yaşama umudunun gücüne de tanık oluyoruz. Diğeri ödüllü bir ilk roman. Bir malikânede kalabalık bir parti esnasında son nefesini veren Evelyn, takip eden günlerde yeniden doğar, ölür, doğar ölür… Bulmacayı çözmek ise size düşer.

         Bütün Dünlerimiz (Natalia Ginzburg / Çev: Kemal Atakay / Kırmızı Kedi)
        Bütün Dünlerimiz (Natalia Ginzburg / Çev: Kemal Atakay / Kırmızı Kedi)
         Evelyn Hardcastle’ın Yedi Ölümü (Stuart Turton / Çev: Özge Onan / İthaki)
        Evelyn Hardcastle’ın Yedi Ölümü (Stuart Turton / Çev: Özge Onan / İthaki)

        Diğer Yazılar